17 Ocak 2014 Cuma

Caddeleşen Dereler



Samsun, çok kızgın ve harlı geçen 2007 yılı Ağustos Ayı sonlarında, uzun yıllardır görülmemiş bir “sel felaketine” maruz kalmıştı. Önemli caddelerinden bazıları, altından ve üstünden akan suyu taşıyamamış, üzerinde ne varsa almış sağa sola savurmuş, kıyısındaki yapıların bazılarını yıkmış, hatta bodrum katlarda oturanlar boğulmaktan son ana kurtulmuşlardı. Bazı işyerleri geceleyin aniden bindiren yağışın ve sel sularının hiddetine direnememişlerdi. Zira Caddeler, kendi üzerindeki dolgu, kanal, kaplama malzemesini dahi tanımamış, önüne katmış götürebildiği yere kadar götürmüştü. Gece yol üzerinde park etmiş olan küçük otomobiller, hatta kamyonlar bile küçük bir çocuk oyuncağı gibi sağa sola savrulmuştu.

Gün ağardıktan sonra görülen manzara gerçekten ürkütücüydü. Ağabali, Barış Bulvarı ve Baruthane Caddelerinin bazı bölümlerini değil trafiğe açmak,  insanın yürümesi bile mümkün değildi. Tablo vahimdi, derhal bir kriz programı gerektirecek kadar aciliyeti vardı. Bizler de o günkü Mimarlar Odası yönetimi olarak kentin bu vahim durumunun çözümüne yönelik bir panel düzenleyerek bir şehirci, bir iklim uzmanı, bir de deneyimli mimarı, Samsun’a davet ederek, DSİ ile birlikte kentin afet sorununu ve çözümlerini Büyükşehir Belediye yetkililerinin huzurunda tartışmaya açmıştık. Panel sonucunda, Mimar - Gazeteci Oktay Ekinci “Samsun’un Caddeleşen Dereleri” isimli çok manidar başlıklı bir yazıyla gazetesindeki köşesinde bu durumu hicvetmişti.

Hemen Ağabali’den başlamak üzere, Barış Bulvarı ve Baruthane Caddeleri’nin, pardon derelerinin yeniden ıslahına girişildi. Önce Şen Dere’nin (!) kanal kesitleri yeniden gözden geçirilerek, 2.00 mt.lik koca büzler Modern Pazar Köprüsü’nden başlayarak, ta Cumhuriyet Caddesi’ne kadar yenilendi. İlerleyen yıllar içinde bakımının ve temizliğinin ihmal edilmesi durumunda kanal kesitlerinin daralmasının aynı felaketlere sebep olacağı bilinerek de olsa çözüme yönelik ilk proje hayata geçirildi.  Tabiî ki bu arada kanalın yapımı süresince bu güzergâhta bulunan esnaf, işlerinin kesilmesinden dolayı adeta karalar bağladı. Neticede başka hiçbir modern kentte bir benzeri belki de olmayan yüksek kaldırımlı enteresan bir cadde örneği yaratılmış oldu. Mimarlar Odası sonuç bildirgesinde hassasiyetle önerilse bile Ağabali’nin kıyısındaki mevcut yapılaşmadan vazgeçilmesi, öyle kolaylıkla hayata geçirilecek bir kamulaştırma projesi değildi. 

İkinci felaket noktası olan, Baruthane Deresi’nin karayolu kıyısındaki bağlantı hatası sel sonrasında ortaya çıktığı için onarımı da sonradan giderildi. Tabii ki kapanan karayolunun bir çamur ve trafik teoreminin ikinci bir bahara kalan çözümü ile.

Ya Barış Bulvarı, diğer adıyla Ayazma Deresi. Muzaffer Önder döneminde, 19 Mayıs Bulvarı’nın 100.yıl Bulvarındaki apartman setini aşamamasından dolayı eski havaalanı ve çevre yolu bağlantıları düşünülerek tanzim edilmişti. Askerlik Şubesi sırtlarının Zeytinlik Mahallesiyle birleşirken yaptığı vadiye kurulan Bulvar zaten Afet bölgesi ve heyelanlı bölge süreçlerini bin bir meşakkatle aşarak ve yolun büyük kısmı kazıklanarak sağlamlaştırılmış, bugünkü rijit sanılan profilini bulmuştu.

2007 Sel baskını sonrasında, Ayazma deresinin Bağdat Caddesiyle buluştuğu noktalardaki kanal dirsekleri de, Sel’in yoğun olarak zemin yüzündeki tahribat sebepleriydi. Bazı müdahalelerle bu dirsekler düzleştirildi ve kesitleri akışkan hale getirildi. Yeni bir dere taşkınının hangi arazları ortaya çıkaracağını zaman gösterecektir ama neticenin eskiye benzemesini kimse düşünmek istememektedir.

Ayazma deresinin yani Barış bulvarının sol cenahı, bugün biraz Askerlik Şubesi tasarrufunda, biraz da Engelliler Parkı’nın bulunduğu alanlar olarak yapılaşma seyrekliğini yaşarken, karşısındaki Zeytinlik Sırtları inadına kaçak yapılaşma dönemlerinin inşaat furyasıyla emsal yapılaşma oranı takribi olarak 3,5 olana kadar habire çoğaldı. Buranın insanları ne afet bölgesi, ne de heyelan uyarılarına inandılar, yaptıkça yaptılar, yükseldikçe yükseldiler. Sadece şu anda yeni ve katlı otopark olarak çalışmaya başlayan yapının hemen yanı başına kadar sokulan yapılaşma, ruhsatsız olarak bu günlere gelebildi. Bulvara cepheli, eğimin başladığı Burhanettin Gazi Sokak’tan başlayan ve önceki planda yeşil ve park yeri olarak yer alan, plansız yapılaşmaya rağbet ve cesaret edemeyen bölüm, arkasındaki yapılara biraz nefes aldırıp güneşini kesmedi.

Ayazma Deresi, modern ve güncel adıyla Barış Bulvarı’nın batı yakası bugün yeni bir imar planı tadilatını bekliyor. Yöneticilerimizin tekliflerine meclislerdeki Mimar Dostlarımız da pek direnmediler herhalde.1/5000 lik plan tadilatları onların da önünden geçerek onanmış, şimdi 1/1000 lik plan süreci bekleniyor. Yani planlamanın ve yapılaşmanın yükseklik ve yoğunluk kararları da verilince, ne yeşil bant kalacak ne de park alanı. Öncesindeki dönemlerde kaçak ve ruhsatsız yapılan her türlü yapı belki de yeni kimlikleriyle muhtemelen daha da yükselecekler. Yeni yapılanma bandı, arkasındaki Saitbey,  Zeytinlik ve Unkapanı mahallelerinin hava ve görüntü açılımlarını kapatacak, yeni planlama gayretleriyle yüksek yapılaşmalı bir bulvarımız daha olacak. Sonraki zaman içinde nasıl ve nice kamulaştırırız denilerek kafa yorulacak olan mevcut imkânları harcamak için o kadar acele ediyoruz ki bugün söylenecek söz bile kalmıyor. Ne Rize ders olabiliyor bize ne de İstanbul’daki Ayamama Deresi!    

İyi haftalar ve iyi bayramlar.
 /Sacit ACAR
06.09.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder