9 Ocak 2014 Perşembe

Heyecan Ve Beklentiler


 Belki de yazının yayınlandığı gün ve saatlerde bazı beklentiler netleşmiş, bazı isimler belirlenmiş olacak. Bazı heyecanlar durgunluğa veya sukutu hayale dönüşmüş olacak. Çok normaldir tabii ki. Çünkü hayatını belirli aşamalara endekslemiş olanlar için hayal düşmesinin de olması doğaldır. Her insan ve çevresindeki kişiler için bir planlama ve ütopya arzusundaysa bu neviden duyguları hissetmeleri çok doğaldır değil mi?

Ama benim bugünkü yazacaklarım bu neviden duyguların karakterize edilmesi değil tabii ki. İdarecilik vasfında olan ve bir şekilde bu görevi hitama ermiş olanların, sonraki senelerde ki hatırlanış emarelerinin düşündürdükleri. Bizim Mimarlık Bültenimizin geçen sayısında bir meslektaşımızın ölüm ilanı ilişti gözüme. Samsunun 1984 lü yıllarda İmar Planını yapan Mimar ve Şehir plancı Fahri YETMAN. Yani Site Camiinin bulunduğu alanın planlanmasına, 30 metrelik Bulvar yolunun kenarındaki yapılaşma kararlarının verildiği planın değişikliğine, Şu anda çözümü imkânsız ve çok masraflı görünen 19 Mayıs Bulvarı ve Barış Bulvarı bağlantısını imkânsız kılan planlamayı yapan müellifin ölüm ilanıydı. Gerçi biz Mimarlar planlama kararlarını verirken hiçbir şekilde özgür olamayız. Çünkü patron her konuda olduğu gibi o konuda da haklı ve söz sahibidir. Plancı çalışmasını yapar ve patrona sunar. Son söz O’na aittir tabii ki. Şu anda Şehir trafiğinin belkemiğini teşkil eden Bulvar yolunun kıyısındaki yapılaşmanın plan kararının ne kadar yanlış olduğu görülüyor. Bitişik Nizam ve çok katlı yapılaşmaya ilaveten, otoparkı olmayan bir yerleşimin bugünkü olumsuzluklarını görmek için akşam pik saatlerde bulvara çıkmak yetiyor. Çift sıra park yapan araçlardan kalan tek şeritin kullanımı akşam saatlerinin trafiğini kilitlediğini bilhassa ramazan ayında bütün şehir halkı evlerine ulaşırlarken yaşamaktalar. Hele hele şu anda Sebze ve meyve hali, Balık hali, mezarlıklar, Şehirlerarası otogar bağlantısını şehir merkezi ile buluşturan Kilise yanı bağlantısı gelecekte nasıl çözüm bulacak, tam bir bilmece gibi görünüyor. Tabii bu arada Samsunumuzun tarihi kimliğinin günden güne yok oluşunu da bu arada anmadan geçemeyeceğim. Hançerli Mahallesi, Kale Mahallesi, Selahiye Mahallesi, Kadıköy ve eski Samsun evleri bir bir yok olurken Samsun tarihini sadece fotoğraflara bıraktı. Şimdi Plancı hakkında bazı suçlamaların yapılması kolay ama idarecilerimizin hiç mi vebali yok bu yapılaşmalarda acaba (!)

Gelelim yakın dönem değişiklilerin kent yaşayanlarına hatırlatacaklarına. Yaklaşık iki yıldır kullandığımız eski tekel Sigara Fabrikası yanına yapılan alt geçitin yapılma ve işlevsel gereğini bir türlü anlayamamaktayım. Şehrin iki önemli bölgesini birbirine bağlayan bu alt geçidin, kulanımının o güzergâhtan geçen hiç kimse anlayamamakta. Bir vesile ile Samsuna gelen mimar Murat Tabanlıoğlu ile o bölgeden geçerken hayretini gizleyemediğine şahit olmuştum. Ki yapılması sırasında türlü ikazlara rağmen bu yapıya Mimarlar Odası bile muvaffak olamamıştı. Hatta yaya kullanımında büyük faydalar sağlayacağına dair bir kanaat oluşturulmaya çalışılmıştı. Şimdi bakınız, bir yönetici bir karar veriyor ama bedelini Kenti kullananlar ödüyor. Böylemi olmalı acaba?

Kullanıldığı dönemde bir simge bir anıt olan Eski Tekel Sigara Fabrikasının durumu Samsunluların veya o bölgeyi rastgele gezen gören Şehir Misafirlerinin de içini burkan bir görüntüde. Ne oluyor nedir mesele bir türlü anlamıyorum. Bahçesi, meydan otoparkının bir devamı olarak hizmet veren bu anıt yapının kaderine içim kan ağlıyor. Ne zavallı ne bedbaht bir yapıymış. Bir aklıselim sahibi çıkıp ta bu yapının bize hissettirdiklerini anlatamıyor. Günden güne harap olan, içindeki ahşap taşıyıcıların her gün biraz daha harap olmasına tahammül edebiliyor. Bali ve Bira içenine yataklık etmesine mani olunamıyor. Ne yazık!

Kent idareciliğini herkes farklı yorumlaya bilir, herkes farklı anlayabilir, ama geleceği düşünebilmek erdemi hem idareciliğin bir gereği hem de özelliğidir. Yoksa ne farkı kalır sıradan imza atan bir devlet memurundan.

Yazdıklarımızın ve düşündüklerimizin bu karmaşa ortamında güme gitmemesi temennisiyle iyi yıllar…
/Sacit ACAR
03.01.2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder