24 Nisan 2017 Pazartesi

Kimliksiz Şahsiyetler


Ortaya atılan asılsız hoca transferleriyle mevcut olan huzur ve başarı ortamını bulandıran, içimizde yaşayıp sağa sola sırıtarak şirin görünmeye çalışan İrlandalılar… İstikrara çomak sokanlar… Bilinsin ki, bunlar asla Samsunlu ve de Samsunsporlu değildirler…

Yarattıkları kaos ortamına, sanal darbeye inanıp adeta sazan gibi atlayıp, “hal böyle ise ben yoğum” diyenler bu kimliksizlerin ekmeğine yağ sürmeyip de, ne yapmaktadırlar acaba?

Daha düne kadar bu takım paraşütsüz düşer deniliyordu… Rüzgar tersinden esip, yelkenler şiştiğinde hız alınca taka, play-Off mu, neden olmasın’ a dönmüştü fikirler… Birileri o, yukarıda anlatmaya çalıştıklarım devreye girdi, ortalık gerildi… Etki büyük oldu…
İki maçta, hem de altışar puanlık maçlarda sıfır çekildi…  Döndük yine başa… Hadi gelin de ayıklayın pirincin taşını…

İki maçlık avantaja asla güvenmeyin, eğer kalan beş haftada en az iki galibiyet çıkartılamaz ise korku dağları üzerimize gelir bilesiniz… Ben yine gecenin en siyahında, umudun bittiği yerde bu çomakçıların kimliklerinin araştırması içerisindeyim… Bulursam köklerine kibrit suyu çakmak vatan görevim olsun…

Ne taktığınız ray-ban gözlükler, ne de artistik varı yürüyüşleriniz sizi kurtaracak… Bundan emin olabilirsiniz…

/Resul AKÇAY
24.04.2017

20 Nisan 2017 Perşembe

İş Kazası


Keyifli bir yolculuk yapıyorduk… Lastik patlattık! Keyfimiz bir hayli kaçtı… Allah’tan yedek lastik var, değiştirip yola devam edeceğiz… Önemli olan sadece lastiği değil, morallerimizi de tamir etmek… Belli ki ziyadesiyle rehavete kapılmışız… Nasılsa yeneriz edasıyla çıkıldı sahaya…

Maçın üçte ikilik döneminde yenmek için gerekenleri ortaya koyamadı Samsunspor… Orta sahası çalışmayan, ne oynadığını bilemeyen bir kadro… Bir, bilemedin iki oyuncun vasatın altında kalır da, diğerleri biraz vites artırıp onların açığını kapatır buna ses çıkarmazsın…

Hasan, Lumu, Murat, Abdülkerim, sezonun kendileri adına en berbat oyununu sergilediler… Bir de kurtarıcı diye sahaya sürülen Adiloviç… Aman tanrım bu nedir ya? Bu kadar mı kötü oynanır?

Golü atan taraftardır, son vuruşu kim yaparsa yapsın… Hiç önemli değil… Taraftarın gazıyla ite kaka geldi gol… Keşke atılmasaydı, rehavet patlaması yaşadı takım, maç bitti diye düşündü beyinler… Uyuyan tarzanı uyandırdı bu gol… Peş peşe gelen iki gol ile uçup gitti puanlar…

Urfa maçı sonrası “iyi kaleci bir puandır” demiş ve Muyters’e övgüler yağdırmıştım… Hepsini geri alıyorum… Dünyanın en çaylak kaleci bu iki golü yemez, kıçıyla gözü kapalı kurtarırdı… Resmen çuvalladı…

Cedit-Ilıca çocuğuyum… Abilerimizden öğrendiğim pek çok küfür hakaret var akıl heybemde… Alayını, katlarıyla çarparak gönderiyorum Süleyman Abay denen yaratığa… Tabi, onu inatla, kasıtla, Samsunspor maçlarına gönderenlere de ikramım olacaktır elbet… Son altı maça altı puan avantajla giriyoruz…

Çetin rakiplerle oynayacağız, umarım bu maçtan çıkarılacak dersleri iyi çalışırız… Moral bozmadan yola devam… Enflasyon düşer, hükümet düşer, Samsunspor düşmez nakaratına sonuna kadar inananlardanım… Merak edip tarihimize bir bakın bakalım… 1.Ligden öte bir lige hiç gitmiş miyiz? Yoktur zaten gitmek gibi bir düşüncemiz…

/Resul AKÇAY
20.04.2017

10 Nisan 2017 Pazartesi

Canik Zora Soktu


İstanbul Üniversitesi’ni yenip, rakipleri de yenilince ligin bitimine iki hafta kala Canik Belediyespor’un ligde kaldığı yönünde fikirler ortaya atmıştım… Ancak, cumartesi günü sonuçları beni ister istemez karamsarlığa soktu…

Mersin B.Ş.Belediyesine karşı kaybedilmesi tüm planları suya döktü… Mersin Basketbol, deplasmanda Osmaniye’yi yenerek ligde kalma umutlarını son haftaya taşırken rakibini küme düşürdü… Osmaniye kazansaydı, şimdi bunları konuşmaya gerek kalmayacaktı… İkisi de düşmüş olurdu… Şimdi ince hesap zamanı…

Girne Üniversitesi son hafta evinde Hatay Belediyesi ile oynuyor… Mersin Basketbol evinde Mersin B.Ş.Belediyespor ile oynuyor… Canik Belediyesi evinde Beşiktaş ile oynuyor… Maçlar bittiğinde bu üç takımdan biri daha düşecek… Canik ikisinden de bir puan önde… Kazandığında kendi göbeğini kendi keseceğinden sıkıntı olmayacak ve ligde kalacak… Kaybettiğinde ise iki rakibinden birinin kaybetmesini bekleyecek… İkisi de kazanır, Canik kaybederse, sıralamada üç takımında puanı aynı olur…

Üçlü averaj hesabı diye nitelendirilen üc takımın birbirleriyle yaptıkları maçların hesaplanması devreye girer ve en kötü averaja sahip olan Canik lige veda eder… Mersin B.Ş.Belediyespor’un ligde iddiası bulunmuyor… Kendi ilinin takımının düşmesini ister mi? Bence istemez…

Girne Üniversitesi ise, Hatay Belediyespor ile karşılaşacak… Evinde zor kaybeden bir takım, kazanacaktır diye düşünüyorum… Canik Belediyespor ne edip edecek Beşiktaş’ı yenecek… Diğer maçların sonuçlarını asla düşünmeyecek… Başka yolu yok!

19 Nisan Çarşamba akşamı Samsun’da iki önemli maç var… Samsunspor, Manisaspor ile, Canik Belediyespor, Beşiktaş ile aynı saatte (18.00) karşılaşacak… Futbol seyircisi stada, basketbol seyircisi ise salona gidecek… Takımlarını destekleyecek… Ümidim ve beklentim ikisinin de kazanması ve yüzümüzün gülmesi…

/Resul AKÇAY
10.04.2017

9 Nisan 2017 Pazar

Sıradaki Lütfen


Ev sahibi ekip üç kez geldiği Samsunspor kalesinde tek gol bulabildi… Tabelayı değiştirmekten öte hiçbir anlam ifade etmeyen gol öncesi atı alan Samsunspor Üsküdar’ı çoktan geçmişti… “İyi kaleci eşittir bir puan” derdi sevgili büyüğüm Canavar Hamdi… Muyters iki kritik kurtarış yaptı, hem de skor eşit devam ederken… Kalecisinin iyi oynadığını bilen, hisseden oyuncunun öz güveni daha da artar, maça sıkıca sarılır…

Pazartesi günü yüksek tempolu zor bir maç oyna, ardından tek idmanla yollara düş, iki uçak, bir otobüs yolculuğu geçir, ter antrenmanıyla böylesi önemli bir maça çık… Buna ne vücut, ne de kafa direnç gösterir… Zafiyetler tavan yapar…

Osman hocanın TFF maç planlamacılarına gönderdiği sitemde sonuna kadar haklıdır… Düşük tempolu bir maç oldu, yorgunluk hissedildi… Ev sahibi ekipte buna ayak uydurunca bu durum Samsunspor’un işine geldi..

İlk yarıyı sıfır atakla kapatan kırmızı beyazlıların ilk şutu 49. dakikada kayıtlara geçti… İlk golü kime yazalım? Süper bir orta kesen Mustafa’ya mı? Savunmadan kopup gelip fırsatçılığını konuşturan Fatih’e mi? İkisinin de ayaklarına sağlık…

Kone’de ciddi anlamda düşüş var… Son iki maçtır bu böyle… Bakmayın ikinci goldeki deparına ve kaleciyi çalımlamasına bu özellik onda zaten mevcut… Ondan istenen ve beklenen de bu… Birileri ona kalabalık savunmalara girdiğinde yaptığı top kayıplarını alt alta toplayıp hatırlatsın…

Kaybetme alışkanlığından, kazanma alışkanlığına dönüşen bir takım oldu Samsunspor… Bu iyi bir şey, beraberinde pek çok olum işi de sürükler… Alt sıralardan yukarı tırmanış serisi sürüyor… Üç puandan daha fazla eden maçlar oynanıyor ve şimdiye dek karlı işler yapıldı…

Manisaspor maçı da benzer bir tabloyu ortaya koyacak cinsten olacak… İşi sıkı tutuyoruz ve asla da gevşetilmemeli… Kazandık ama önemli hatalarımız da oldu… Güreşçi Batuhan’ı tutmakta gösterilen zafiyet, frikikte de devam etti ve golü yedik… Böylesine düzensiz bir baraj, adam paylaşımsızlığı yapılır mı? İyi ki iki farklı öndeydik, iyi ki maçın son dakikasıydı… Kazandık, ama bunları da göz ardı etmememiz gerekir diye düşünüyorum…

/Resul AKÇAY
09.04.2017

4 Nisan 2017 Salı

Haftanın Kazananı


Düşme potasındaki beş takım haftayı sıfır çekmiş… Evinde oynuyorsun, eksiğin de yok… Taraftar yine yapmış yapacağını, sahaya 12 kişi çıkıyorsun… Kazansan sepetin dolup taşacak… Bundan iyisi Şam’da kayısı… Bu kadar avantajı kullanma adına moral depolamışsın… Çık, oyna ve kazan…

Son 30 dakikası kabir azabı gibi geçse de, kırmızı beyazlılar çıktı, oynadı ve kazandı… Kone izin gününü Maraton tribünü sahillerinde geçirirken, Murat, “ Sen keyfine bak, ben çalışırım” dedi… Maçın başında kaleyi bir yokladı, ikincisinde voleyle tamamladı… Ağzımız açık kaldı, olmayan şapkamızı çıkarıp salladık…

Rakip orta alanda çok diriydi, inanılmaz bir baskı kurdular, çıkıp nefes almak zorlaştı… Ama  bizim çocuklar “inadım, inat” dediler, tek bir pozisyon vermediler… Kaleci Muylers hayatının belki de en rahat maçını oynadı… İkinci golü bulup, bizi rahatlatsalar iyi olacaktı…

Ama diken üzerinde oturmaya alışmışız bir kere… Son düdüğe kadar rahat yok! Tempolu oyun maçın sonlarına doğru su kaynattırdı… Ayaklarda derman, takat kalmadı… Topu ileri taşıyıp, orada tutmayı beceremeyince maçın sonları kabusa dönüştü…

Ligde hedefi olmayan, tasası da bulunmayan konuk ekip bir türlü giremediği ceza sahasına, uzaktan çektiği şutlarla etki yaratmak istedi… Ama yemedi…

Samsunspor’a rakipten daha fazla gerekli olan ortada duran üç puan vardı… Bir çırpıda kapılıp alındı… Rakipleriniz kaybetmiş, hesap ederseniz kazanılmış 18 puan diyebilirsiniz…

Maç sonu Osman hoca konuşmasında sosyal medya delikanlılarına gider yaptı… Konu para meselesi ve hazırlık maçına gidilmemesiydi… Gerçeği anlattı anlatmasına da herhalde, galiba, sanırsam, biraz geç oldu gibi…

Bilgi paylaşımı azlığının, bilgi kirliliğine dönüştüğünü bunun sorumlularının kamuoyunu aydınlatmayan yönetim olduğunu kendisine söyleyince, istemeyerek de olsa kabul etmek zorunda kaldı…

Bunları geçelim, galibiyetin tadına bakalım…

Ne mutlu Samsunsporluyum diyene…

/Resul AKÇAY
04.04.2017