7 Ocak 2014 Salı

Kentsel Paylaşım


 Kentsel dönüşüm; kentin kentsel veya tarihi dokusuna yapışmış olan yaşam birimlerinin, yeni inşa edilen yaşam alanlarına aktarılarak kent kimliğinin koruma altına alınması olarak adlandırılabilir.

 Ortaya çıkış amacı açısından, konunun desteklenmesi gerektiği kanaatini taşımaktayız. Endişemiz; ülkemizde iyi niyet çerçevesinde ortaya atılan ve gereken önlem alınmaksızın eyleme dönüştürülen birçok konu gibi bu konunun da dejenere edilmesi ihtimalidir.

Öncelikle; kentsel dönüşüm; çoğulcu bir anlayış ve bilimsel alt yapısı olan bir çalışmanın ürünü olan bir kent planına dönüşmek durumundadır. Böyle olması ile; yerel idarelerin, politikacıların, meslek odalarının, sivil toplum kuruluşlarının ve dolayısıyla halkın da katılımının söz konusu olduğu, mutabakatlarla varılmış bir demokratik sürece dönüşecek ve idaresel değişiklikler süreci etkileyemeyecektir. Aksi takdirde; gerçekte iyi niyetli bir çabanın ürünü de olsa, bu konu hem idareler, hem de muhalefet kanadı tarafından politika malzemesine dönüşecektir.

Yapılması gereken kent planının, boşaltılan alanların nasıl değerlendirileceğini de halka anlatması gerekmektedir. Aksi taktirde; insanların doğup büyüdükleri sosyal çevreden, tarihi dokudan, kaldırım taşından ve sokak çeşmesinden ayrılma gerekçesi olan kentsel dokunun korunması kisvesi altında bu alanlar bir rant aracına dönüştürülebilir.

İşte o zaman; tarihin çeşitli safhalarında farklı adlarla karşımıza çıkmış olan kentsel yağmanın, bu dönemde de bu maskeyi kullanmış olduğunu gecikmiş olarak görmüş oluruz.

Bu fikirlerin ışığında; yerel idareleri ve TOKİ’ yi kolektif katılımın olacağı bir bilgi paylaşımı sürecine, sürecin sonuçlarından en fazla etkilenecek unsur olarak halkımızı ise, demokratik hakkını kullanarak bu konuda hesap sormaya çağırıyoruz.

Ayrıca; TOKİ tarafından yaptırılan ve uygulatılan projelerin mesleki denetime tabi olmamaları, mimar olarak bizi rahatsız etmektedir. Meslek odası; gelen projeleri kendi hükümlerine ve mimari anlayışına göre değil, T.C. kanunları ve yönetmelikleri çerçevesinde kontrol etmektedir.

20 senelik odacılık geçmişimde; şahıs veya Belediyeler eliyle Meslek odalarından kaçırılan projelerin kanuni ihlaller ile dolu olduğuna bizzat şahit oluyorum.

Burada yaptığım örneklemeler ile; TOKİ’ yi veya Belediyeleri suçluyor değilim. Fakat meslek erbabı olarak bizlerin ve dolayısıyla yaşayacak insanların bu konuda rahatlatılması gerektiği kanaatini taşımaktayım.

Yerel ve ulusal basında birçok kalem tarafından işlenen bu konuya duyarsız kalındığını görmemize, bu yazının da yetkililer tarafından dikkate alınmayacağına inanmamıza rağmen, ranta karşı tedbir almak amacıyla, konunun başıboş bırakılmaması ve acilen iyi örgütlenmiş bir sivil toplum hareketine dönüşmesi kanaatini taşımaktayım.
 /Sacit ACAR
03.12.2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder