Üniversite hattında aylık ortalama 3 milyon liralık taşıma ücreti, taşıtanların iştihanı kabartırken, taşıyanlar ve taşınanlar sıkıntısını çekmekte. Yani; fillerin savaşında çimenler ezilmektedir. Aylık en az bir milyon kişinin taşındığı hatta, bir milyonun mağduriyeti görülmezken, yüzlerin mağduriyeti ön plana çıkarılıyor. 3-5 yüz kişi organize hareket ettiği için çok görünmekte, öte tarafta taşınan milyonlar tartışmalarda yer bile alamamaktadır.
2009 yerel seçimlerinden önce hem Sayın Yusuf Ziya Yılmaz’ın hem de siyasilerin seçime yatırım olsun diye alel acele aldığı kararlarla uygulamaya konan Raybüs’ün yanlışlığının tartışılmasının zamanı geçmiştir. Başta Gazeteniz Halk ve bu köşede; bugün yaşanan sorunlar, önceden görüldü yüksek sesle dile getirildi. Ancak biz yaparsak olur düşüncesiyle yapıldı, fakat olmadığı görüldü.
Bugün Başkan’a yuh çeken, yumurta atan dolmuşçular, Sayın Yusuf Ziya Yılmaz’ın posterleriyle 29 Mart yerel seçimlerine destek verdiler. Bindikleri dalı kesince düşeceklerini göremediler. Ve bugün düştüler…
Raybüs’ün zarar etmemesi için ayda 1,5 milyon Lira para kazanması gerekiyor. Bugün itibarıyla bu rakam 900 binlerde. Kar etmesi de hesaplanırsa rakamın çok yükselmesi gerekir. Güzergâh itibarıyla dolmuşlar seferde iken bu parayı kazanması, bu uygulamayla zor.
Duraklar arasındaki mesafe ve sahile uzaklık rekabeti ortadan kaldırıyor. Dolmuşların tercih edilmesine neden oluyor. Dolmuşların yasal yollarla yolcu taşıması engellense de sorun çözülmeyecek. Yukarda saydığım sebeplerden dolayı yolcu mağdur edilecek.
Çözüm:
Raybüs’ün yapım maliyetinin hazineye devredilmesi gibi, kullanımı da Devlet Demir Yolları’na (Ulaştırma Bakanlığı’na ) devredilmeli. Raybüs maliyetinin altında hizmet sunarak, dolmuşçularla rekabet etmeli. Şehir içinden Raybüs duraklarına gelen otobüsler de dahil olmak üzere tek ve uygun bir ücretle yolcu üniversiteye taşınmalı. Bu durumda fiyat cazibesi nedeniyle yolcunun büyük bölümü; başta öğrenciler Raybüs’ü tercih edeceklerdir. Rekabet ucuzluğu sağlayacak, piyasa kendiliğinden oluşacak. Rant savaşı, hizmet yarışına dönüşecek. Milyonlarca yolcunun ve taşıyanların (minibüs şoförleri) mağduriyeti de taşıtanların (minibüs ve otobüs sahipleri – Belediye Başkanı) savaşı da bitecek.
Devlet neden sübvanse etmeli?
Belediyenin zararını neden devlet karşılasın diyeceksiniz? Biz Samsunlular Mardinlinin, Siirtlinin elektrik, su, telefon, Ankaralının doğalgaz parasını paşa paşa ödüyoruz. Samsun’da kaçak elektrik kullanmak nitelikli hırsızlık ve cezası; 2,5 yıl hapis iken, Mardin’de yasal. Mardin milletvekili, ‘Mardin’de halkın yüzde 85’inin kaçak elektrik kullanıyor’ dediğini, kaçak elektrikle mücadele eden Mardin Valisi’ni nasıl azarladığını hepimiz TV de izledik.
Samsunlunun ulaşım giderlerine devletin katkı sağlaması yukarıdaki uygulamalara göre hiç de yadırganacak bir şey değil. Şerden hayır çıkarmanın yoludur bu. Siyasilerin de seçime az bir süre kala bu formüle destek vermekten başka yapacakları yoktur.
‘Hata Başkanındır bedelini ödesin!’ demekle sorun çözülmüyor. Milyonların mağduriyeti var.
Bu saatten sonra bunun dışında yapılacak bir şey kalmamıştır. İl Trafik Kurulu-Komisyonu, İl Ulaştırma Kurulu Sayın Valimizin başkanlığında toplanıp, devir işlemlerinin protokolünü hazırlamalı ne dolmuşçu, ne Raybüsçü mağdur edilmeli, sorun çözülmeli. Amaç üzüm yemekse çözüm bu, bağcıyı dövmekse yol çok. Yanlış yüzlerce şekilde olabilir, ancak doğru tektir.
/Mehmet AKSOY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder