9 Ocak 2014 Perşembe

Samsun'da Siyaset Bitmiştir


Yazma girmeden önce geçen hafta yazamadığım ve gazete de oluşan teknik bir eksiklik nedeniyle bilgi verilemediği için tüm okurlarımdan özür diliyorum. İnsanın neresi ağrırsa aklı oradadır denir. Geçici sakatlıkların hepsini yaşamış birisi olarak, gözün bu kadar büyük eksiklik olduğunu ve hiçbir organ ile mukayese edilemeyeceğini çok acı şekilde öğrenmiş oldum. Tanrım tüm organ eksiği olanlara, ama en çok da gözü görmeyenlere yardım etsin. Bir aydır çok sancılı ve sık sık kapatma uygulanan bir göz sorunu yaşıyorum. Umarım çok daha uzun sürmez. Bu yazıyı yazarken de çektiğim ızdırabı anlatamam.

Evet, gelelim bugünün konularından ilki; SİYASİ TÜKENİŞ. Zaman zaman bu kentte siyasetin iflas ettiğini yazıyorum. Bu lafa alınan hiç kimse yok. Bunu söylerken öncelikle de milletvekillerini değil, siyasi parti ayırmaksızın il ve ilçe yönetimlerini kastediyorum. Tabii, siyasetin mutfağı olan il ve ilçe yönetimleri siyasetin gereklerini yapamıyorsa o kentin milletvekilleri de seçim tercihlerinden başlayarak süren yanlışlık ve beceriksizlikten nasibini alacaktır.

Samsun için olduğu kadar, iddiası olan partiler açısından da çok önemli olan yerel seçimlere üç, üçbuçuk ay kalmış. Ne iktidar partisinin, ne de ana muhalefet partisi CHP’NİN, ne de iddialı olduğunu söyleyen diğer muhalefet partisi MHP’NİN adayı belli. Burası Büyükşehir statüsünde önemli bir kent ve siyasi acze bakar mısınız?

Hadi iktidar partisinin elinde hazır ve başarılı olmuş bir başkan adayı var diyelim. Her ne kadar söylentilere göre, AKP’Lİ milletvekilleri ve AKP İl ve İlçe teşkilatı karşı çıkıyor ve Sayın Recep Tayip Erdoğan’a bu konuda ki karşı tavırlarını söylüyormuş olsalar da, son kararı Sayın Erdoğan söyleyecektir. Sayın milletvekillerimizin gücünü de bir kez daha görmüş olcağız. Hiçbir kentte böyle bir siyasi anlayışa izin verilmez. İktidar partisi kendi içinde yaratılan kaosla yara aldığının farkında değildir. Eğer, iktidar partisinin Sayın milletvekilleri ve il yönetiminin bu direnişleri doğruysa, bu kentin insanları kendilerini işsizliğe mahkûm eden “TEŞVİK” dışı bırakılışımızda bu MİLLETVEKİLLERİMİZİN VE İL TEŞKİLATININ NERE DE OLDUĞUNU sorgulayacaktır.

Gelelim anlı şanlı, müzmin ana muhalefet partisi CHP’NİN hala adayını belirlememesine veya belirleyemeyişine; Kamuoyuna yansıyan haberler ve yapılan yorumlar tekzip edilmediği sürece inandırıcılık kazanır. Şimdi yazacaklarım uzun bir süredir hemen her gazete de yazılıp çiziliyor. Bunlar iddiası olan bir siyasi parti için hem utanç vericidir, hem de içine düştükleri siyasi yetersizliğin dışa vurumudur. Deniyor ki, AKP’NİN adayını bekliyorlar. Bu bekleyişin ardın da, iktidarın adayının gücüne ve özelliklerine göre aday belirlemek gibi bir düşünce olsa, hadi neyse diyelim. Gerçi onu diyebilmek için de, elinde adı üzerinde anlaşılmış en az iki üç alternatifin olması gerekir. O zaman da çıkar diğer söylentileri yalanlar ve alternatif isimleri açıklarsın. Vat mı böyle bir şey? O da yok.  Ya ne deniyor? AKP Sayın Yusuf Ziya Yılmaz’ı aday yapmazsa, O’na adaylık önerilecekmiş. Teşkilattan resmi bir tekzip var mı? O da yok.

Ya, ne var basına yansıyan? Bir takın isimler var ki, bu güne kadar CHP’NİN yanından geçmemiş ve geçmişte hep sağ partilerden aday olmuş isimler açıklamalar yapıyorlar ve adları CHP ile anılıyor. Ben bugüne kadar bir yalanlama duymadım. Beyler! Bu hem sosyal demokrat anlayışa ihanettir, hem de CHP içinde bulunan genç ve dinamik, kendisini sivil toplum kuruluşların da kanıtlamış insanlara saygısızlıktır. Eğer koskoca CHP bu beceriyi gösteremiyorsa, daha şimdiden toplumun güvenini yitirmeye mahkûmdur. Bu tükeniş, yıllardır Samsunlunun beklentilerine göre değil, genel başkanlarının koltuğunu korumasına yönelik sürdürülen biat sisteminin sonucudur.

Siyaset yapmak için vizyon sahibi olmanın yanın da, siyasi rakiplerinin uyguladığı siyaseti de çok iyi izlemek gerekir. Ne yazık ki siyaset iyi okuyamayanların elinde kalan koskoca parti, durumu idare etme konumuna kendini konuşlandırmıştır. Yanlışları iyi niyetle dahi söyleyenleri partiden atarak ayakta durulacağını sananlar, hiçbir zaman başarıyı yakalayamazlar.

Eğer CHP ve MHP yöneticileri Sayın Erdoğan’ın izlediği politikayı okusalardı, Kızılcahamam Toplantısında söylediklerini yakalasalardı, AKP’NİN aday yapmayacağı adayların başka partilerde aday olmasına da kolay kolay yeşil ışık yapmayacağını anlardı. Bu konuda MHP Milletvekili Sayın Prof. Dr. Osman Çakır’ın tavrı, kendi partisini frenlemiştir.

Hepsi bir yana geçmişten ders almayanların siyasi başarısı ve geleceği olamaz. Bir önceki yerel seçimlerin analizini yapamayanların bugünkü yanlışa düşmesi de şaşırtıcı olamaz. Geçen yerel seçim öncesi yaşanan benzer olayı hatırlayanlar, benim gibi olayı birebir yaşayan ve o dönemin CHP İl Başkanı Sayın REFİK KARAKOÇ’U çok üzen olayı bilenler, bu yolun çıkar yol olmadığını çok iyi bilirler.
İlleri adına siyaset yapan tüm siyasi partilerin il ve ilçe başkanları için daha önce de yazdığım bir kural işlemedikçe, yapılanın adı siyaset değil, bir anlamda maddi veya manevi çıkarlar için yapılan dernekçilik çalışmasından öteye geçemez. Sözünü ettiğim kurala göre, partilerin il ve ilçe başkanları ile yönetim kurulu üyelerinin bir yıl önceden başlayarak, yapılacak ilk seçimde hiçbir göreve talip olmamaları ve “Ben önümüzde ki seçimde kimleri partime kazandırır veya kimleri öne çıkartırsam genel veya yerel seçimde başarılı olurumun?” hesabını yapmalarıdır.

Sonuç olarak şunu söylemek gerekir. Sayın YUSUF ZİYA YILMAZ SAMUN’DA alternatifsizdir. Bu başarıda Sayın YUSUF ZİYA YILMAZ’IN payı ne kadarsa, rakip partilerin beceriksizliği ve aczi de bir o kadardır.


İŞADAMLARIMIZ NİHAYET SES VERMEYE BAŞLADI.. 

Samsun’un içine düştüğü ekonomik çıkmaz ve teşvik dışında bırakılışına bu güne kadar seyirci kalan iş dünyası, nihayet ses vermeye başladı. Bir süredir cesur çıkışları ile sesini duyurmaya başlayan Samsun’un önemli sanayici ve işadamlarından Sayın TEMEL CAMADAN geçtiğimiz günlerde patladı ve iş dünyasını yattığı uykudan uyandıracak açıklamalar yaptı. Bu çıkış yalnız bırakılmamalıdır. Sayın CAMADAN yeri geldiğinde elini taşın altına sokan bir kişiliğe sahiptir. Geçtiğimiz yıllarda da Samsunspor adına ciddi sorumluluklar almış ve bir dönem yalnız kalsa da, başkanlığı üstlenerek SAMSUNSPOR’U ortada bırakmamış ve yeni bir yönetime teslim etmiştir.

Bu konu da Sanayicilerimizden Sayın TURGUT TÜFENK’İN de destek verdiğini görüyoruz. SASBAŞ’I alarak ciddi bir ortaklık kuran Sayın Adnan Ölmez, Sayın Fahrettin Ulusoy ve Sayın Sinan Çakır’ın da destek vereceğine inanıyorum. Samsun’un önünün açılması için kendisini Samsun’a adayacak cesur işadamlarına ihtiyacımız var.

Sayın CAMADAN’IN organize sanayi bölgesi ile ilgili söyledikleri de çok iyi değerlendirilmeli ve Organize Sanayi Bölgesi’nin kuruluş tüzüğü iyi incelenmelidir. Boş parseller olmasına rağmen, yatırım için başvuran işadamlarına yer olmadığının söylenmesi sorgulanmalıdır. Çünkü tüzüğü sonradan değiştirilmedi ise, parsellerin boş bırakılmasını önleyen hükümler vardı diye biliyorum.

Keşke bu karşı çıkışlar, 4 yıl önce SAM-SEV öncülüğünde başlatılan “SAMSUN’UN TEŞVİK DIŞI BIRAKILIŞINA KARŞI DURUŞ” sırasında yapılabilseydi de, bugün kahve köşelerinde oturan yüzlerce gencimiz iş sahibi olabilseydi. Ama geçte olsa bu başlangıç önemlidir.

Her zaman yazdım ve söyledim. Bu kentin en büyük sorunu, konuşması gerekenlerin susması ve Samsunlunun kendisini, yönetmeye ve temsil etmeye talip olanları sorgulamamasıdır.

TEBRİKLER SAYIN CAMADAN. BU YOLDA YALNIZ KALMAYACAĞINI BİLMENİ İSTERİM.

İyi ve sağlıklı bir hafta ve 2009 yılının ülkemize ve Samsunumuza güzellikler getirmesini diliyorum.
/ Sadi SUBAŞI
5 Ocak 2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder