20 Ocak 2014 Pazartesi

Sağlık Kenti Samsun Bir Hekime 'Muhtaç'!...


Samsun'da yüzlerce hekim var. İlk bakışta 'bu söz ilginç gelebilir' sizlere. Bu kent 'Sağlık kenti olma yolunda' ve Türkiye'nin seçkin hekimleri de, sağlık kuruluşları da Samsun'a akın akın geliyor.. Evet, doğru.. Samsun'a çok önemli hekimler geliyor. Hasta göçü açısından tersine göç başlamış durumda..

Bir süre sonra inanıyorum ki; Samsun'daki sağlık sektörü, Amasya'yı, Tokat'ı, Giresun'u, Çorum'u geçiyorum, Kayseri'den, Sivas'tan, Erzurum, Erzincan'dan ve hatta Rusya, Ukrayna ve diğer ülkelerden hasta alacak. Samsun bir teşhis ve tedavi merkezi olacak.. Organ naklinden, doku nakline kadar bir çok alanda 'söz sahibi olacak'..

Bu kadar lüks otelin ardı ardına  yapılması ve Samsun Valisi Hüseyin Aksoy'un turizme yönelik çalışmalarının alt yapısında bu öngörünün olduğunu tahmin etmek zor değil.. Kalp Damar Hastalıkları konusunda Samsun nasıl önemli bir yol aldıysa, her türlü ameliyatlar gerçekleşebiliyorsa, her alan da 'öne çıkacak' diye düşünüyorum.. Ama bir 'dal' hariç... Sadece tek tedavi noktasında Samsun çaresiz, Samsun ne yapacağını bilmiyor ve Samsun 'hekime muhtaç'. Hem de 'bir hekime'. Çünkü o dalda hekim yok. Var olan hekim de 'Samsun'u terk etti ve gitti'.. Hiperbarik Oksijen Tedavisi uzmanı.. Yani sualtı hekimi..

Ne işe yarar demeyin.. Önemi büyük. Karbonmonoksit zehirlenmelerinde 'beyne oksijen gitmemesi nedeniyle oluşan travmalardaki' tek tedavi yöntemi.. Hafızaları tazelemek adına belirtiyorum; İki öğrencinin hayatını kaybettiği Yaşar Doğu Yetiştirme Yurdu'ndaki yangında 'karbonmonoksit gazından zehirlenen öğrencilerin tedavisi bu yolla yapılmıştı'..  Ne yazık ki; Samsun'da bu konuda tek bir tedavi merkezi vardı ve tek bir doktor vardı. Zonguldak'tan Rize'ye, Çorum'dan Erzincan'a, Rize'ye kadar olan bölgeye hizmet veriyordu. Ve bu tedavinin gerçekleştirilebildiği tek sağlık kuruluşu da 'özel bir merkezdi'.. "BAROKLİNİK"... O doktor gitti ve Samsun açıkta kaldı. Şu an yaşanacak bir vakada bile elimiz kolumuz bağlı durumda..

YAPACAK ÇOK ŞEY YOK...

Bir milyon liralık yatırım da doktor olmadığı için 'ortada kaldı'.. Merkezin sahibi Ortopodi Uzmanı Dr. İsmet Akçay, "işletmem önemli değil, ama Samsun bu konuda çaresiz" kaldı diyor. Şimdi düşünüyorum da Samsun'da, 'Allah korusun böyle bir vaka olursa, bunun hesabını kim verir, nasıl verir acaba'... Üniversite hastanesinde neden böyle bir 'ana bilim dalı yok' diye soracaktım ki; OMÜ'nün YÖK'ten böyle bir talebi olduğunu öğrendim. Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde neden yok bilmiyorum.. Neden bu eksiklik bu zamana kadar giderilmemiş, o ayrı bir muamma..

Asıl soru, 'yaşamla eş anlamlı olan oksijenle tedavinin' bu kadar önemli olmasına rağmen, neden bu konuda bu zamana kadar 'siyasiler bu kentteki herhangi bir hastaneye bir kadro oluşturması için çaba göstermemişler.. Bu kendin Bayındırlık Bakanı var, İktidar Partisi'nin Grup Başkanvekili var, milletvekilleri var, CHP'nin hekim olan milletvekili var, hatta MHP'nin rektörlük yapmış milletvekili ve genel başkan yardımcısı statüsünde bir vekili var ama 'bu kent bir hekime muhtaç halde'.. İnanılır gibi değil..

Alt yapısını bir uzman hekim düşünmüş oluşturmuş, doktoru bulun getirin maaşını ben vereyim, istihdamını sağlayayım diyor ama ne yazık ki; o klinik şimdi 'var ancak yok' konumunda.. Samsun Valisi ve siyasileriyle çok önemli ve hayati bir durumda olan bu konuyu öncelikli gündemine alıp, Sağlık Bakanlığı ile temaslarda bulunup, çözmelidir..

Karbonmonoksit zehirlenmelerinin, özellikle sobalardan sızan gazlardan oluşan vakaların çok yaşandığı şu kış günleri dua edelim de, böyle bir şey kimsenin başına gelmesin.. Ölüm ile yaşamın arasındaki o ince çizgide, Samsunlular ve çevre iller  şu an için 'korunmasız' durumda.. Yıllardır 'nasıl oluyordu' derseniz, ilk anda kurtulan kurtuluyordu, sonrası 'Allah'a kalmıştı'..

Peki çözüm nedir.. Herhangi bir devlet hastanesine ya da TIP Fakültesi'ne 'bir kadro ataması'.. Ya da en azından şimdilik, hekim bulunana kadar, "geçici görevlendirme'..

O zamana kadar ise yapacak tek şey, zehirlenme olmasın diyerek 'dua etmekten öte değil'..
/A.Yener CABBAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder