21 Ocak 2014 Salı

Vaatler İle Samsun Uzay Kenti Oluyor

Yazımıza başlamadan önce, elim trafik kazasında kaybettiğimiz futbol şehitlerimize tekrar Allahtan rahmet diler, futbolcularımızın da bu kara günün yıldönümünde aldıkları galibiyet ile ağabeylerini gerektiği gibi andıklarından ötürü teşekkür ederiz. Belediye başkan adaylarımızın vatandaşlar ile yaptıkları sohbetlerde yine bildik propaganda metotlarını sürdürdükleri gözlenmektedir. Yine uzay çağı teknolojisi ile donanmış bir Samsun profili çizilmekte,  gündeme getirilen ancak gerçekleştirilebilmesi için somut kaynakların ifade edilemediği projeler havada uçuşmaktadır.

Samsun’un işsizliğin dışında sorunlarını tespit edebilmek için şehir planlamacısı veya uzmanlık isteyen herhangi bir kimliğe gerek yoktur. Samsun’da yaşayan, ticaret yapan ve sokaklarını arşınlayan 7’den 77’ye herkes nelerin yapılması ve yapılmaması gerektiğini bilir. Örneğin trafik keşmekeşine bir türlü çözüm üretilememiştir. Cumhuriyet Meydanından başlayarak İstasyon Caddesine kadar uzanan güzergahta otopark yetersizliğinden kaldırım kenarlarına park etmek zorunda kalan araçlar trafik tıkanıklığının yanı sıra görüntü kirliliği yaratmaktadır. Bu profil kentin tüm ana arterlerinde görülmekte, sabah ve akşam saatlerinin yoğunluğu zaten dar olan cadde ve sokaklarımızı kilitleyecek konuma getirmektedir.

Belediyecilik hizmetleri açısından Samsun’un özellikle son 15 yılda görsel anlamda da olsa önemli değişikliklere uğradığı malumdur. Ancak ekonomik anlamda bir çöküşün yaşanmadığını hiç kimse inkar edemez. Saathane Meydanı projesi için esnaf ile belediye arasında yaşanan tartışmaların odağında yatan yine ekonomik açıdan insanların yaşayacağı mağduriyettir. Çünkü Samsun’un yeterince hayat damarları kesilmiş geçmişten bu yana özelleştirmeler nedeniyle yüzlerce kişi sokaklara terk edilmiştir. AVM’lerin yarattığı olumsuzluklar ise malumdur.

Başkan adaylarının söylemlerinde hizmete yönelik açıklamaların dışında üretime yönelik girişimler yer almamaktadır. Belediye hizmetlerinin kente olan katkısını inkar etmek elbette mümkün değildir. Ancak geleceğe ilişkin projelerde kentteki göçün önlenmesi adına kanaat önderlerinin sadece tüketime değil üretime yönelik hamleleri de gündeme getirmeleri gerekmektedir. Dünya’nın hiçbir ülkesinde, geri kalmış Afrika ülkeleri dahil olmak üzere derelerin üzeri betonlarla kapatılarak binalar için ruhsat verilmez ve inşaatlar yapılmaz. Ancak bizim kentimizde bilindiği üzere dereler üzerine AVM’ler inşa edilir. TOKİ binalar yaparak devlet eli ile cinayetlerin yapılmasının önü açılır.

Dere yataklarını daraltarak binalar yaparsanız, veya denizi doldurarak yeni alanlar kazanmaya çalışır iseniz, doğa intikamını bir gün kesinlikle alacaktır. Nitekim Samsun bunun acısını yeterince yaşamış ve 14 canını kaybetmiştir. Devlet yitirilen bu canlara ilişkin hiçbir sorumluluğun altına girmemiş ve ölenler öldükleri ile geride kalanları ise acıları ile kalmıştır. Belediyelerin özellikle iktidara mensup başkanlarının TOKİ tarafından yapılan binaları sıkı bir denetime tabi tutmaları gerekmektedir. Gerçi TOKİ’nin belediyelerden ruhsat almak gibi bir zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak belediye başkanları sağlıklı bulmadığı yapılar için gerekirse kamuoyu oluşturup yetkililerin dikkatini çekecek davranışlar sergilemelidirler.

İktidar partilerine mensup belediye başkanı olmak, iktidarın yapacağı olumsuzlukların altına imza atmak veya göz yummak değildir. Aksi taktirde yağan her şiddetli yağmur Samsun için kabus olmaya devam edecektir. Kent adeta işportacılar tarafından işgal edilmiş bir görüntü vermektedir. Mecidiye caddesinde bulunan bazı mağazalar da doğal olarak bu akıma uyan bir profile büründükleri gözlenmektedir.  Mağaza kapılarının önünde tezgahtarlar müşteri çekmek adına çeşitli kılıklara girerek gırtlaklarını patlatmakta ve dolaysıyla arzu edilmeyen görüntülere davetiye çıkarılmaktadır. Tüm bu olumsuzlukların temelinde yatan gerçekler, kentin sorunlarının bir masaya yatırılarak gerekli koordinasyonunun sağlanamaması ve ortak akıl üretilememesidir. “Ben yaptım oldu” mantığından sıyrılmak gerekir.

/Süleyman SALUR
21 Ocak 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder