24 Ekim 2015 Cumartesi

Samsun’da Avrupa Miras Günleri

Kültür Turizm Bakanlığı ve Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığı işbirliğinde 21-22 Ekim 2015 tarihleri arasında Samsun’da gerçekleşen Avrupa Miras Günleri etkinliği kapsamında, OMÜ Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü, Turizm Fakültesi Turizm İşletmeciliği bölümü öğrencilerine Samsun’un turizm değerleri ve kültürel mirasları tanıtıldı.

Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı’nın öncülüğünde gezi programı hazırlandı. Tahsis edilen iki büyük otobüs ile öğrenciler ilk gün; Kent Müzesini-Kurtuluş Yolunu-Bandırma Vapurunu-Onur Anıtını-Amisos Tümülüsleri ve Büyükşehir Belediye Başkanlığımızın Amisos Tesisleri’nde verdiği öğle yemeği sonrası  Batı Park Amazon Köyü gezildi. Rehberler eşliğinde gerçekleşen tanıtım gezileri, saat 16:00’da Atatürk Kültür Merkezi Galeri Salonu’nda açılan sergiye katılımla ilk gün programı sona erdi.

İkinci gün ilk olarak Kavak’taki, Çakallı Han ve Çakallı’daki ahşap cami ziyaret edildi. Ardında Kavak merkezde bulunan Kale Doruğu ve Tepecik Mahallesi’nde bulunan Tepecik Tepe Tümülüsü gezildi. Kavak Belediye Başkanımızın öğrencilere çay simit ikramı sonrası Ladik İlçesi’ne geçildi.

Ladik denilince akla gelen artık Ambar Köy oldu. Harikulade bir turizm unsuru olarak hem ilçenin hem bütün Samsun ve Karadeniz’in medar-ı iftiharı oldu. Ladik köylerinden toplanarak biraraya getirilmiş ambarlar, Ahşap köy evleri, ahşap cami ve Selçuklu mimarisi ile yapımı devam eden  külliye tarzı yapı ve müze ile muhteşem bir birliktelik sağlanmış yekpare bir köy olarak tasarlanıp şekillendirilmiş. Başta bu projeyi gerçekleştiren Ladik eski Kaymakamı Kadir PERÇİ Bey olmak üzere ‘Ambar Köy’ü hayatının merkezine getirerek ona sahip çıkan, bugünlere gelmesinde en büyük katkı ve çabayı sarf eden Kaymakamlık Yazı İşleri Müdürü Şahin ÖRNEK Bey ve emeği geçen herkesi tebrik ediyoruz. İyi ki böyle bir projeyi düşünmüşler hayata geçirmişler. Darısı diğer kaymakamlıklarımızın başına…

Ladik gezisi sonrası tekrar Kavak Bekdemir Köyü Ahşap Camii gezildi.  

Çarşamba’daki Göğceli Camii’nden sonra ikinci konumda olan caminin en önemli özelliği ahşap ve içi bezemeli bir örneğe bölgede şimdiye rastlanmamış olmasıdır. Öğrenciler tarafından büyük bir ilgi gösterilmiştir.

Bekdemir Köyü Ahşap Camii gezisi sonrası Kavak Belediye Başkanımız,  öğrencilerimize Çakallı Han’da meşhur Çakallı menemeni ikram etti. Sayın başkanın gezi boyunca öğrencilere gösterdiği yakın ilgi ve alaka, her türlü takdirin üzerindedir. Kendilerini ve ekibini tebrik ediyoruz.

Çakallı Han menemen ikramı sonrası Samsun’a dönen kafile  ikinci gün programını tamamlayarak etkinliği sonlandırmıştır.

Şüphesiz öğrencilerin ilgi alanları doğrultusunda gezdirilip, görgü ve eğitim alanlarının alanda geliştirilmesi son derece önemlidir. Teoriyle yetinme yerine alanda pratikte bulunma hepimizin geleceği açısından özellikle kentlerin tanıtımı açısından son derece önemlidir. Bu çocuklar yarının öğretmenleri olacak. Sanat tarihçileri, Arkeologları, turizm işletmecileri olacak. Eğitim gördükleri şehri tanıtmak, eğitim alanlarında pratik yaptırmak hepimizin görevidir?

Miras günlerini şehrimize kazandıran başta Büyükşehir Belediyemiz olmak üzere, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüze, öğrencileri yönlendiren Ondokuzmayıs Üniversitemize teşekkür ederiz. Güzel günlere uyanın. Sağlıcakla kalın efendim.

/Uğur DEDE
24.10.2015

23 Ekim 2015 Cuma

Bana Köyümü Geri Verin

Bir kelime daha yıldız gibi kayıp gitti lügatlerden. Köy kelimesi sıcaktı. Ocaktı. Sıcaktı. Köktü. Sahip çıkmaktı. Sahip çıkılmaktı. Tarihti geçmişti gelecekti? Ata demekti, gelenekti görenekti? 

Köy aynı zamanda şiir gibi bir kelimeydi. Rüya gibiydi. Şehirden kaçsak ona koşardık. Özgürlüktü, bağlardan kurtulmaktı. Saygı sevgi muhabbet demekti. Köylerin ismi mahalle olarak değiştirilince üzüldüm.

Köy kelimesi farklıydı, hem de çok farklıydı. Tek hece üç harfti, aşk gibi bir şeydi. Biz artık haydi toplanın bu Pazar köye gidiyoruz diyemeyecek miyiz? Gideceğimiz ismin yanında köy yoksa ne çıkar? Taşpınar Köyü'ne gideceğim demek mi güzel yoksa Taşpınar mahallesine demek mi? Dağlar kadar demek az gelir dünyalar kadar farkı var.  

Köy kelimesi bir yıldız gibi kayıp gitti. Gönlüm bu kelimenin yokluğuyla huzursuz şimdi. Önce Şehre Kent, sonra Kasabaya İlçe, şimdi de Köye Mahalle diyecek kadar sığlaştık. Kentiniz, İlçeniz, Mahalleniz sizin olsun. Bana köyümü geri verin.

?

20 Ekim 2015 Salı

Tekkeköy Sanayi Bölgeleri Ve Kavak Yolu


Kızılırmak havzasındaki Bafra Ovası ve Yeşilırmak havzasındaki Çarşamba Ovası’nın yanında Ladik ve Vezirköprü ovaları ile bir tarım kentidir Samsun! Yer şekillerin nispeten sadeliği ile Karadeniz’in Anadolu’ya açılan kapısıdır Samsun! Bölgenin tam ortasında bulunması ve hizmet sektörünün gelişmişliği ile Karadeniz’in kalbidir Samsun! Tarihi ve kültürü ile kadim bir şehirdir Samsun! Yeşili, mavisi, denizi ve kilometrelerce uzanan kumsalı ile bir cennet beldedir Samsun! İstiklâl meşalesinin ateşlendiği bir güneştir Samsun!  Kısacası kendine has özellikleri ve kendine has konumu ile özel bir medeniyet merkezidir Samsun!

Sanayi bir memleketin lokomotifi demektir. En başta iş demektir, aş demektir, ekmek demektir! Sanayisiz bir kentin varlığı öne çıkan başka faktörleri yoksa bir önem arz etmez! Dolayısıyla sanayi bölgeleri bir kent için yaşamsal değerdedir. Ancak sanayi alanları ve organize sanayi bölgeleri kurulmadan önce çevre ve şehircilik, kültür ve turizm, sağlık ve ulaşım gibi konular üzerinde derinlemesine yapılan tahliller eşliğinde bugün ve yarın da dikkate alınarak bir plan ve program çerçevesinde adımlar atılması gerekmektedir. Çarpık kentleşmede olduğu gibi çarpık sanayileşme de temel bir şehirleşme sorunudur.

Samsun’da sanayisi nasıl bir fizibilite ve etüt çalışmasının ürünü ise Tekkeköy’ün cânım sahili sanayi bölgelerine terkedilmiştir. Bir zamanların karpuz tarlaları ve kumsalla kaplı olan sahilleri bugün sanayi bölgelerine kurban edilmiş; çevre ve insan sağlığı açısından potansiyel bir tehdit unsuru haline dönüşmüştür! Oysa sanayi bölgelerinin ve organize sanayi bölgesinin Kavak Yolu üzerinde uygun bir alanda kurulmasının ya da oraya taşınmasının şehircilik, çevre, medeniyet, ulaşım ve sağlık açısından çok daha uygun olduğu ortadadır.  Samsun’un çoğunluğunun da aynı düşünce ve istekte olduğu kanaatindeyim. Zararın neresinden dönülürse kârdır mantığı ile siyasilerin ve yetkililerin bu olaya bir an önce el atması Türkiye’nin bu güzide şehrine yapılacak en büyük iyilik olacaktır!

Bilinmelidir ki Samsun bizim mülkümüz değil, emanetimizdir. Emanete de sadakat gerek…
***

Adını 1250 ilâ 1330 yılları arasında yaşayan Şeyh Yusuf Zeynüddin’in kurduğu tekkeden alan Tekkeköy’ün tarihi M.Ö. 60.000 yıl öncesine kadar uzanmaktadır. İlk yerleşim Çınarcık ve Fındıcak vadilerinin kesiştiği alanda ve mağaralarda olmuştur. Eski Taş Devri, Orta Taş Devri ve Eski Tunç Devrine ait kalıntılar bulunmuştur. Buluntuları sırası ile Hitit, Frig, Pontus ve daha sonraki döneme ait medeniyetler izlemiştir. Tarihi alan Tekkeköy Mağaraları ve Arkeoloji Vadisi adıyla açık ve kapalı müze şeklinde ziyaretçilerini beklemektedir. Gerek insanlık tarihi ve gerekse kendi tarihimiz açısından büyük önem arz eden tarihi vadinin hak ettiği şekilde korunması gerekmektedir.

Çarşamba Ovası’nın batı yakasında kurulan ilçede Şeyh Yusuf Zeynüddin Camisi ve Türbesi, Çınaralan Camii, Altınkaya Kilisesi ve Yel Değirmeni diğer tarihi yapılar arasında yer almaktadır.
***

Diğer taraftan Samsun’un ovalarının ve tarım alanlarının amacı dışında kullanılması veya betonlaştırılması ayrıca acilen çözüm bekleyen millî meseleler arasında yer almaktadır. Haftaya 29 Ekim ve Cumhuriyet’e Çıkan Yol başlıklı yazıda görüşmek ümidiyle…

/Tahsin ÇAYIROĞLU
20.10.2015
http://www.hedefhalk.com/tekkekoy-sanayi-bolgeleri-ve-kavak-yolu-603977yy.htm

16 Ekim 2015 Cuma

Çiftlik AVM ve Kazığın Ucu

Çiftlik Caddesi’nin Alış Veriş Merkezi (AVM) yapılması ile ilgili fikrimi merak edenlere söylüyorum. Güzel oldu. Şu dış cephe kaplamalarını estetik buluyorum. Yakıştırıyorum yani. Teknik tartışmalara girmek istemem. Çünkü anlamam. Ama o konuda yapılan eleştirilere de saygı duyarım. Ciflikte yapılanları güzel buluyorum diye, teknik olarak yapılan açıklamaları hiçbir vakit kulaklarımı tıkamam. Ayrıca, parasına da itirazım var.

Önceki gün Hedef HALK ‘’ÇİFTLİK AVM YAKTI’’ manşetiyle cadde üzerindeki binalarda yapılan dış cephe kaplamalarının bedelleriyle ilgili tebligattan söz eden haberini okuyunca, yaklaşık 1 ay önce bir dostumun cadde üzerindeki mekanında yaptığımız sohbeti hatırladım. Çiftlik esnaflarından biri olduğunu öğrendiğim bir arkadaş, sohbetimiz sırasında kendilerinin belediye aracılığı ile birileri tarafından soyulduğunu iddia ediyor,  Samsun basınını da buna göz yummakla suçluyordu. Basını suçluyordu ama belli ki gazete okumuyordu. Ya da Hedef Halk’ın ve de Kuzey Haber’in okuru değildi.

İsmail Başaran’ın mesela o konuda ben en az üç yazısını biliyorum. Basını suçlayan o esnafa hakkını aramak için bir girişimde bulunup bulunmadığını merak edip ‘’Mahkemeye başvurdun mu?’’ diye sordum. ‘’Hayır’’ dedi. Hakkını aramamış. Birilerinden çekindiği için mi bilmem ama hakkını aramaktan korkan esnaf, soyulduğunu iddia ederken, kendisinin yapamadığını basından bekliyordu.

Belediye 10 bina için mülk sahiplerine 1 milyon 184 bin liralık tebligat göndermiş. Söylemesi kolay ama istenen parayı eski para hesabıyla düşünürseniz tamı tamına, bir trilyon 184 milyar lira ediyor. Boru değil yani. Bina başına ortalama 184 bin lira talep ediliyor. Bunun içinde belediyenin ödeyeceği yüzde 25’lik dilim sanırım yok. Çiftlikte 100 metrekare bir daireyi o paraya alırsınız galiba. Evet, Çiftlik Caddesi güzelleşti. Caddenin şimdiki görüntüsü herkesin hoşuna gidiyor. Ama ‘’Davulun sesi uzaktan hoş gelirmiş’’ diye söylenir ya, bizimki de o hesap. ‘’Çiftlik Caddesi güzel oldu mu?’’ diye, bir soruyu şimdi,  o tebligatı alan bina sahiplerine sorabilir misiniz. Ben soramam arkadaş. Alacağım cevabı üç aşağı, beş yukarı tahmin ediyorum çünkü. Çiftlik caddesinin güzelleştirilmesinin elbette bir bedeli olacaktı.

Ve fakat. 10 bina için istenen 1 milyon 184 bin lira, kantarın topuzunu bir hayli kaçırmış. Kazığın sadece ucu sivridir. Ahali de, o tebligatı aldığında bunun farkına varmıştır. Ama bu durumda söylenecek söz ancak şu olur. Geçmiş olsun.

/Ragıp GÖKER
16.10.2015

1 Ekim 2015 Perşembe

Ak Parti’nin Samsun’a Kazığı

Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’a tepkiler dinmiyor. Ak parti’nin samsun’a kazığı; Bunlar da “Sizin İçin…


ADNAN ÖZ YAZDI:

Bilen bilir Samsun Büyük Şehir Belediye Başkanının ilk icraatı ile başladığım muhalefetim hala devam etmekte… Bunu söylerken ne kişisel bir hesabım ne de kendisiyle bir tanışıklığım var mümkün mertebe birbirimizden kaçıyoruz. Hep şunu söyledik bu zihniyette olan siyasetçilerin ömrü bitmiştir, onun ki de bitmişti fakat maalesef AKP Samsun teşkilatının ister beceriksizliği, ister basiretsizliği, ister korkaklığı, siz ne derseniz bilemem, bir alternatif üretememiş olması Başbakanı ona mecbur etti ve bu da Ak Partinin Samsun’a attığı en büyük kazık oldu. Bu bitmesi gereken zihniyete karşı oluş gerekçelerimizden başlangıç olan 2 meseleyi tekrar hatırlayalım;

Birincisi Büyük Camii önündeki alt geçit, dönemin belediye başkanı rahmetli Muzaffer Önder oraya bir alt geçit yapmak için kara yollarına müracaat ediyor, cevap olarak orası deniz seviyesinin altında oraya alt geçit yapılamaz deniliyor.

Bu cevabı alan başkan bu projeden vazgeçiyor sonra seçim geliyor Muzaffer Bey seçimi kaybediyor yerine gelen belediye başkanının ilk icraatı o alt geçidi yapmaya çalışmak ve yüzüne gözüne bulaştırmak oluyor ve bir iddiaya göre en az kamuyu 7 trilyon zarara uğratıyor. Ve o şahıs Muzaffer Bey başkanken Büyük Camiinin önüne alt geçit yapmak istediğinde karşı çıkan ama kendisi seçilince ilk yaptığı iş o olan bu günkü belediye başkanıdır. Şimdi bu işi yapan insanın iyi niyetli olduğunu düşünebilir miyiz?

İkincisi ise mobil santral olayı; o günlerde önce Dalaman sonra Bartın’ın kabul etmeyip Reddettiği mobil olmayan, ama adı mobil olan santrali şehirde hiç kimseye sormadan, hiç kimseye tartıştırmadan, gizlice Samsun’a davet edip kurduran insanda bu başkan. Yıllardır görüldü ki bu şehri çok dar bir kadroyla hiçbir konuda hiçbir uzmanın, hiçbir kurumun fikrini almadan kafasına göre yönetiyor.

Hadi yönetiyor doğru ve güzel işler yapsa oda yok. Gerçi millet yıllarca yapılan süslemeleri, makyajları, heykelleri yeterli bir hizmet diye algıladı memnundu ama sonuç hepsinin öncelikli işler olmadığı ortaya çıktı. Esas hizmet yağan yağmuru denize ulaştırabilmek, şehre dışarıdan yatırımcı çekebilmek, şehrin emin insanı olup her konuda insanlarla konuşabilmek, yapılan hizmet varsa bunları bilboardlarla değil milleti hizmete katarak duyurmak.

O ne yaptı, herkesle kavga etti her kurumla çatıştı ve şehrin yerinde saymasına sebep oldu. Diğer şehirler gelişince bizi geçtiler zaten bir şehir göç veriyorsa o şehrin geliştiğini iddia etmek ya iş bilmezlik yada kötü niyetin göstergesidir.

Bu zihniyet öyle bir zihniyet ki milleti 2 yerde hatırlıyor 1 oy verecekken 2 vergi verecekken seçim çalışmaları sırasında bir sitede sunum yapan başkana konuşması bitince bir vatandaş soru sormak istemiş, soru almıyoruz diye soru sorulmasına müsaade etmemişler ve orayı terk etmişler, yani vatandaşı kendilerine soru sormaya bile layık görmeyen bir zihniyetten bundan fazlasını beklemek saflık olur. Üzülüyoruz bu zihniyetteki insanların bu şehirde yıllarca nasıl idarecilik yapıp tekrar seçilebiliyorlar.

Samsun’da Büyük Şehir Belediyesinin yaptığı yada yapması gerekirken yapmadığı işleri yazmaya kalksak sayfalara sığmaz buna gerekte duymuyoruz görülüyor ki, bu zamana kadar gerçekleri yazan söyleyen birkaç kişinin dışındaki şehrin yazar çizeri de gerçekleri gördü doğruları yazmaya başladılar bu durum bu işin sonunun geldiğini gösteriyor. Milleti kandırmak için artık Samsunum 1 gemisi de fayda etmeyecek.

Son seçimde bütün partilere uyguladığı Ak Partide siyaset yapmazsam sizde yaparım taktiği, ikiyüzlülüğü geçen seçim tutmuştu bu seçim yemez bu taktikte artık onu kurtaramaz Ak Parti ya da Başbakanda bu konuda bu şehre artık kazık atmaz, atamaz diye düşünüyoruz atarsa ne olur biz yanlışları yazmaya, söylemeye devam ederiz millet de dövünmeye, sövünmeye, her yağmurda çileye, bodrum ve zemin kattakilerde yaşamak için nöbet tutmaya devam eder.

/Ali KORKMAZ