9 Ocak 2014 Perşembe

İşte Size Pembe Samsun

SAMSUN

Güzel söz söylemek, güzellikleri anlatmak, hele de güzel iş yapanları övmek iyi insan olmanın gereğidir. Ancak toplum olarak belki de en beceriksiz olduğumuz konulardan birisi, güzel işler yapanı ve başarılı olanları övebilmek, onları yüreklendirmektir.

Oysa başarılı olan insanların desteklenmesi onların daha iddialı işler yapmasının yolunu açacağı gibi, çalışma heyecanını da artıracaktır. “Marifet iltifata tabidir”diye bir özdeyişimiz de olmasına rağmen bizde başarılı insanı ödüllendirmek bir yana, onu tökezletmek için her türlü çabayı harcamak olağan hale gelmiştir. Bunun temelinde yatan en büyük neden ise kıskançlık denen ilkelliktir.

Yukarıda ki tanımlamanın tersine durum ise övgüde dozun kaçırılmasıdır. Başarılı insanlar için övgü ne kadar doğru ise, hak etmeyenler içinde bu tür övgüler düzülür hale gelirse, bunun adı dalkavukluk, günümüzde ki tanımı ise yalakalık olur.

Tüm bunların dışında ise “eleştiri” diye bir hak vardır. Eleştirinin olmadığı ortamda yanlışı önlemenin yolu yoktur. Yine “dost acı söyler” diye bir özdeyişimiz vardır ki, bunu çok güzel özetler. Çağdaş toplumlarda “eleştiri” vazgeçilmez bir uygulamadır. Tabii eleştiri hakkı için söylenecek tek şey, eleştirilerin yıkıcı değil yapıcı ve yol gösterici olması gereğidir.

Bunları yazmamın nedeni yaşadığımız bu kentte övgünün, yalakalığın ve eleştirinin birbirine karışmış ve dozunun kaçmış olmasıdır. Üzülerek söylemek gerekirse bu kentte kimse eleştiriden hoşlanmıyor. Özellikle de kent yönetiminde sorumluluğu olanlar öylesine eleştiriye kapalılar ki, eleştirileri dinlemek yerine eleştiri yapanlarla ilişkiyi kesiyorlar.

Samsun’da son yıllarda gerçekten de övgüyü hak edecek güzel işler yapıldı. Samsunlu yeniden sahiline kavuştu. Sahil bandında doğudan batıya yeni düzenlemeler devam ediyor. Ancak yapılanlar belediye hizmetleri çerçevesinden öteye geçmiyor. Ayrıca yapılan doğru işler yanında bazı ciddi yanlışlarda yapılıyor. Kentin ekonomik, sosyal ve eğitim gibi önemli konularda kan kaybettiği de bir gerçek.

Samsun’un çok daha iyi konuma gelmesi için görülen eksik ve yanlışları gündeme taşımak bu kentte adeta suç haline geldi. Pembe Samsun tabloları çizmek ise en geçerli yöntem. Yaşanan olumsuzlukların pembe tablolarla çelişiyor olması ise kent yöneticilerini ve siyasetçilerini çok da ilgilendirmiyor. Kent adına bu gerçekleri gündeme taşıyanları duymazsanız, sanıyorum pembe tabloları sunmak çok daha kolay hale geliyor. Bakın bu pembe tablo nasıl oluşuyor.

Şehircilik konusunda söz söylemesi gerekenler, TMMOB ve onun bünyesinde ki mimarlar, inşaat mühendisleri, şehir planlamacıları ve çevre mühendisleri odalarının temsilcileri değil mi? Ne yazık ki, bu soruya Samsun adına evet demek mümkün değildir. Çünkü bu odalar kentin yöneticileri tarafından yok sayılmaktadır. Bu kuruluşların kentimiz ile ilgili olarak düzenlediği panel ve sempozyumlar kent yöneticilerimizi ilgilendirmez. İzleme gereği dahi duymazlar. Çünkü bizim yöneticilerimiz ve siyasetçilerimiz en iyisini bilirler. Oysa bu sivil toplum kuruluşları, sorumluluklarının gereğini yerine getirerek yanlış işleri eleştirmenin yanında çözüm önerileri de sunarlar. Kentin hemen her sorununa tüzük ve misyonları gereği ilgi göstererek tavır sergileyen SAM-SEV de kent yönetimleri tarafından sevilmez. Kent ile ilgili toplantılara çağırılma gereği duyulmaz. Çok geniş bir kesime hitap eden ve sağlık sorunları üzerinde önemli söylemleri olan Samsun Tabipler Odası, kentin önemli sağlık sorunlarının tartışıldığı İl Hıfzısıhha kurulunun dışına itilir.

Bu örnekleri çoğaltabilirsiniz. Bu kuruluşların eleştirilerini duymaz ve sadece olumlu işlere kulak kabartırsanız PEMBE SAMSUN’U görmeniz kolaylaşır. Gazetelerin hemen her gün manşetlerinde yer alan cinayet, yaralama ve tecavüz olaylarına gözleriniz kapalıysa, siz PEMBE SAMSUN’DA yaşamayı sürdürürsünüz. Türkiye gündeminde sadece yüz kızartıcı olaylarla yer almanız sizi ilgilendirmiyorsa Samsun sizin için TOZPEMBEDİR.

Samsun’un en önemli markası Samsunspor’un yaşadığı dramatik durum sizi ilgilendirmiyorsa, kent yöneticileri ve siyasetçileri olarak genel kurullarına gitmek gereği dahi duymuyorsanız, son dönemlerde başarıları ile Samsunluyu gururlandıran Samsun Basketbol Takımı yöneticilerinin çığlıklarına kulaklarınız kapalıysa, PEMBE RÜYALARINIZLA toplumu avutabilirsiniz.

Kentin artık işkence haline gelmiş trafik sorunu sizin için bir anlam ifade etmiyorsa, yapılan yazılı önerileri dahi görmezden gelebiliyorsanız, ambulansların hastanelere ulaşımını engelleyen Lise Caddesinde oluşturulan refüjü tüm uyarılara rağmen inatla kaldırmayı düşünmüyorsanız, Üniversite yolunda minibüs, 100.Yıl Bulvarında dolmuş, okul önlerinde ki servis karmaşası sizin için dert değilse, sizin yaşadığınız SAMSUN tabii ki PEMBEDİR.  
   
Çağdaş toplumlarda yönetim birimlerini toplum adına denetleyenler sivil toplum kuruluşlarıdır. Avrupa Birliğine girme sevdasında ki Türkiye’yi yönetenler de sivil toplum kuruluşlarının önemini vurgulamaktan geri kalmıyorlar. Ama sıra onların uyarılarını duymaya gelince kulaklar sağırlaşıyor. Ne var ki, zaman zaman kamuoyuna yansıyan bazı istatistikler ve raporlar bu pembe tabloları allak bullak ediyor. Sanırım pembe tablolarla yatıp kalkanlarında keyfini kaçırıyor. Bayram tatili içersinde Samsun Tabipler Odası Başkanı Sayın Dr. CEM ŞAHAN’IN açıkladığı TBMM araştırma raporu Samsunlunun yüzünü kızartırken, pembe tabloları da karartmıştır sanırım.
           
Gençler arasında artan şiddet olaylarını araştırmak üzere kurulan TBMM Araştırma Komisyonu 60 ilde yaptığı araştırmanın sonuçları Samsun adına gerçekten de utanç verici. Bu sıradan bir rapor olsa kulak arkası edilebilirdi. Ama söz konusu TBMM Araştırma Komisyonu raporu olunca işin rengi değişiyor. Şu sonuçlara bir göz atınız.

•Ateşli silah taşıma oranının en yüksek olduğu il % 46,7 ile SAMSUN.
•Şiddet olaylarının önlenmesi için acil eylem planı uygulanması tavsiye edilen beş il ( Antalya, Samsun, Konya, Adana ve Mersin) arasında ilk sırada Samsun var.
•Aile içi şiddet araştırmasında, “Kendinizi en güvenli hissettiğiniz yer” sorusuna verilen cevapta “aile” diyenler Türkiye genelinde % 73 iken, bu oran Samsun’da % 60 a düşüyor. Sonuç almak için “ Gerekirse şiddet, tehdit ve baskı uygularım”  diyenlerin oranı % 53,3 ile Samsun ilk sırada yer alıyor.
•Cezaevindeki çocuklar arasında yapılan bir başka araştırmada  “yetiştiğim çevre de esrar kullanmak doğru bulunur” diyenlerin ortalaması Türkiye’de % 29,4 iken, bu oran Samsun’u % 56 ile Türkiye birinciliğine taşıyor.
•Fiziksel şiddete en çok aile ortamında uğradıklarını söyleyen çocukların oranında da en başta gelen il Samsun.

Sayın Dr. Cem Şahan, TBMM Raporuna göre Samsun’un en önemli sorunun şiddet ve altında yatan nedenin de yoksulluk ve işsizlik olduğuna vurgu yaparak, “Samsun’da ki şiddet için acil eylem planı çıkarılmalı ve uygulanmalıdır” çağrısı yapıyor. Ayrıca, sağlıktan sorumlu bir sivil toplum kuruluşu başkanı olarak, “ TBMM Genel Kurulunda oybirliği ile kabul edilen 500 sayfalık raporun Samsun ile ilgili sonuçlarını, bu ilin eğitimcileri, doktorları, psikologları, sosyal hizmet uzmanları, mühendisleri, aydınları ve bilim adamları ortak bir platformda değerlendirmelidir” yorumunu yapıyor. Evet, tablo acı ama gerçek. Hiç kimse bu kentin gerçeklerini yok sayamaz. Bu Samsun’a yapılacak en büyük kötülüktür. Yıllardır kentin eksiklerini ve yapılan yanlışları gündeme taşıyanları karamsarlıkla suçlayanların bu tablo karşısında söyleyecek sözleri olmamalıdır.

Yıllardır susarak Samsun’un hiçbir sorunun da ortada gözükmeyen, ortak STK eylemlerine katkı vermeyen, adeta   “ Ne yaparım ne de yaptırırım” felsefesi ile hareket eden sivil toplum kuruluşlarını yanlarına alıp, konuşan ve üreten gerçek sivil toplum kuruluşlarını dışlayan yönetim anlayışı iflas etmiştir.

Bu kenti yönetenler ve kent adına siyaset yapanlar, Samsun Valisi’nin öncülüğünde Samsun ile ilgili söyleyecek sözü olan tüm sivil toplum kuruluşlarının da katılacağı bir “ORTAK ÇALIŞMA GRUBU” oluşturmalı ve kentin sorunları masaya yatırılmalıdır. Aksi halde tüm olumsuz gelişmelerin sorumluluğu ve vebali bu kenti yönetenlerin sırtında kalacaktır.

Sorunlarını kabullenip çözüm arayışına girmiş bir Samsun görmek dileğiyle iyi haftalar… 
/ Sadi SUBAŞI
15 Aralık 2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder