14 Kasım 2008 Cuma

Yazmayacaktım Ama


Samsun halkı Hafif Raylı Sistem gerçeğinden habersizdir, bırakın Samsun halkını Samsun muhalefeti de, sivil toplum örgütleri de, Samsun basını da gerçeklerden habersizdir. Bilgiler saklanmaktadır. Resmin bütünü ortaya bir türlü çıkartılmamakta, sistemin maliyeti ve işletme zararlarıyla ilgili sorular cevapsız bırakılmaktadır.


Birileri “birilerine yaranacağım” ya da “birilerini destekleyeceğim” diye mangaldaki külleri üflemeseydi yazmayacaktım ama artık yazmak şart oldu. Gerçi işin asli sahipleri sustular. Zaten ya hiç konuşmuyorlardı ya da az konuşuyorlardı. Ama “kraldan fazla kralcı” kimi kalem ve kimi siyaset erbabı konuşmayı ve yazmayı sürdürüyor.


Hafif Raylı Sistem kimlerine göre “bu kentin geleceğine vurulmuş bir pranga” kimilerine, daha doğrusu Büyükşehir Belediyesi yetkililerine ve onların destekçilerine göre de “kentin boynuna takılmış bir altın gerdanlıktır.”

Ben Hafif Raylı Sistem’in bu kentin önceliği olmadığına, bu kentin temel trafik sorununa çözüm getirmeyeceğine ve bu kentin bu sistemin maliyeti altında ezileceğine inanan ve bunu en az beş yıldan beri söyleyen ve yazan birisi olarak diyorum ki “bu sitem bu kentin geleceğine vurulmuş bir pranga ve konulmuş bir ipotektir.

Hafif Raylı Sistem Projesi’nin bu kentin önceliği olmadığı sadece benim ve benim gibi düşünenlerin fikri değildir. Bu aynı zamanda Sayın Yusuf Ziya Yılmaz’ın da fikridir ve gazete arşivlerinde durmaktadır. Zaten Büyükşehir Belediyesi yetkilileri de, Büyükşehir Belediyesi’nin gönüllü avukatlığına ve sözcülüğüne soyunmuş meslektaşlarımız da bunun bir “prestij projesi olduğunu ve Büyükşehir Belediyesi’nin bundan dolayı bu projeden vazgeçemeyeceğini” öne sürmektedirler.

Evet, bir kere daha ve çok net olarak ifade edeyim ki, Hafif Raylı Sistem Samsun’un önceliği değildir. Verimli olmadığı ve zarar edeceği Devlet Planlama Teşkilatı’nın raporlarıyla ve belediye yetkililerinin itiraflarıyla sabit olan bir proje imalatçıların, müteahhitlerin, yatırımcıların ve siyasetçilerin önceliği olabilir ama asla ve kata kentin önceliği olamaz? Olması ilme de, akla da, izana da, insafa da aykırıdır.

Samsun halkı Hafif Raylı Sistem gerçeğinden habersizdir, bırakın Samsun halkını Samsun muhalefeti de, sivil toplum örgütleri de, Samsun basını da gerçeklerden habersizdir. Bilgiler saklanmaktadır. Resmin bütünü ortaya bir türlü çıkartılmamakta, sistemin maliyeti ve işletme zararlarıyla ilgili sorular cevapsız bırakılmaktadır.

Tüm demokratik ülkelerde belediyeler bu tür büyük projelerin bilgilerini en küçük detayına kadar halkıyla paylaşmakta ve “yapılması ya da yapılmaması kararını” da yine halkla birlikte almaktadır. Samsun Büyükşehir Belediyesi de sistemle ilgili bilgileri Samsun halkına açıklamak zorundadır. Bundan kaçış yoktur. Belediyenin bu bilgileri kent halkının ”Bilgi Edinme Yasası”ndan doğan haklarını kullanmalarını beklemeden açıklaması çok daha doğru ve çok daha şık olur.

Samsun Belediyesi’nin sustuğu ve bundan sonra da susacağı ilgili görevli tarafından açıklanırken üstüne vazife olmayan kimi kalem ve pergel erbabının “durumdan vazife çıkartarak mangaldaki külleri savurmaya” kalkması sadece kente ve –muhtaç olduklarını hiç sanmadığım halde- korumaya çalıştıklarına zarar veriyor. “Kent adına ya da ilim adına sisteme eleştiri yöneltenleri sağdan soldan gelip de kenti sahiplenmeye kalkanlar” olarak küçümseme ya da gammazlama gayretleri hiç şık kaçmıyor. Bu lafın ucu muhataplarından çok, onu kullananın hamilerine dokunur, bunun farkında değil.

Raylı Sistem Projesi’ni savunmak nasıl birilerinin görevi ve hakkıysa, eleştirmek de bizim ve bu kentteki herkesin hakkıdır.  Eleştirmeye devam edeceğiz. 
/Osman Kara

Samsun, Spor Ve Siyaset


Bana göre hiçbir şekilde bir araya gelmemesi ve birbirinin işine karışmaması gereken ama birbirinden de kolay kolay ayrılmayan iki kelimedir spor ve siyaset ve ne yazık ki genelde de siyasetçilerin eli hep sporun içindedir. Siyasetin spora el atması siyasetçiye ne sağlamıştır; tartışılır ama spora neredeyse çoğunlukla ve yalnızca zarar vermiştir. Samsunspor’un beş altı yıldan beri yaşadığı sıkıntıların çok büyük kısmı siyasetin bilmediği, anlamadığı, anlaması ve hatta bırakın yönetmeyi anlamak için bile zaman ayırması mümkün olmayan spora müdahalesinden kaynaklanmaktadır.

Ve işin hazin tarafı bu kulüp siyasetin kendisini düşürdüğü kuyudan yine siyasetin ve siyasetçinin uzattığı kementle çıkmaya çalışmaktadır. Eğer çevredeki insanlar seyretmekle yetinmeyip de halatın ucundan tek elle bile olsa tutarlarsa bu kuyudan çıkış sanılandan daha tez ve daha kolay olacaktır. Zira kemendi atan ve ucundan –şimdilik de olsa- sıkı sıkı tutan adam geçmişten gelen ve gelecekte de mutlaka ortaya çıkacak olan siyasetçi kimliğini ısrarla ve inatla Samsunspor Kulübü’nün tel örgülerinin içine sokmamaya çalışıyor. Ve kabul etmek gerekir ki, Fuat Köktaş bunu oldukça da iyi başarıyor. Yeter ki, şu sıkıntılı dönemi O sinirlenmeden ve küsmeden, bu kent de Ona ilgisini esirgemeden geçirebilsin.

Siyaset Samsunspor’a yaramadığı gibi Samsunspor da siyasetçiye yaramamıştır. Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz en büyük sıkıntıları Samsunspor nedeniyle yaşamış, siyasi hayatındaki en ciddi yarayı Samsunspor yüzünden almıştır. Yine Mazhar Başoğlu da bir zamanlar var olduğu kabul edilen siyasi geleceğini Samsunspor başkanlığında ya yok etmiş ya da en azından çok uzun ve belirsiz bir geleceğe ertelemiştir. O süreçler hem Sayın Yılmaz ve Sayın Başoğlu hem de Samsunspor için kayıp yıllar olmuştur.

Samsunpor 12 Temmuz 2008’den beri Sayın Fuat Köktaş’ın kaptanlığında azgın denizlerde seyretmektedir. Teknenin kaptanı var, tayfası var ama ne yazık ki, yakıtı ve kumanyası yok; üstelik sığınacağı ilk limanda kumanya tedarik edecek parası da yok. Köktaş ve arkadaşları Samsunspor teknesini 27 Kasım’da ‘yakıt ve kumanya ikmali için genel kurul limanına’ yanaştıracaklar. Bu kentten tek istedikleri sağlıklı ve huzurlu sulara yeniden açılabilmek için gerekli yakıt ve kumanya ikmaline katkı.

Böyle bir dönemde bir süreden beri kenti meşgul eden yüz ya da iki yüz kombine bilet tartışması hem abesle iştigaldir hem de kurumların ve Samsun’un şanına gölgedir. Tarafların bir araya geleceklerine ve bu tür küçük engelleri el ele ve gönül gönüle aşacaklarına yürekten inanıyorum. Bu arada bir de kendi en ucuzundan bir kombine bilet almayan yerel ve genel siyasetçilerin, sivil toplumcuların ve iş aleminin bazı kurumları bol keseden eleştirmesini ve hatta idam sehpasına çıkartmasını da anlayamıyorum.

Ben ayrıca, Samsunspor’un en kritik döneminde bir trilyon liraya yakın para veren Sayın Turgut Tüfenk’in susup köşesine çekildiği bir süreçte elini cebine atmayanların şimdi Aslan Karanfil’i ya da Adem Bektaş’ı taşlamalarını da anlayamıyorum. Hazreti İsa zamanında ‘ilk taşı hiç günahı olmayanlar atsın’ dendiğinde taş atacak kul bulunamamıştı. Meğer çağımızda ne çok günahsız varmış!
/Osman KARA
14.11.2008

13 Kasım 2008 Perşembe

Adrese Mektuplar

Yeni bir yola adım atıyoruz bugün. Adettendir ‘biz şuyuz, biz buyuz’ diye destanlar düzmek. Yapmayacağız. Kendimizi tanıtmamıza ve hele de bunun için uzun uzun yazmamıza hiç gerek yok. Bizi bilenler biliyor. Dün nerede ve nasıl durduysak bugün yine oradayız ve yine öyle duruyoruz. Yani dün olduğu gibi bu gün de bu milletin, bu devletin ve bu ülkenin yanında ve emrinde, yani dün olduğu gibi bugün de yine hiç kimsenin ve hiçbir zorun karşısında eğilmeden, bükülmeden ve asla doğrulardan taviz vermeden.

Gazetecilik sormak ve sorgulamaktır. Soru soramayan gazetecilik bize yabancıdır. Soracağız ve sorgulayacağız. Bu kent için, bu ülke için, bu millet için ‘ sorulması gereken her soruyu’ soracağız ve ‘sorgulanması gereken herkesi’ makamı, gücü ve kudreti ne olursa olsun sorgulayacağız.

Gerçeği ama sadece gerçeği arayacağız, araştıracağız ve gerçek olduğuna inandığımız ve duyulmasında kamu yararı olan her haberi de faturası ne olursa olsun yazacağız. Gazetecilik gerektiğinde bedel ödeyebilme mesleğidir.

İşimiz makamlarla, mevkilerle, kişiler ve hele de kişiliklerle değildir, olaylar ve eylemlerledir. Doğru kimden gelirse gelsin alkışlanacak, yanlış kimden sadır olursa olsun eleştirilecektir. Gazetecilik ilişkiler değil ilkeler mesleğidir; öyle yapılabildiği ve öyle kalabildiği sürece de onurlu bir meslektir. O mesleğe leke sürenler utansın.

Samsun bazılarının sandığı gibi sadece Artvin’den Zonguldak’a uzanan o daracık Karadeniz Bölgesi’nin değil bir büyük Karadeniz Çanağı’nın merkezidir. Önünde Ukrayna’dan Rusya’ya, Gürcistan’dan Romanya’ya, Balkanlardan Orta Asya’ya bir geniş ufuk, arkasında Anadolu’dan Orta Doğu’ya bir geniş potansiyel vardır. Burada oturup bu geniş ufka ve bu muazzam güce sırt çevirmek ve hele de göz kapamak asla söz konusu olamaz. Bu gazetede bu kent ve bu coğrafya, bu ülke ve bu bölge aynı duyarlılıkla ele alınacaktır. Hayal kurmaktan ve büyük düşünmekten korkmayanların buluşma adresi olacaktır bu gazete.

Bu kent üzerine, bu ülke üzerine ve bu dünya üzerine hayalleri olanlara MERHABA…  
/Osman KARA
13.11.2008

5 Kasım 2008 Çarşamba

Samsun Adil Çelik Sanat Merkezi


 (+)Protokol Yolundaki Bir Çalışma
Foroğraflar: Adil ÇELİK arşivinden Olup Özel izinle yayınlanmaktadır.

İlkler kenti Samsun’dan bir ilk daha. Heykeltıraş sanatçısı Adil ÇELİK, özellikle balmumu heykeller üzerinde farklı çalışma teknikleri geliştirerek, Dünya'da uygulanan tekniklerin üzerine çıktı ve Dünya’da ilk kez bozulmayan balmumu tekniğini geliştirdi.

29 Ekim 2008 Cumhuriyet Bayramında her taraf bayraklarla süslenmişken, günün anısına Samsun Fotoğrafları çekmek için tırmandığım yüksek apartmanların birinde tesadüfen, dünyada eşi menendi bulunmayan bir sanatın icra edildiği mekâna konuk oldum.

Değil Türkiye’de, Dünya’da bile bir benzeri olmayan bu “ısıya ve yağmura dayanıklı, kalıp kullanılmadan bire bir boyutta yapılan balmumu heykel sanatının” ilimizden neşet ettiğini elleri öpülesi saygıdeğer sanatçımız sayın Adil ÇELİK Bey’in ağzından duyunca aslında Samsun'umuz hakkında ne kadar bilgisiz olduğumu da anladım.

Kendi adıma konuşmam gerekirse, Samsunumuzun geleceği için, onur ve gurur kaynağımız bu sanatın ve sanatçımızın tanıtılması, el üstünde tutulması ve saygı gösterilmesi gerekmektedir.

Eskiler “Marifet iltifata tabidir. İltifatsız marifet zayidir” demişlerdir. Ancak görülen o ki sevgili sanatçımız o kadar mütevazı bir insan ki bırakınız reklâmını yapmayı, kendini tanıtmaktan bile geri durmakta, bütün enerjisini ve zamanını sanatını icra etmeye adamaktadır.

Başarılı kişilerin arkasında onu her zaman destekleyen, onurlandıran bir toplumunun olduğunu da belirtmek isterim. Hayat damarlarımızı koparmamak için bu değerlerimize en azından bir teşekkürü çok görmeyelim. Yaşamanın aslında bir sanat olduğunu unutmayalım.


 Adil Çelik Kimdir?
Samsun’lu Heykeltraş sanatçı Adil ÇELİK yönetimindeki Sanat Merkezi Dünya’da ilk defa bandırma gemisine uygulanan bir teknikle her türlü hava şartlarına dayanabilen balmumu heykeller yapmıştır.

Bandırma gemisi içersinde 8 adeti kapalı alanda klimasız bir ortamda, diğer 5 tanesi de güvertede toplam 13 adet heykel bulunmaktadır. Dünya’da ilk defa uygulanan bir teknikle her türlü hava şartlarına dayanabilen balmumu heykeller İlimiz Samsun’da yapılmıştır. Tüm heykeller 80 c ısıya kadar dayanabilmektedir.

Sanatçı Adil ÇELİK şu günlerde, Kurtuluş Mücadelesi' nin ilk meşalesinin yakıldığı ve ilk adımın atıldığı yer olan Samsun Cumhuriyet Meydanı - Protokol Yoluna, Atatürk ve Silah arkadaşlarının balmumu heykellerini yaparak, Dünya'da bir ilke daha imza atmanın heyecanını yaşıyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte Samsun'a ayak basan 18 silah arkadaşının balmumu heykellerinin yapımı tamamlanmış olup şimdilerdeyse onları karşılamaya gelen 7-8 kişilik Samsun Devlet Erkânının balmumu heykelleri için araştırmalar yapmaktadır.




Projelerinden Bazıları

Yürüyen Atatürk Heykel Robotu Projesi
Sanatçımız, sanat ve teknolojiyi birlikte kullanarak birçok alanda projeler gerçekleştirmiştir. Projeleri arasında robot projesi de bulunmaktadır. 1999 yılında tasarladığı ve 2002 yılında projelendirdiği robot projesi, M.K. ATATÜRK’ÜN Samsun'a ayak basması ile ilgilidir. Dünya'da ilk defa 2002 yılında, Adil Çelik tarafından projelendirildi. Yürüyen Atatürk heykel robotu projesidir. Fakat ne yazıktır ki hayata geçirilemedi. Yıllar sonra Japonlar, insan yüzlü robotu geliştirdi. İmkânlarının büyük olmasından dolayı tanıtabilmekte zorlanmadılar.

Deprem Erken Uyarı Cihazı
Türkiye’nin ilk deprem uyarı cihazını yaptı ve 90 lı yılların sonlarında görsel ve yazılı basında geniş yer aldı. Bu proje, ülkemize yararlı olabilmesi için rasathaneye bırakıldı. Bu tür projeleri gençlerimizin daha iyilerini yapabileceklerini hatırlatmak öz güvenlerini geliştirmek için yapılmıştır. Bu tür çalışmalar yapılırken hiç bir şekilde ticari amaç için kullanılmamıştır.

Aparatlı Döner Saat Projesi
Promosyon sektöründe aparatlı döner saati dünya da ilk kez Adil Çelik uyguladı ve patentlendi.

Resim ve Rölyef Projeleri
Sanatçı Adil ÇELİK, bir süre Walt Disney'de animatör olarak çalıştı; Grafik, teknik resim ve grafikerlik yaptı. 80'li yılların başında, çizgi ve silikon animasyon, karikatür, resimle başlayan sanat yaşantısında, resim ve rölyefler üzerine radikal projeler tasarladı.

Sanatçı Müzesi Projesi
“Sanatçı müzesi” projesi fikrini uzun yıllar sponsor ve ilgisizlik yüzünden gerçekleştirememiştir.

Çalışmaları Süren Projelerinden bazıları
Havza Atatürk Müzesi,
Bandırma Gemisi,
Samsun Protokol Yolu,
Amasya şehzadeleri.

Bu çalışmalar balmumu heykel olarak yapılmıştır. Elektronik ve mekanik sistemler üzerine eğitim gördüğünden, elektronik mekanik sistemler üzerine çeşitli çalışmalar yapmaya devam etmektedir.

Müzik-Sen Üyesidir.
Heykel çalışmalarına araştırmaları yüzünden bir süre ara verdi. Müzik üzerine araştırmalar yaptı. 40, 50, 60, 70, 80 li yılların yerli ve yabancı müziklerinin toplumların üzerindeki etkileri üzerine araştırmalar yaptı. Ankara'da 90'larda bir süre müzik programları yaptı. Müzikle kendi çapında uğraşmaktadır. Müzik-Sen 'de üyedir.

Çeşitli üniversitelerde heykel ve resim üzerine çalışmalar araştırmalar yaptı. Özellikle balmumu heykeller üzerinde farklı çalışma teknikleri geliştirdi. Altın oran uygulandı. Dünya'da uygulanan tekniklerin üzerine çıkarak dünyada ilk kez bozulmayan tekniği geliştirdi. Bu araştırmalar uzun yıllar sonra gerçekleşmiştir. Türkiye'nin ve dünyanın en büyük heykel projesi alt yapı çalışmalarına bir süre ara verilmiştir.

Ülkemizin bulunduğu konumdan daha iyi bir duruma gelebilmesi için çeşitli konferanslarla önerilerde bulunmuştur. Sağlık, ekonomi ve eğitim alanında da araştırmalar yapmış ve bunları bir kitap halinde getirmeyi planlamıştır. Fırsat buldukça çeşitli platformlarda, internette dile getirmektedir.



Sanatçımız Çalışmaları Hakkında Bilgi Verirken..

Bizlere gönlünü ve Sanat Merkezinin kapılarını açan, yüreği insan sevgisi ve vatan aşkıyla dopdolu olan bu değerli sanatçımıza minnet duygularımızla teşekkürlerimizi sunuyoruz. Sağolsun, varolsun.

/Çetin KOŞAR
5.11.2008

http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=71912