5. Bölüm - Aramızdan Ayrılışı
Fevzi Doktor, evlenip yuvadan uçan
kızlarının ardından, eşi Yüksel Hanım`la evlendiği yıla adeta geri dönmüştür.
Kızları her fırsatta ailelerini görmeye gelse de bir araya gelebildikleri
günler sayılıdır. 2002 yılının 24 Nisan günüde bunlardan bir tanesidir. Önceden
organize edilmemesine rağmen, bütün aile o gün bir aradadır. Sanki bir veda
birlikteliğiymiş gibi akşam yemeği eski günlerdeki gibi mutluluk ve neşe içinde
yenir. 26 Nisan sabahı, yanından hiç ayırmadığı çantası eşliğinde, Bafra`daki
muayenehanesine gitmek üzere hazırlığını yapar. Havanın serin olması nedeniyle
pardösüsünü giyer. Fötr şapkası onun değişmez aksesuarıdır. Yaklaşık bir saat
sonra muayenehanesindedir. Uzun yıllar hizmetlisi olarak yanında çalışan Hadiye
Hanım, hastalara randevu saatlerini vermiştir. Fevzi Doktor, sırayla
hastalarına bakar. Muayenehane bir ara boşalır. O arada abdest alacaktır. Her
cuma günü anne ve babasının mezarına gidip, 3 kere Yasin-i Şerif okumasa içi
rahat etmez. Hadiye Hanım, bunu iyi bildiğinden çok şaşırarak, doktor bey
günleri karıştırdınız galiba, bugün günlerden perşembe diyecek, Fevzi
Doktor`dan “bugün de böyle olsun”cevabı
alacaktır.
Aynı günün öğle saatinde bir hasta
daha gelir, hastayı muayene eder, sıra reçeteyi yazmaya geldiğinde, kendinde
ani bir rahatsızlık hisseder. Reçeteyi bile yarım bırakarak eşi Yüksel Hanım`a
telefon açar, “ Bana bir haller oluyor kendimi iyi hissetmiyorum.”
Eşi Yüksel Hanım, duydukları
karşısında çok tedirgin olsa da bunu belli etmek istemez. “Bekle hemen geliyorum,
kendini yorma dinlen biraz.” Yüksel Hanım,
bu konuşmanın ardından
hemen diş hekimi Mustafa Biren`i arayacaktır.
Fevzi Doktor`un çok sevdiği, her zaman
bayım diye hitap ettiği genç
diş hekimi, durumu öğrenmesinin
ardından Yüksel Hanım`ı evinden alır. Bafra`ya doğru hareket ederler. Yüzlerce
kez gelip gittikleri yol sanki uzamıştır. Birbirlerine moral vererek yaptıkları
sohbetin ardından muayenehaneye varılmıştır. Fevzi Doktor ve Hadiye Hanım
onları beklemektedir. Hiç vakit kaybetmeden 19 Mayıs Üniversitesi Tıp
Fakültesi`ne gitmeyi kararlaştırırlar. Pardösüsünü giydirmek isteseler de buna
izin vermez. Merdivenlerden inerken 1946 yılından itibaren kimsenin taşımasına
izin vermediği çantası yine elindedir. Tüm ısrarlara rağmen çantasını elinden
alamazlar.
Birkaç gün sonra önünden bir kez daha
geçeceği muayenehanesinin önünden otomobile binip yola çıkarlar. Yaklaşık yarım
saat sonra fakülteye varmışlardır. Acil servis doktorlarının muayenesinin
ardından, tanı için MR [EMAR] çekilecektir. MR odasında sıra ona gelmiş olsa
da, mesleğe başladığı ilk günden itibaren sürdürdüğü deontoloji ruhundan yine
ödün vermeyerek sırasını, ağır durumda fakülteye getirilen küçük yaşlarda bir
çocuğa verecektir. Binlerce insana şifa dağıtan 80`inde bir hasta olsa da önce,
Hipokrat yeminine bağlı bir doktordur. Çekilen MR`ından bulgu alınamamış
tomografi çekilmesine karar verilmiştir. Bu arada kalacağı yoğun bakım
servisine de alınmıştır. Çekilen tomografinin ardından yoğun bakıma alınır.
Fevzi Doktor eşini ve onu fakülteye götüren diş hekimi Mustafa Biren` e her
defasında, ben iyiyim merak etmeyin demeyi de sürdürecektir. Tomografi
sonuçları da bu arada çıkmış, doktorlar çıkan rapor sonucunu
değerlendirmektedir. Subaraknoid kanamadan bahsedilmektedir. Yılların kurt
doktoru Fevzi Bey, bunu duyacak ve durumun ciddiliğini hemen anlayacaktır.
Beyin kanaması onun yaşlarında biri için ciddi bir durumdur, o anki duyguları
gözlerine yansıyacak, eşine son bir kez daha bakıp derin uykuya dalacaktır.
Doktorlar komaya girdiğini söylerler, endişeli bekleyiş gece saat 11`e kadar
sürecektir.
Drama`da başlayıp Tokat, Sivas,
İstanbul, Fransa, Trabzon ve Samsun`da devam eden ama her defasında geri
döndüğü Bafra`ya bu kez kesin dönüş yapacaktır. Meslektaşları tarafından son
kez muayene edilip, raporuna muayene saatiyle birlikte Exitus yazılır. Yaşama
ve sevenlerine veda etmiştir. Ana kucağında geldiği Bafra`dan, sevenlerinin
omuzlarında yolcu edilir. Sevenleri onu son yolcuğuna uğurlamadan önce, 48 yıl
boyunca Bafralılara şifa dağıttığı muayenehanesinin önünden son kez
geçirilecektir. Yarım kalan reçete bir daha tamamlanamayacak, muayenehane ise
öksüz kalacaktır. O Bafralılardan razı olup hakkını helal etmiş. Bafralı dost
ve sevenleri de ondan razı olup haklarını helal etmişlerdir. Seni hala çok
özlüyoruz Fevzi Doktor, nur içinde uyu! Bafralı değerli bir insanı, ölümünün
12. yıldönümünde yazmaya çalıştım. Onlarca kitap konusu olabilecek 80 yıllık
yaşamı bir kaç sayfaya sığdırmak elbette ki mümkün değil.
Bu yazı için ailesinden gördüğüm
ilgiyi unutmam asla mümkün değil! Eşi Yüksel Hanım ve ortanca kızı Esma
öğretmenin olağanüstü misafirperverlikleri için çok teşekkür ediyorum. Bu yaşam
öyküsü için yapılan sohbetimizde bazen güldük. Bazen düşündük, bazen de
hüzünlenip beraber ağladık. Yaşamının ve mesleğinin neredeyse tamamını Bafra`ya
bağışlayan bu büyük insan için, konuya sahip çıkacak Bafralılardan ve Bafra
Belediyesinden bir ricada bulunacağım. Yaşadığı evin bulunduğu caddenin adı Dr.
Fevzi Birer Caddesi olamaz mı? Takdiri okuyanlara ve yetkililere bırakıyorum...
/Recep
Yılmaz
27.01.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder