19 Kasım 2017 Pazar

Dehşet Fikir!


Konyaspor  seyircisinin yaptığı magandalığın faturası Samsun’a KE-Sİ-LE-MEZ! Benden bugün oynanan Adanaspor maçının yorumunu bekliyorsanız yanılıyorsunuz. Konumuz ilk satırda yazılandır.

Samsun’da Beşiktaş ile Konyaspor arasındaki süper kupa finali esnası ve sonrasında yaşanan olayları hatırlayınız. Stada onca üst araması yapılmasına rağmen yüzlerce maytabı sokup yakan, stadın tüm eşyalarına zarar veren, maç sonrası da sahaya girip taşkınlık yapanlar meğerim Konyasporlular değil Samsunlularmış. Bir emniyet yetkilisi olayların sorumluluğunu Samsun spor seyircisine atarak şu öneriyi dikte etmeye kalkıyor. Bu fikrini İstanbul’da yapılan üst düzey güvenlik toplantısında açıklıyor.


“Maraton Tribününe  Tıpkı Kale Arkalarında Olduğu Gibi Ağ Serin”

Böylelikle seyirci sahaya inmeyecek! Makam mevki sahibi biri kale arkasındaki ağın koruyucu amaçlı olduğunu düşünemiyor… Oldu olacak, çelik ağ gerin, yetmedi 220 volt yükleyin dokunan yansın…

Aslında benim farklı bir önerim var o beyefendiye… Maçlara seyirci almayın, herkes rahat etsin… Soruyorum… Samsun’da ne zaman bir maçta yüzlerce insan aynı anda sahaya inip olay çıkardı? Çıkıp söyler misiniz?

Konya seyircisinin faturasını Samsun’a kesmek günahtır, ayıptır… Dünyanın hangi stadında maraton tribününde taraftar sahaya girmesin diye ağ çekilmiş… Bir örnek verebilir misiniz?

50’nin üzerinde ülke gezdim şahsen ben görmedim… Umarım bu yanlış düşünce sadece o kişinin beyninde hapis olur, hayata geçirilme yanlışında  bulunulmaz…

/Resul AKÇAY
19.11.2017

6 Kasım 2017 Pazartesi

Bir Şerefsize Nasihat…


Çevremizde bir, “Adam diyebildiklerimiz vardır”, bir de, “Adam diye, bildiklerimiz vardır.” Geçtiğimiz günlerde, bir şahıs benim hakkımda bir şeyler karalamış işgal ettiği köşesinden. Arkadaşlar deyince haberim oldu. Merak ettim.

Aldım gazeteyi elime. Baktım, inceledim, süzdüm, vallahi de billahi de ben adam göremedim! Şaşırdım. Soruyorum o zata. Hayır, sen uzaktan mı adamsın, yoksa adamlıktan mı uzaksın?

Yok bakıyorum bakıyorum, bir türlü göremiyorum. Oysa bu yaşa geldim gözlük bile kullanmıyorum. Bak koçum. Sen. Ne adam gibi adamsın.. Ne de madamsın. Sorarım sana. Sahiden, ciddi ciddi kendine adam mı diyorsun? Deme bence. Ayakkabı mağazası gibisin. Her numara bulunur sende. Sıkışınca, popon dara düşünce, dansöz Asena’dan bile iyi kıvırırsın.

Delikanlı sanmışım seni… Yanılmışım… Sınıfta kaldın… Delikanlılığın “D” si terk etmiş seni, farkında değilsin, ayakta uyuyorsun… Hayatın yalan dolan… Pembe dizi karakteri olmuşsun… Gidip başkarakteri vurmuşsun… Karakterin yok senin… Sende karakter marakter göremiyorum… Senin karakterin otururken altından sandalye çekmişler be oğlum… Yerlerde sürünüyorsun… Telefonuma şifre koysam, şifreye adını versem… Telefon uyarı verir… “Yetersiz karakter” diye…

Bizim topraklarda senin gibisi çıkmaz… Sahi nerelisin sen? Şerefin kadar konuş desem ömür boyu susarsın be oğlum… Şeref fukarasısın, git cami önlerinde dilen… Varlığı yetersiz olanın yokluğu yokluk değildir… İki dakika delikanlı ol desem saat tutarsın…

Benden sana kulağına küpe olacak bir nasihat… İtle, köpekle uğraşsaydım Veteriner olurdum… Yüz verip muhatap aldıysam sıfırla çarpıp yok etmesini bilirim… Bunu asla unutma…

Anne sütüyle adam olamayan inek sütüyle öküz oluyor bu memlekette… Bariz örneği sensin… Bu arada öküzlere hakaret ettiğimin farkındayım… Öküzü satsam, milyarlar eder… Seni satsam… Üste para isterler be oğlum…

Bozuk post cihazı gibisin… “Z “raporun çıkmıyor… Yunus Emre şöyle buyurmuş…

Edebim izin vermez edepsizlik edene.
Susmak en güzel cevap, edebi elden gidene”

Biliyorum, kabahatliyim, uymuyorum Yunus’a, mecburen cevap vereceğim senin gibi edep fukarasına… Hiçbir şeyi beceremiyorsan, hazır ayakların gereksiz bedenini taşırken koş peşinden belki yakalarsın uçup giden edebine… Salladığın zarlar hileli, atıyorsun, düşeş gelsin bekliyorsun, hep yek’e talim ediyorsun…

Seni gidi talihsiz şempanze… Kenar mahalle karılarından farkın kalmamış, az biraz da önde gibisin… Çenen susmak bilmiyor… Ağzından salyalar akıyor, adres bildir mendil göndereyim…

Kedi gibisin, uzanamadığın ete mundar diyorsun… Kovulduğun kapının eşiğinde yatmaya bile razısın, ama sende biliyorsun ki tren kaçtı içeri alınmazsın…

/Resul AKÇAY
06.11.2017