9 Ocak 2014 Perşembe

Tütün Kokulu Kadınlar


Şu anda Osmaniye Caddesi, Gazi Caddesi kavşağından başlayarak Eski Tekel Sigara fabrikasını müteakiben Mecidiye Caddesi ve Çarşı Mağazasını da içine alan ana güzergâh ve Merkez içi de tabir edilen Mobilyacılar Sitesini içinde bulunduran ada ve Bankalar Caddesine kadar uzanan bölge Samsunun tütün tarihinde çok önemli bir yer tutar. Zirai bir ürün olarak çevrede yetiştirildiği dönemde, kurutulan ve belirli ameliyelerle işlenen tütün Merkez içindeki çeşitli binalarda seçilir ayrıştırılır tonga yapılır ve bir bölümü işlenirken bir bölümü de, Samsun dışına gönderilirdi.

Samsunun adeta kaderiydi Tütün. Yaşları 13 ila 14 olan genç kızların ve hanımların çalışmak ihtiyaçlarının tek çözümü tütün işçiliği idi. Gerek devlete ait olan Tekel, gerekse özel Sektörün çalıştırdığı tütün işleme mağazaları genç kızların, hanımların tek ve alternatifsiz çalışma ve geçinme şekliydi. Samsunluların işsiz kalmak veya çalışamamak gibi bir olumsuzlukları olamazdı ki. Tütünde çalışmak formülü her şekilde kenarda tutulan bir güvence gibiydi Samsun yaşayanına. Tütün Fabrikasının etrafında kümelenmiş kıraathaneler, meyhaneler, fabrika çalışanı hanımların eşlerine ait bekleme mahalleriydi. Ayrıca eş seçecek delikanlılar fabrikanın paydos saatlerini bekler, köşe başından geçenler arasından eş seçimi yaparlardı. Zafer Sinemasının bulunduğu köşeden başlayarak Gazi Caddesinden Mecidiyeye kadar uzanan koridorda öyle keskin bir tütün kokusu vardı ki, bu rayiha için o yolu kullananlar dahi olurdu. Zira Fabrikanın açılan pencerelerinden, tütünün işlenen kokusu, yola bir bulut halinde yayılırdı. Velhasıl Regie denilen tütün Fabrikası Samsunun ve Samsunlunun ismiyle birlikte anılan bir yaşam şekliydi. Tütünden gelen kadın, ana kokusuyla birlikte kadın kokusunu, sevgili kokusunu ve eş kokusunu tütün kokusuyla birlikte duyururdu.

Eski Tekel Samsun için bir simge ve bir tarihtir aslında. Bu yapının ve çevresinin korunamaması zaten tarihi yapı yoksunu olan Kentin geçmişine bir sünger daha çekmek manasına gelmektedir. Her yeni yapı ve yapılaşma her zaman aynı heyecanı duyuramaz, bazen eskiye verilen kıymet yenilenmenin önüne geçer. Yönetici olmanın temel şartı bunu görmesi ve ayrımı yapabilmesidir. Dileriz Samsun bu konudaki olumsuzluklara duçar olmaz ve şu anki mezbele görüntüsü bir an önce üstte ifade edilmeye çalışılan geçmişini de hatırlatan, uygun bir kimliğe bürünür.

Samsun ve çevresindeki her türlü tarihi yapı ve restorasyon projelerinin uygunluğunu denetleyen ve olur veren Koruma Kurulu müdürlüğü bir önceki dönemine göre epeyce kan kaybedeceğe benziyor. Mimar olan birinci akademisyen üyenin istifasından sonra Dr.Fuat Gökçe de kuruldan affını istemiş. Samsunu ve kentin hassasiyetlerini çok iyi bilen Fuat Hocanın kuruldan istifası kent açısından çok bariz bir eksiklik olacak. Ama daha vahim olanı, kurul için adı anılan kişi. Meslekte hiçbir titr ve geçmişi olmayan sadece Siyasi iktidar partisinin mensubu ve mimar olduğu için böyle bir tayine uygun görülen kişinin öncelikle kendisinin buna dur demesi gerekiyor. Zira alınacak Kent kararlarının gelecekte nelere mal olacağını bir mimarın herkesten ziyade anlaması gerekir. Aklıselimin galip geleceğini düşünerek ve hayal ederek inşallah gerçekleşmez diyorum.

İyi haftalar..
/Sacit ACAR
17.01.2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder