Bilindiği gibi devletlerin ve milletlerin en önemli
servetleri, eğitimle elde ettikleri yetişmiş insan gücüdür. Son yıllarda
eğitimimizde ciddi boyutlarda teknolojik gelişmeler olmuştur. Aynı gelişmelerin
değer yükleme ve sistem bazında gerçekleştirildiğini söyleyemiyoruz. İlköğretimin
birinci sınıfından lise son sınıfına kadar okullarımızda hapsettiğimiz
çocuklarımızın üzerinden kaç müfredat, ders ve sınav silindirinin geçtiğini
hesaplamakta zorlanıyoruz.
Bu, şu demektir: Eğitim konusunda neyi, nasıl
yapacağımıza henüz karar vermiş değiliz. Eğitim politikalarımızın, bakandan
bakana değişmeyecek şekilde sistematize edilmelerinin gereğine inanıyoruz. Sayın
Milli Eğitim Bakanımız, ‘Batı’yı, ‘Doğu’yu
ve milletimizi tanır. Sayın
Bakanımızdan bu konuda en önemli beklentilerimizin başında söz konusu
sistemsizliği ortadan kaldıracak bir sitemi ikame etmesidir, yerleştirmesidir. İkinci
önemli nokta ise, sisteme paralel olarak müfredat programlarını
sadeleştirmesidir. Devlet olarak vatandaşlara vermek zorunda hissettiğimiz
asgari bilgileri eskiden beş, ya da sekiz yılda vermekteydik. Şimdi ise 12-13
yılda vereceğiz.
Müfredat programlarının yoğunluğu öğretmen ve
öğrencilerin başarısını doğrudan olumsuz yönde etkilemektedir. Okullarımızda “
öğrenci merkezli” eğitim ve öğrenimin önündeki en büyük engelin müfredat
programlarının yoğunluğu olmaktadır. Bu durum,
öğrenme ile birlikte sağlıklı ölçme ve değerlendirmeyi de engellemektedir. Bazı tekrarlardan kaçınarak düzenlenecek
müfredat programlarıyla eğitimde kaliteye yönelinmelidir. Devletin öğrettikleriyle istedikleri arasında
bazen uçurumlar olabilmektedir. Böylelikle de çocuklarımız okullarından başka
kurumlara muhtaç hale gelmektedir.
Öğretmenlerimizin kahir ekseriyeti müfredatın
yoğunluğundan dolayı “öğrenci merkezli”
ders işleyememekte, hatta programı bitirememektedir. Sayın Bakanımızın bu
sorunu, 20-25 yıldan beri sınıfa girmemiş bürokratlarla ya da akademisyenlerle
çözmekte bazı sıkıntılar yaşayacağını tahmin edebiliyoruz. Ancak iyi niyet ve
güvenle bu sorunun da çözüleceğine inanıyoruz.
Küreselleşen dünyamızda her şeyde olduğu gibi
gençlerin ve toplumun algılarındaki hızlı değişimdir. Artık dünyanın ve
Türkiye’nin neye ihtiyaç duyduğunu ve ne istediğini keşfetmek zorundayız. Bunun
öncüsü ve kaşifi Milli Eğitim Bakanlığı olmalıdır. Bu nedenledir ki, Sayın
Bakanımızdan müfredat programlarını sadeleştirmesini ve ayıklamasını
bekliyoruz. Selam ve sevgi ile…
/Mustafa GENÇ
03.12.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder