28 Ocak 2014 Salı

Samsun'da "Tık" Yok

Bafra Karaköy İşletmesi'ne haber yapmak için yıllar önce gitmiştim. Gördüklerimden epey etkilenmiştim. Burada sadece iklim şartları bakımından bölgeye uyum sağlayan ve yurdun başka yerlerinde pek yaşamayan Jersey ırkı süt hayvanları yetiştiriliyor, Tüm sahil boyunca her isteyen bölge köylüsüne veriliyordu. Hatta o zaman bize eşlik eden bir yetkili, 'burada besiciye istediği özellikte hatta renkte dahi aşılama yapabiliriz' demiş, verdiği bilgilerle o yıllarda çalıştığım DÜNYA Gazetesi'nde haber yapmıştım.

Şimdi devlet, aldığı bir kararla burayı da elinden çıkartacak. 30 yıllığına özel sektöre kiralama yöntemiyle verecek. İlk ihale de geçenlerde yapıldı. Öğrendiğim kadarıyla bu ihaleye dosya alıp teklif veren tek bir  Diyarbakır firması katılmış. İhale gerçi ihale iptal oldu ama işin acı yanı Samsun'un buna sessiz kalmasıydı. Acı ama gerçek bu. Dışardan gelen bir yatırımcı devletin özelleştireceği ülkenin önemli bir işletmesi olan Karaköy'ü geziyor. İhale dosyası alıp teklif veriyor. Yere talip oluyor. Ama gelin görün ki koca  Samsun'da "tık" yok.

Oysa Samsun, en başından beri tüm kesimleri ile ayağa kalkıp, "Burası Samsunlu işadamlarına verilmeli' diye yeri göğü yıkmaları, hatta iktidar Milletvekillerine baskı uygulamaları gerekmez mi? Gerekirdi ama "tık" yok. MHP Milletvekili Cemalettin Şimşek'te bir görüşmemizde eğer burası ille özelleşecek ve birilerine verilecekse niye Samsunlu Bafralı işadamları almasın demişti. Ama Bafra'dan da 'tık' yok. Ne oldu? Hani son yıllarda Samsun güçbirliğinin en güzel örneklerini sergiliyordu. Şimdi böyle bir durumda niçin birlik olunmaz anlamıyorum.

Bafra Ziraat Odası Başkanı Sait Karagöl de aynı yakınma içinde. Karagöl'ü uzun süredir tanırım. Bölgenin ve yöre çiftçisinin kalkınması için yıllardır bir mücadele içinde. Karaköy'ün ihale süreci ile birlikte yeri yöre işadamları alsın diye kapı kapı gezmiş, insanları karşı harekete geçirmeye çalışmış ama nafile kimsede "tık" yok. Hatta o süreci Karagöl, şöyle anlatmıştı; "TİGEM ihale sürecine girdiğinde bize bilgi verildi. Biz de iş adamlarına bildirdik ama teklif dahi yapılmadı. Ben Oda Başkanı olarak görevimi yaptım. Herkesi aradım, arıyorum. Bölgemiz neden sessiz kaldı anlayamıyorum. İnsanları ikna etmeye çalışıyorum."

Bu konuşma üzerinden yaklaşık 10 gün geçti. 'Acaba bir farklılık var mıdır' diye dün bir kez daha aradım Karagöl'ü ve sordum "tık var mı tık?" "Çok çabalıyorum. Kapı kapı geziyorum ama gene yok" deyip ekledi. Korkuyorum bu 'tık'sızlık hepimizin ayıbı olacak." Evet, umarız biz bir tek "tık'ın farkı ve önemine varana kadar başkaları Samsun'un kapısına, "tık tık " yapıp burayı elimizden almış olmaz. Unutmayalım saat aheyhimize işliyor; "tık, tık, tık."

/Salim SÜRMELİ
28.01.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder