21 Ocak 2014 Salı

Müdür Cora’dan Kalan Miras…

Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nde, Müdür Mustafa Cora, vekalet süresinin dolması nedeniyle, görevinden ayrıldı. Sayın Cora, bu sürede Samsun'daki temaslarını sürdürüyor, veda ziyaretleri yapıyor. Samsun'da Milli Eğitim, son 10 yıldır ciddi bir sıkıntı içerisinde. Eğitim camiasının çok dışında olan insanlar bile, bu kurumda bir atıllık olduğunun farkında. Bunun için fazla uzağa gitmeye gerek yok. Samsun'un son 10 yıldaki SBS, ÖSS derecelerine bakmak, herhangi sorun olup olmadığını anlamak için yeterli.

Samsun'daki sıkıntıyı sürekli dile getiren eğitim sendikaları, maalesef hiçbir girişimlerinden sonuç alamamıştır. Bu sendikaların başında gelen ve Samsun'un yakından tanıdığı bir sima olan Türk Eğitim-Sen Samsun Şube Başkanı Sayın Levent Kuruoğlu, her fırsatta, Samsun'daki sıkıntıları dile getiren, çözüm önerileri sunan, eleştiren ama eleştirinin muhtemel çözümlerini de sunan bir anlayışla hareket ediyor.

Sayın Kuruoğlu, geçtiğimiz günlerde bir açıklamasında Samsun'da bir "eğitim krizi" yaşandığını söyledi. Krizin ana nedeninin ise müdürlük makamı olduğunu savundu. Kuruoğlu, Samsun'a "Samsunlu olmayan" müdürlerin atandığından dem vurarak, bu durumun Samsun İl Milli Eğitim camiası için büyük bir sıkıntı yarattığını kaydetti.

Kuruoğlu'nun bu açıklaması çok doğru. Samsun'u bilmeyen, Samsun’u tanımayan, toplum yapısını çözememiş, köylerinin isimlerini dahi bilmeyen bir Müdür, Samsun'a ne kadar faydalı olabilir. Geçen sene Salıpazarı'nda kar nedeniyle mahsur kalan öğrencileri hatırlayın. Eğer, oranın kış koşullarını tahmin edebilen bir Müdür olsaydı, belki de orada ne öğretmenler ne de öğrenciler 24 saati geçen sürede mahsur kalmayacak, hayatlarının en zor anlarını yaşamayacaklardı. Ama olmadı, adeta Güney Doğu'yu andıran bir manzarayla, Samsun; öğrencilerini "kurtaran" bir operasyona imza attı, Türkiye gündemine yerleşti.

Sayın Cora'ya bugüne kadar yaptıkları için "teşekkür" ediyoruz. Teşekkür ediyoruz ama, kangren olmuş sıkıntılarla, çözüm bekleyen, biriken sorulanlarla uğurluyoruz kendisini.  Bunun en basit örneği, Milli Eğitim'in kendi öğretmenlerini bankaların kucağına atan sözleşmelere imza atan yöneticileri barındıran bir yapıya sahip olmasıdır.

Farklı illerden Samsun'a tayin olan yada il içinde yeri değiştirilen öğretmenlerin gittikleri okullardan banka promosyonu alamamaları, banka promosyonlarının Başbakan'ın genelgesine rağmen öğretmenlere verilmemesi, Milli Eğitim'in hesabında biriktirilmesi, promosyon sözleşme ve bilgilerinin internet sitesi ve müdürlük tablolarında yayımlanmaması, şeffaf olmaması belki de camia içindeki en belirgin ve bilinen sorun. Hatta, Milli Eğitim'de bu sorun o kadar büyük ki, banka sözleşmelerini incelediğinizde, müdürlüğün öğretmenleri bankalara bir "pazarlama" malzemesi gibi sunduğunu, hiçbir itiraz hakkı bırakmadığını rahatlıkla görebilirsiniz.

Bir diğer çözüm bekleyen sorun da, özür grubu öğretmenlerinin yaşadığı sıkıntılar. Eş durumundan, öğrenim özründen yada hastalık özründen dolayı başka şehirden, köyden merkeze gelen öğretmenlerin, Samsun'dan 80-90 kilometre şehir dışındaki köylere atanmaları İl Milli Eğitim'in çözmesi gereken sorunların başında geliyor.

Öyle ki, bu öğretmenler, her gün ortalama gidiş geliş toplam 5 saatini yollarda harcıyor. Merkezden köydeki okuluna gitmek isteyen bir öğretmen, en az 3 vasıta değiştirerek okuluna varıyor. Bunun yanında, günde 25-30 TL yol parası veriyor. Yani, devletin öğretmeni, maaşının 3'te 1'ini, yine devletin okuluna gitmek için yola harcıyor. Başka kurumlarda, en ufak bir yol masrafının devlete ihale edildiğini düşünürsek, bu öğretmenlerin isyanına kulak tıkamanın, sorunlarını çözmemenin, sorumluları nasıl bir vebal altında bıraktığını gözler önüne seriyor.

Ayrıca, gittikleri okullarda, "Ne de olsa yeri değişir" mantığıyla, "üvey evlat" muamelesi gören bu öğretmenlerin, öğrencilerine daha faydalı olmak adına eğitici materyaller, kitaplar alması gereken parayı, yola harcamaları ne kadar acı. Hele ki, bir çok öğretmenin, devletin kendilerine tanımış olduğu yasal bir hak olan "süt iznini" yollarda geçirmesi de çok ama çok vahim bir durum.

Bu yaşananların, bir dönem, Samsun il emrinde olan bu öğretmenler gurubunun, yine İl Milli Eğitim'deki müdürlerin yasal olmayan tekliflerle adeta, "ölümü gösterip sıtmaya razı etmesi" durumundan başka bir izahı yok.

Milli Eğitim camiasındakiler de çok iyi biliyorlardır ki, bir dönem Vezirköprü'ye göndermekle tehdit ettikleri öğretmenleri, bugün Salıpazarı'na, Çarşamba'ya, Terme'ye göndererek, kendi lehlerinde sorunu çözdüler.

Ama sorun çözülmedi, öğretmenler açısından daha da derinleşti. Sayın Cora da maalesef bu sorunalar yaşanırken, kulaklarını tıkadı, çözüm bulmayı bırakın, adım dahi atmadı. Belki de Sayın Cora, "ne de olsa vekaleten buradayım" diyerek, çözüm bulmak istemedi.

Gelinen noktada, öğrencilerine yeterince enerji veremeyen, zamanının büyük kısmını yollarda geçiren, maaşının yarısını yola veren, karda kışta soğukta kilometrelerce yol giden, mesleğini bırakmayı dahi düşünen, içlerindeki "idealizmi" öldüren bir öğretmenler güruhu meydana getirildi.

O yüzden, Sayın Cora'ya giderayak, "teşekkür" ediyorum. Samsun'a bıraktığı miras için...

/Miraç ÖZTÜRK
21 Ocak 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder