31 Ocak 2014 Cuma

Ortaçağ Manzaraları

Geçen  hafta  Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile  Samsun Ruh Sağlığı Hastanesinde çalışan taşeron işçiler için ücretli  rapor verildiği ortaya çıkmıştı. Benim  asıl  dikkatimi  çeken  çalışan  sağlığı  hizmetinin  verildiği  alandı. Koskoca  hastane. Çalışanlarına bir  kontenyrda  sağlık  hizmetine  eyvallah  diyor. Gerçekten  Sağlıkta  Devrim  Hastanelerinin  uygulamalarına  inanmak  zor. DİSK  Dev  Sağlık-İş  olmasa  bunları  öğrenemeyecektik. Sendika  Başkanı bu konuda:

“Yıllardır sırtından para kazanılan taşeron işçilerin üzerlerine yeni bir yük yüklemek ve yasal olarak çalıştırılması zorunlu olan işyeri hekiminin ücreti işçilere ödetilmektedir. Uygulamanın yapıldığı Samsun Eğitim Araştırma ve Ruh Sağlığı Hastaneleri’nde 1000'in üzerinde taşeron işçi çalışmaktadır. Her birinden 50 TL haksız kazanç sağlanmaya çalışılmaktadır. Bu raporu alamayan işçiler iş akitlerinin feshiyle ve işten çıkartma ile tehdit edilmektedir. Taşeron işçiler birilerinin para kazanma adresi ve rant kapısı değildir” diyor.

Olay  basına  yansıyınca  uygulama  durduruldu. Hafta  sonu  Samsun  Milletvekili  Haluk  Koç  bu  konuda  soru  önergesi  verdi:

‘’ Samsun Eğitim Araştırma Hastanesi’nde ihale döneminde taşeron işçilerin sağlık kontrollerinin hastanede değil, hastane önündeki konteynırda yapıldığı ve işçilere sağlık raporu için 50 TL'lik tutarın maaşlarından kesilerek sağlık taraması yapan firmaya verileceği yönünde dilekçe imzalatıldığı haberi kamuoyuna yansımıştır.

Bu bağlamda;
1) Sağlık kontrolünden geçirilen söz konusu işçilerin Samsun Eğitim Araştırma Hastanesi’nde halihazırda çalıştıkları, taşeron ihalesinin yenilenmesi nedeniyle yeni işe giriyor muamelesi yapıldığı iddiası doğru mudur?
2) İddia doğru ise hangi gerekçe ile işçiler yeniden sağlık kontrolünden geçirilmiştir? Söz konusu durum yasalara aykırı değil midir?
3) Sağlık işçilerinin sağlık kontrollerinin hastanede değil de hastane önündeki konteynırda yapılmasının gerekçesi nedir?
4) Sağlık kontrolünden geçirilen işçilere maaşlarından kesilmek üzere sağlık kontrolü tutarı olarak 50 TL kesileceğine dair dilekçe imzalatıldığı doğru mudur?
5) 6331 No'lu İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun İşveren ile Çalışanların Görev, Yetki ve Yükümlülüklerini belirleyen 2. Bölüm'ün 4. maddesinin 4. fıkrası  "İşveren, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin maliyetini çalışanlara yansıtamaz" diye hükmeder. Bu doğrultuda, çalışanlardan ücret kesilmesi yasaya aykırı değil midir?

İçi boşaltılmış işyeri hekimleri eğitimleri şimdi de “ne gerek var eğitimlere” yaklaşımıyla hiçleştirilmek istenmektedir. Aslında bu gelinen nokta, bir yanıyla da; “Piyasa” ya teslim edilen eğitimlerin adının konulmasıdır. Evet! Bu bir hiçleştirmedir.

Oysa ki; işyeri hekimliği yapacak profesyonellerin mezuniyet sonrası işçi sağlığı ile ilgili ayrı bir eğitim almaları gerekliliği işin doğasında vardır. Fransa, Almanya, Avusturya, İspanya gibi ülkelerde 6 yıllık tıp fakültesi eğitimi sonrası 3-4 yıllık uzmanlık eğitimi bilimsel olarak tanımlanırken; Uzmanlık eğitiminin olmadığı ülkelerde ise 200-600 saatlik sertifika programlarına katılan hekimler işyeri hekimliği yapabilmektedir.

6331 sayılı “İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası” ve buna bağlı olarak çıkartılan “İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik” ile işyeri hekimine “sorumluluk ve görevler” tanımlayan, ama içerikli eğitim aramayan Çalışma Bakanlığı’nın söylemini şimdi Sağlık Bakanlığı kendi dilinde şöyle ifade etmektedir: “Benim işçinin sağlığını korumak diye bir derdim yok. Bana iş kazalarının, meslek hastalıklarının, kısacası işçi cinayetlerinin sorumlusunu bulun yeter. Ancak Hükümet’e ve aynı iktidar bloğu içinde bulunduğum sermayeye buradan sorumluluk düşmesin.”

Oysaki bizler: Çalışma Bakanlığı tarafından hazırlanan, yasaların-yönetmeliklerin sermaye ve temsilcileriyle buluşulup pişirildikten sonra, “tarafları ikna etmek için” çağrıldığımız toplantılarda iktidar bloğunun bilimsellikten uzak bürokratlarında işçi cinayetlerinin sorumlularını görüyoruz.
Üretim ilişkilerinin sermayenin karını maksimize etme modeli üzerine kurulduğu bir düzende, işyeri hekimlerinin bilimsel eğitimi sermayenin karına yansıyacak mıdır ki, sermaye ve sözcüsü AKP’nin oluşturduğu iktidar bloğu işyeri hekimleri eğitimlerinin içerikleriyle uğraşsın?

Gayri bilimsel-batıl akıl sahibi iktidar bloğu işçilerimizin “kaderi”nin altını bir kez daha çizmiştir. Bilimsel akıl iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenebilir olduğunu savunurken, bilimsellikten uzak batıl akıl ile bilimselliği sadece ve sadece karını artırma teknolojileri için kullanan sermaye ise işçilerimizi iş kazası ve meslek hastalıklarına davet ediyor.

Eğitimli ve/veya eğitimsiz işyeri hekimi ise kapitalizmin sürekliliği için işçi cinayetlerinin sorumlusu olarak işaret ediliyor.

/Cem ŞAHAN
31 Ocak 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder