20 Ocak 2014 Pazartesi

Tülay Bakır ve Samsunluluk...

Geçen akşam bir kültür hizmeti olarak Canik Belediyesi Kültür Yayınlarından çıkan, "Tarih Boyunca Karadeniz Ticareti ve Canik" isimli iki ciltlik eserin gala gecesi vardı. Ama ben şimdi bu kapsamlı eserle tanıtımda Belediye Başkanı Osman Genç'in Canik'i aşıp tarihteki Canik'in bugünkü karşılığı Samsun'a dokunan, hem de bayağı kapsamlı dokunan konuşmasını bir kenara bırakıp, o gece Samsun Milletvekili Prof.Dr.Tülay Bakır'ın birkaç cümle ile özetlediği, üstelik çok da güzel özetlediği bir başka şeyden söz edeceğim...

Sayın Bakır o akşam, Başkan Osman Genç'in aktarmayı sonraya bıraktığım konuşmasından sonra mikrofonu aldı ve Genç'in Samsunla ilgili altına imzamı atacağım sözlerini takiben çok önemsedİğim bir durumun altını çizdi. Aslında bu sadece benim değil, yıllardır şehrimizde pek çok kişinin, sivil toplum örgütünün önemsediği; yaratmaya, insanlara bulaştırmaya, olmayınca da 'niye olmuyor' diye sorup çare aramaya çalıştığı bir durum.

Ne mi bu durum? Samsunluluk durumu... Samsunlu olma kimliği, Samsunlu olma ruhu...

Osman Genç'in şehrimizin tarihteki o canlı durumundan, o canlılığı bugün neden yitirdiğimizden, tekrar nasıl kazanabileceğimizden söz eden umutvar konuşmasının ardından Tülay Bakır kısa, öz, bana göre çok da doğru bir özet yaptı şehrimizle ilgili olarak ve şöyle dedi:

"Samsun tarihte de hiçbir zaman bir ideal etrafında toplanmamış, bir başkent olmamış. Herkes yararlanmış ve gitmiş. Sadece ticari bir merkez olmuş. O yüzden sıkıntılı. Örneğin Trabzon'da Trabzonspor için insanlar ölüyor (Sayın Bakır bunu mecazi anlamda kullandı tabi ki). Oysa burada bu yok. Büyük bir yatırım yok. İhracatımız Trabzon'un yarısı kadar. Ticaret Odamız Rusya'yla bağlantı kurmaya çalışıyor ama gücümüzü aşıyor. Organize Sanayi yetersiz. Tarım Organize Sanayi, Organik Tarım hiç yok. Tersane açılmış ama bakalım biz o gemileri üretebilecek miyiz burada? Kadın teşvikleri en azda. Oysa çok toleranslı bir şehir burası. Ben tolerans açısından Samsun'u İzmir'e benzetiyorum. Tipik İzmir. Örneğin ben Samsunlu değilim, Borçkalıyım ama beni milletvekili seçtiniz. Çok teşekkür ederim."...

Milletvekilimiz Tülay Bakır'ın yukarıda aktardığımdan birkaç cümle daha fazla olan konuşmasının özü, ilk cümlesiyle son cümlesinde...  Benim altını çizmek istediğim nokta da zaten bu! Bir ideal altında toplanmak/toplanamamak! Ve Sayın Bakır'ın nezaket göstererek ve İzmir'e benzeterek 'tolerans' olarak nitelendirdiği durum! Bu iki cümle bile gösteriyor ki; Tülay hanımın kendisinin de ifade ettiği 'Samsunlu olmadığı halde şehrimizden milletvekili seçilmesi' öyle İzmirli gibi toleranslı filan olmaktan değil, bir ideal etrafında toplanamamaktan kaynaklanıyor...

Tabi ki şovenistlik yapmıyorum ve tabi ki şovenist değilim. Ama hepimiz biliyoruz ki Samsun'da başta futbol ve Meclise gönderdiğimiz milletvekillerimiz söz konusu olduğunda hepimizin yakındığı konu şehrimizi de bir birlik, beraberelik olmadığı ve bu yüzden taleplerimizin kabul görmediği, bu yüzden de boşlukların (ben isim vermiyorum zira milletvekilimizin sözleri yeterince açık) bizim dışımızda doldurulduğudur...

Eğri oturup doğru konuşalım: Bizim şehrimizin böyle sahiplenici, bir ideal etrafında toplanmayı sağlayıcı ruhu, kimliği yok. Bu yüzden ne ekonomide ne siyasette isteklerimiz önemsenmiyor. Teşvikler bize verilmiyor, siyasiler bizim istediğimiz isimleri önemsemiyor... ve şehrimiz hak ettiği yere bir türlü gelemiyor...

Milletvekilimiz bile Borçkalı olduğu halde kendisini Meclise gönderdiğimize şaşırdığına göre...

/İlknur YAMAK
20.01.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder