Eti Bakır'da yaşanan ve 5 işçinin hayatını
kaybettiği olayda, facia kazaya yol açan nedenler kamuoyunda tartışılırken,
aslında gündeme gelmeyen bir de olayın farklı bir boyutu var.. Herkes işini düzgün
ve yeterince yapsaydı, sorumluluğu bilebilseydi, Samsun için kazançlı bir
yatırım hayata geçmek üzereydi.. Çünkü Eti Bakır İşletmeleri, bakır üretiminde
elde ettiği amonyakı kullanabilmek için 'gübre üretimine geçiyordu'.. Yani
Samsun'un Toros Gübre'den sonra ikinci bir gübre fabrikası daha olacaktı. Bu
Samsun'a ekonomik katkı demek, bu kente istihdam demekti.. Ve eğer bu facia yaşanmasaydı, belki de
Samsun, ikinci gübre fabrikası haberleriyle gündeme gelecekti..
Ama olmadı. Böylesine
büyük bir facianın yaşandığı olay 'gündeme düştü'.. O zaman da yatırım yerine
'faciayı hazırlayan nedenler' konuşulmaya başlandı.. O amonyak tankının
yapıldığı yerden, iş ve işçi güvenliğine kadar alınan ve alınmayan tüm
tedbirler, olumsuzluklar ve sonuçları '5 evin ocağını söndürdü'.. Taşeronun taşerona işi pas etmesi, Yeni Yapı
Denetim Kanunu'ndan muaf olması, hatta Makine Mühendisleri Odası Başkanı Kadir
Gürkan'ın söylediği gibi, "Rüzgar bile hesaplanmalıydı' sözleri, böyle bir
inşaatın ne kadar teknik detaylarının olduğunu ortaya koyuyor..
Şu an cezaevinde olan teknik işlerden sorumlu
mühendis inşaat için 'özel bir firmadan istihdam edilmiş' ancak, yapı denetim
için bir mühendis olması gerektiği 'gözden kaçırılmış olmalı'.. Eti Bakır'ın
gübre fabrikası kurmak için işi ihale ettiğini hatırlatan Kadir Gürkan, oradaki
sorun 'denetimsizlik' gibi görülüyor diyor ve ekliyor; "İş kaynak işi. O
nedenle o işten anlayan bir mühendis arkadaş görevlendirilmiş. Ama elindeki ruhsatla Yapı Denetim'den muaf
olduğu için o yapı denetimci bir mühendis de olmalıydı. Bunu taşeron firma
gerekli görmeliydi. Ama bu noktada projeye ruhsatı veren belediye de gerekli
denetimleri yapmalıydı'...
Buraya 'sorumlular şunlardır bunlardır' diye alt
alta yazmaya gerek yok'.. Kamuoyu bunu zaten anlayabiliyor.. Çünkü yetki,
sorumluluğu da beraberinde getiriyor.. Yani işveren işi ihale ettikten sonra...
Herkes işini düzgün ve hakkını vererek yapsaydı, projeye ruhsat verilmeden önce
yeterli inceleme yapılsaydı, inşaat sırasında denetim işin önemine ilişkin
sürdürülebilir olsaydı, iş ve işçi güvenliği için önlem de alınmış olsaydı;
bugün bu facia yaşanmamış olabilirdi. Ve Samsun Türkiye'nin en büyük dev
amonyak tankını ve yakında hizmete girecek olan 2. gübre fabrikasını konuşuyor
olabilirdi..
Keşke, bunu konuşuyor olsaydık.. Keşke, herkes
işini doğru yapsaydı da böyle bir facia yaşanmasaydı.. Samsun yeni bir yatırım
kazansaydı.. Ve çok önemli bir ayrıntı.. Bu keşkeleri, Allah korusun başka bir
faciada yeniden yaşamamak için, Ocak 2012'de yürürlüğe giren Yeni Yapı Denetim
Kanunu'ndan muaf olmak için 2010'da alınan binlerce inşaat ruhsatını yeniden
gözden geçirmek gerekir.. 'Sırf denetimden kurtulmak için' alınmış o
ruhsatlarla şimdi yüzlerce bina yükseliyor.. Ve hepsi Yeni Yapı Denetimi'nden
muaf..
Yani eski metodlarla, belediyeden aldığı 'rutin
inşaat ruhsatlarıyla' özel denetçi olmadan, iş ve işçi güvenliği denetimi
olmadan 'dev binalar yükseliyor ya da yükselecek.. Çünkü o ruhsatlar 5 yıl
geçerli.. Samsun'daki belediyelerin dikkatini çekmek istiyorum.. Zemin,
kullanılan malzeme konusunda denetimleri eksik etmeyin.. Samsun Çalışma
Müdürlüğü de 'o ruhsatlarla iş yapılan inşaatlarda' iş ve işçi güvenliği
açısından denetimlerini sürdürmeli..
Çünkü, arkadaşlarımızın aldığı rakama göre, 2010'da
yasa çıkmadan önce Samsun'da da Türkiye'de 'inşaat ruhsatı patlaması olmuş'.. Nerede
boş arsa var, "buraya inşaat yapacağız deyip, belediyelerden ruhsatlar
alınmış'.. Belediyelerin kasasına trilyonlarca lira girmiş.. O yüksek borçların bir çoğu bu şekilde ödenmiş
ama iş riski ortada.. Denetim yoksa, risk vardır. Bu kadar basit..
29.11.2012
/A.YENER
CABBAR