17 Ocak 2014 Cuma

Konu Samsun Olunca


Samsun Basketbol kulübümüzün salonlarda aldığı başarılı sonuçlarla gurur duyan bir Samsunlu olarak, şu günlerde kulübün üzerinde dolaşan kara bulutlardan da üzüntü duyar hale geldik. Antrenör Cantuğ Keskindemir’in istifası ile gelişen olaylar ve bazı yöneticilerin istifa aşamasına gelmesinin altında yatan gerçek ise Samsun’u sporda tekrar Türkiye gündemine taşıyan basketbol kulübümüze Samsun’lunun yeterli mali teşvikten uzak kalışıdır. Az sayıda ki fedakâr destekçinin omuzlarında bu noktaya gelişi bile bir dayanışma mucizesidir. 

Samsun,  milli fuarının ekonomik değerini bilemedi. Samsunsporun şehrin prestiji olduğunu bile anlayamadı. Samsun limanın önemini dahi kavrayamadı. TİGEM’in bölge tarımına itici bir güç olacağını bile düşünemedi. Devlet Malzeme Ofisinin gidişinden bile haberi olmadı, Tekelin tütün üretimi ve istihdam açısından Samsun için önemini dahi kavrayamadı. Teşvik kapsamından çıkarılışını, bazı kişilerin siyasi ikbali uğruna reddetme noktasında çakılıp kaldı..

Görüyorsunuzya… Nereden başladık nerelere sürüklendik.  Bütün bunlar, bu ve benzer pek çok konunun içimizi sızlatmasındandır. Onun için çok görmeyin. Bu hafta sonunda, Samsun Ticaret ve Sanayi Odamızın seçimlerinin ilk ayağı olan meslek komiteleri seçimleri yapılacak. Takiben Oda meclisinin teşekkülü ve sonrasında yeni yönetim ve meclis başkanlık divanı şekillenecek. Bu sivil toplum örgütünün gerçekten şehir için ne kadar önemli olduğunu, Gaziantep, Trabzon, Kayseri, Konya, Denizli örneklerinde gıpta ile izliyoruz. Ne demeli darısı başımıza.

Biz yine Samsun basketbol kulübüne dönüp bu konuyu noktalayalım. DSİ’nin kulübe kapılarını açarak spor salonlarını tahsis etmesindeki sağduyuyu sağlayanlara gönülden teşekkürler. Ne olur diğer kaybettiklerimiz gibi bu güzide kulübümüzü de kaybetmeyelim.  Biraz daha ilgi ve destek ile konuyu çözümsüzlüğe sürüklenmeden çıkış yolunu da sağlayacaktır.

Geçen haftaya, Başbakanın Davosta ki panelde, İsrail Cumhurbaşkanı Peres ile olaylı tartışması damgasını vurdu. Hemen sonrasında ki gelişmelerde gösterdi ki en zor durumlar dahi bir kahramanlık destanına dönüştürülebiliyor. Yeter ki bunu sağlayacak propaganda gücüne sahip olun.  Hal böyle olunca da bir medya grubunun satın alınmasında iki kamu bankamızın açtığı kredinin ne kadar önemli olduğu şimdi daha yi anlaşılıyor. ABD, Orta doğuya ve bize ne biçerse biçsin görünen o ki işin dozu her zaman iyi ayarlanamıyor.   Ilımlı mılımlı derken radikal İslam ile karşılaşmaları gelişmelerin ışığında hiçte uzak bir ihtimal gibi gözükmüyor. Tabi buda düşündükleri yeni bir model değişikliği değilse.

/Yücel TÜRE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder