17 Ocak 2014 Cuma

Gümüştegin ve Başka Bir Samsun İnşaası


Elimde küçük pet şişesi arada bir su içip kapıyor sonrada elimde istemsiz hareketlere eşlik ettiriyorum.  Bir yandan da yeni yazıya kimin hayatını aktarayım diye düşünüp duruyorum. 

Afyon İlçesi Sandıklıya ad olmuş Saltuk Bey mi, Yakuti Bey mi? Çağrı ve Tuğrul Beyler zaten henüz hafızalarda eskimedi. Emir Dinari dersen hakkında zaten bilgilere ulaşılamıyor. Sadece Emir Dinari mi o kadar çok isim var ki haklarında herhangi bir bilgiye ulaşılamayan. En iyisi Kışa iyi bir kütüphaneye bir hafta on gün kapak atmalı, bulup çıkarmalı diye mırıldanırken kızımın fark ettiği pet şişenin sesini fark ettim. Elindeki kitabın sayfaca çokluğu bayağı canını sıkmış olmalı ki şişeyi rahat bırakıp bırakamayacağımı sorunca cevap vermek için nedense önce şişeye baktım. Bakmam birazcık uzamıştı. Hafif bir gülümse başka bir tebessümle eklenmiş şişeyi ortadan saran marka etiketinde  “Çataltepe” yazıyordu.

-Çataltepe ha! Tamamdır dedim aga içimden hem Karadeniz’den hem özelde Samsun’a yapılan akınlardan da bahsedebilirim.

 Ordu İlinin Samsun sınırındaki Ünye ilçesine az bir mesafede bulunur Çataltepe.  Ta Danişmentlilerden kalma bir menkıbesi vardır. Hala anlatılır. İlkeleri yerle bir eden Menkıbelerle pek aram yoktur ama bunun gibi rivayeti masumiyet olanlar değil elbette. En azından sözlü edebiyatın bizlere neler bahşettiği de bir gerçektir.

Menkıbe şöyledir efendim:  Melik Gazi Çataltepe civarında kafirlerle yaptığı savaşlardan birinde ağır yaralanır. Kendisine, eğer bu yaradan dolayı ölürse nereye defnedilmek istediği sorulur. Atacağı okun düştüğü yere gömülmesini söyler Melik Gazi. Çataltepe’ye çıkarak yayını gerer ve okunu atar. Okun Tokat’ın Niksar ilçesine kadar gittiği ve vasiyeti üzerine Melik Gazinin oraya defnedildiği anlatılır.

Danişmendliler 1086 yılında Karadeniz sahillerine sefer yapar. Canik bölgesini ele geçirip Samsun’u kuşattırlar. Danişmendli hükümdarlarının hepsi de halk tarafından Melik Gazi diye anıldığını da hemen hatırlatmak da fayda var. Birinin hayatından bahsediliyor sandığınızda başka biri anlatılıyor olabilir. Ayrıca  “Danişmend” adının da o dönemin yüksek eğitim kurumları olan medreselerdeki “Doçent” seviyesindeki öğretim üyelerine verilen unvan olduğunu da unutmamak lazım.

Melik Ahmed Danişmend Gazi ile başlayan Danişmendli akın ve fetihleri Canik havalisinde (Samsun- Ordu) insanların hafızasında kalıcı biçimde yer etmiştir. Bu akın ve fetihlerle ilgili, destani hayal unsurları ve menkıbelerle zenginleştirilmiş çeşitli efsane ve rivayetler günümüzde de bölge ahalisi arasında sıkça anlatıla gelmektedir.         

Melik Ahmed Danişmend Gazi’nin asıl adı Taylu’dur.  Kaynaklarda Melik Ahmed Danişmend Gazi’ye bu unvanın Türkmen boylarına öğretmenlik yaptığı için verildiği anlatılır. Melik Ahmed Danişmend Gazi Malazgirt savaşına bizzat katılmış ve zaferden sonra Tokat, Sivas, Amasya, Çorum ve Niksar bölgelerini fetheder. Hâkimiyetini bu bölgelere komşu olan sahil bölgelerine kadar genişletir. Danişmend Gazi 1085 tarihinde ölünce, yerine oğlu Gümüştesin geçer.

 Danişmendliler 1086 yılında Karadeniz sahillerine sefer yapıp Canik bölgesini ele geçirerek Samsun’u kuşatırlar. Kaynakların bir kısmında kesinlik bildirmemekle birlik de bugünkü şehrin tepesinde yer alan eski Samsun şehrini ele geçiremediklerinden bahsederler. Bunun üzerine şehre üç kilometre mesafede yeni bir şehir kurarlar. Eski şehre “Gâvur Samsun”, yeni şehre ise “Müslüman Samsun” demeye başlarlar. Müslüman Samsun’un yeri bugünkü Samsun şehir merkezidir.

Gavur Samsun’la Müslüman Samsun uzun zaman komşu olarak yaşar. 1096 tarihinde Türkler ve İslam dünyasına karşı başlatılan Haçlı seferlerinin birincisi yapılır. Anadolu Selçukluları ve Danişmendliler kat kat üstün durumdaki düşmana karşı çete savaşı ağırlıklı bir mücadele vererek, Anadolu’nun merkezi kısmında toplanmak ve tüm sahil kesimlerinden çekilmek zorunda kaldılar.
/Uğur DEDE
21 Ağustos 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder