Dostluk ve sevgiye her zamankinden daha çok ihtiyacımızın olduğu bir dönem de çok anlamlı bir bayramı kutluyoruz. Ulusumuzun ve tüm okurlarımın bayramı sağlık ve huzur içerisinde geçirmesini diliyorum.
Değerli dostlarım bu hafta ki köşe yazım da Samsunspor ve Samsunluların bu konuda ki sorumluluklarına yer vermek istiyorum. Bazı dostlarımın futbola bu kadar önem verilmesini yadırgadıklarını da çok iyi biliyorum. Ancak günümüz de futbolun toplumu yönlendirdiği ve toplumların ortak tutkusu haline geldiğini de kabul etmek zorundayız.
Bu tutku ve kamuoyunda gösterilen ilgi o boyutlara ulaştı ki, illerin futbol takımları illerin en büyük tanıtım organı haline geldi. Hatta bazı illerin adı sahip oldukları futbol takımlarının adı ile anılır hale geldi. Böyle bir ortamda futbol gerçeğini göz ardı edemeyiz. Örnek olarak son üç yılda gösterdiği başarı ile Sivasspor tüm Türkiye’nin sevgi ve ilgisini toplarken, Sivas’ta Türkiye gündeminden düşmez oldu. Böyle bir reklâmı hiçbir şekilde sağlayamazsınız. Samsun ise bunun tersine, Samsunspor’un bir alt lige düşmesi ile Türkiye gündeminde eskisi kadar yer alamaz oldu. Böyle bir girişi ve bu konuyu öne çıkartmama, geçtiğimiz Perşembe günü yapılan Samsunspor Olağanüstü Genel Kurulun da yaşananlar neden oldu. Aslında Genel Kurulu yöneten Divan Başkanı Ediz Durmuş Bilgin’in de açış konuşmasında söylediği gibi, bu da artık alışkanlık haline gelen genel kurullardan birisiydi. Bu genel kurul neden yapıldığı açıkçası çok da anlaşılamadı. Çünkü Genel Kurul Divan Başkanlığına sunulan bir sayfalık önerge ile yönetimin şubat ayında yapılacak olan olağan genel kurula kadar göreve devam etmesinin daha yararlı olacağı, bu nedenle de genel kurulun gündeminden seçim maddesinin çıkartılması talep ediliyordu. Divan Başkanının oyladığı önergenin kabulü ile de genel kurul başlamadan bitti sayılır.
Ancak bu karardan sonra söz alan Samsunspor Başkanı Sayın Fuat Köktaş, bugüne kadar hiçbir başkanın söylemediği açıklıkla mevcut durumu ve önümüzde ki günlerde yaşanması muhtemel tehlikeleri anlattı. Göreve geldikleri yedi aylık sürede bir işadamı hariç kentten hiçbir destek alamadıklarını, kentin dinamiklerinin de Samsunspor’dan uzak durduklarını açıkladı. Bunların isimlerini vermese de kimleri kastettiği açıkça anlaşılıyordu. Bu açıklamanın hemen hemen tamamı Cuma günü yerel gazetelerde yer aldı. Özellikle Samsun sevdalılarının ve spor ile ilgisi olan tüm Samsunluların bu açıklamayı okumasını öneriyorum.
Genel kurul adabını çok bilen birisi olarak, başkan konuştuktan sonra kürsüye çıkmanın kural dışı olduğunu bilmeme rağmen, Sayın Köktaş’ın açıklamalarından sonra bazı şeylerin altının çizilmesinin önem kazandığını düşünerek söz aldım. O gün genel kurulda olanların hatırlayacağı gibi Samsunspor’un bir marka oluşunun farkında olmayanlara seslenerek, özellikle bu kentte yaşayan ve bu kenti yönetenlerin Samsunspor’un yıllardır yaşadığı sorunlarda önemli bir sorumluluğu olduğunu belirttim. Şimdi söyleyeceklerimin bir kısmını benim gibi kuralcı birisinin normal şartlarda söylemesi düşünülemez. Ne var ki tüm dünya da bu işler böyle yürüyorsa, Samsunlunun da aynı yöntemleri kullanması kaçınılmazdır. Aksi halde aynı arena da yarışmanın olanağı yoktur.
Yıllardır Samsunspor’un 25-30 milyon YTL. gibi bir borcu olduğu ve bu borç nedeniyle görev alan yönetimlerin istedikleri kadar çaba harcasınlar, kulübü düzlüğe çıkartmaları mümkün olmadığı biliniyor. Çünkü bu borç yükü ile uğraşmaktan kulübün günlük işleyişine katkı veremiyorlar. O halde yapılacak iş, Samsunspor’un bu borç yükünden kurtarılmasıdır. Bunun yolu ise kulübe sabit gelir kaynakları üretmekten geçiyor. Bunun yöntemi ise Samsun’u yönetenlerin ve Samsun adına siyaset yapanların, diğer kulüplerin yaptıklarını uygulamasından geçmektedir. Samsun’u yönetenlerin ve Samsun adına siyaset yapanların Samsunspor beni ilgilendirmiyor deme şansları yoktur, olmamalıdır. Geçmişte yaşanan bazı şanssız veya nedenlerini tam bilemediğimiz yanlışlar, hiçbir yöneticiye Samsunspor’dan uzak durma hakkını vermez. Bu kent bir bütündür. Samsunspor’da bu kentin olmazsa olmazlarından birsidir. Aynen Samsun Basketbol Takımı gibi.
Gerek Samsunspor ve gerekse Samsun Basketbol Kulübü yöneticileri gelir sağlamak için çeşitli kampanyalar düzenleyerek Samsunlulardan destek bekliyorlar. Bu kampanyalar sırasında her defasında aynı kişi ve kuruluşlar destek veriyor. Yeri gelince büyüklüğü ve misyonları ile en önde yer alanları bu kampanyalarda görmek mümkün değildir. Samsun’da ekonomik gücü çok iyi olan sivil toplum kuruluşlarının bu çorbada en ufak bir katkısını göremezsiniz. Samsunspor’un düzenlediği “altın adam” ve Samsun Basketbol Kulübü’nün başlattığı “yıldız adam” kampanyalarında SAM-SEV dışında başka bir sivil toplum kuruluşunu göremezsiniz. Sanki bu kuruluşlar bu kentin kuruluşları değildir ve bu kent için hiçbir sorumlulukları yoktur.
Söz sorumluluk alması gereken yerel yöneticiler ve siyasetçilere gelince, Trabzon ve Eskişehir örneklerini hatırlatmak istiyorum. Trabzon Limanı özelleştiriliyor. Trabzonspor en önde ki taliplerden birisi. İhale Samsunlu bir firmada kalıyor. Sonucu biliyorsunuz. Samsunlu firma bir şekilde vazgeçirtiliyor ve yanlış hatırlamıyorsam limanın işletmesi Trabzonspor Kulübüne veriliyor. Geçtiğimiz günlerde Trabzon’da yapılacak hidroelektrik santralinin işletme hakkı da Trabzonspor’a veriliyor. Eskişehir’in süper lige çıkışında ki en büyük destek Eskişehirli Maliye Bakanından geliyor. Ankaraspor’a Melih Gökçek’in yaptığı katkıların boyutlarını söylemek dahi istemiyorum.Hiç kimse kalkıp Samsunluya hikâye anlatmasın. Onlarda siyasetçi, onlarda yerel yönetici değil mi? Demek ki isteyince oluyor. Onlar bu işi yüzlerine gözlerine bulaştırmadan nasıl yapıyorsa, Samsunluların da bizim yöneticilerimiz ve siyasetçilerimizden aynı desteği beklemeleri olağan karşılanmalıdır. Kaldı ki, belediyelerimizin sık sık düzenledikleri açık hava ve çadır eğlencelerinde harcanan rakamları herkes biliyor. Onlara kaynak yaratılabiliyorsa, Samsunspor’a da benzer kaynakların bulunabileceğini söylemek yanlış olmaz sanıyorum.
Önümüzde bir yerel seçim var. Samsunspor’un da bir şekilde çözüm bekleyen 25–30 milyon YTL. Borcu var. Samsun’u yönetmeye talip olanların, Samsunspor’un var olan bu borcunun ödenebilmesi için 4-5 yıla yayılarak da olsa nasıl bir proje üreteceğini programına koyması şarttır. Belediye Başkanlığı yapanlar ve çevresindekiler kısa süre de nasıl akaryakıt istasyonu sahibi oluyorsa, Samsunspor’a da bir gelir kapısı sağlanamaz mıydı? Diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Yaklaşan yerel seçimler Samsunspor açısından bir şans olarak görülmelidir. Kamuoyu bu konuda gerekli baskıyı oluşturmalı ve tüm adaylardan bu konuda ki yaklaşımlarını açıklamasını istemelidir. Bu borç 4-5 yıllık bir sürece yayılarak üretilecek akıllı projelerle yerel yönetimler tarafından çözülebilir. Bunları söylediğim için, sakın ha hiç kimse yasal olmayan bir iş önerdiğimi düşünmesin. Bu kenti yönetmeye talip olabilme cesaretini gösterenlerin, bu sorunu da gündemlerine almaları ve seçimler öncesi Samsunluya bu konuda taahhüde bulunmaları gereklidir. Samsunluların da bu konuda ki projeleri seçimlerde belirleyici bir kıstas olarak değerlendirmeye alması yerinde olacaktır.
Samsunspor ve Samsun Basketbol Kulübü için bu formül bir çıkış olacaktır diye düşünüyorum. İyi bayramlar dileğiyle..
/ Sadi SUBAŞI
11 Aralık 2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder