31 Aralık 2013 Salı

Çay Ocağı Kültürü

İhtiyaçtan kaynaklanan çay ocakları insanların görüşme, buluşma ve toplaşma merkezleri haline gelmiştir. Bazıları için elbette ki maişet alanı, kazanç ocağı olmuştur. Bir süreden beri futbol maçlarının izlenmesi için kahvehaneler(kıraathaneler), kafeteryalar ve benzer salonlar hizmet vermektedir. Son zamanlarda bu hizmet çay ocaklarında da verilmeye başladı. Neredeyse her mahallede bir iki çay ocağında futbol maçlarının izlendiği ortamlar oluşturulmuştur. Aslında çay ocakları küçük sohbet merkezleridir. Çay ocağında oturanlar aralarında günlük meselelerden, kendi sıkıntılarından, ailevi problemlerinden, dini sorunlarından bahseder ve fikir alış verişinde bulunurlar.

Çay ocağında oturmayı, dostlarımla konuşmayı, ağır ağır çay yudumlarken toplumsal problemleri müzakere etmeyi severim. Mahallemizdeki caminin etrafında neredeyse 10 tane çay ocağı vardır. Kitap okuyup yorulduktan, yazı yazıp gerildikten, yemek yiyip ağırlaştıktan sonra birkaç arkadaşı arayıp çay ocağında buluşmak ve çay içerken sohbet etmek rahatlık vermektedir. Çay ocağı sohbeti insanı dinlendiriyor. Zihnin yeniden ivme kazanmasını sağlıyor. Yeni yeni fikirleri daha rahatlıkla üretebilir hale getiriyor. Peygamberimiz, boş vaktin kıymetinin bilinmesini tavsiye etmiştir. Yorulduğumuz zaman dinlenmek boş vakit değildir. Vaktimizi boşa harcamak yanlıştır. Vaktimizi boşa harcarsak, zaman israfıdır ki haramdır. İşi değiştirmek, farklı konu ile ilgilenmek, meşguliyeti farklılaştırmak kişiyi dinlendirir. Bunun için çay ocağı sohbetlerini önemsiyorum. Ancak çay ocaklarında geçirilen zamanın nasıl değerlendirildiği bu anlamda önem arz eder. Dedikodu yapmıyor, gıybet etmiyor, birisinin aleyhinde konuşmuyor, her hangi birisinin rencide olacağı, onurunun kırılacağı, gururunun incineceği şeyleri söylemiyorsak, birbirimize katkı sağlayacak tesellilerde bulunuyor, dini bilgilendirme yapıyor, birbirimizin sıkıntılarına  çözüm olabilecek fikirler üretebiliyor, ihtiyacı olanlarını tespitini yapıp yardımcı oluyorsak yaptığımız sohbet “Amel-i Salih” kapsamındadır ki bize sevap kazandırır. İşte böylesi çay ocağı sohbetlerini önemsiyor, faydalı buluyor ve tavsiye ediyorum.

Dokuz ve on yaşında olan çocuklarımın ellerinden tutup akşamları mahalle gezisi yapmak, namaz vaktine denk geldiğinde birlikte camiye gidip namaz kılmak, hafta sonları sabah namazlarına gidip namaz sonrası çay ocaklarında kahvaltı yapmak bizim geleneğimiz olmuştur. İki-üç yaşlarında başlattığımız bu geleneğimiz nedeniyle, cami cemaatimiz ve mahalledeki çay ocaklarında oturan komşu ve vatandaşlarımız çocuklarımızı da tanırlar. Çocuklarımız büyüdükçe farklı ilgi alanları da oluşmaya başlamıştır. Sporla çok fazla ilgilenmeye birisi olarak çocuklarımın küçük yaşta olmalarına rağmen futbol seyretme arzularına da karşı duramıyorum. Bunun için önemli olduğunu söyledikleri maçları seyretmek üzere yine ellerinden tutup onları mahalledeki çay ocaklarına götürüyorum. Bunu yaklaşık beş altı aydan beri yapıyoruz. Çay ocaklarında futbol maçı izletmenin “Çay Ocağı” kültürünü bozduğunu gördüm. Futbol maçı izlerken izleyicilerin etrafından çocuk olup olmadığına bakmadan, bundan rahatsız olanların varlığını dikkate almadan “sin-kaf”lı ifadelerle konuşup bağırmaları en basitinden saygısızlıktır. Maç izleyen seyirciler arasında ağza alınamayacak küfürler, iğrenç kelimelerle söylenen sözler, saygısızca yapılan davranışlar oldukça çocuklar futbol izlemek için çay ocağına götürülemez. Çocukların zihni böyle kirlenir ve zehirlenir.

Çay ocağı kültürünü dikkate alıp, bunun bir medeniyet yansıması olduğunu göz önünde bulundurup, çay ocaklarında izletilen futbol maçları nedeniyle izleyenlerin tavırları değerlendirildiğinde, bu durumun söz konusu kültürle örtüşmediği anlaşılmaktadır. Çay ocakları buluşma, görüşme, tanışma ve kaynaşma yerlerimiz olsun. Bunun için de aslına dönsün. Öz yapısı neyi gerektiriyorsa öyle hizmet versin.
/Sami KESMEN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder