16 Aralık 2013 Pazartesi

Samsun‘da Karakış…

Eskiden en sevdiğim mevsim ilkbahar idi. Galiba yaşlanıyorum ve hayatın kıymetini daha fazla bilmeye başlıyorum. Artık tüm mevsimleri seviyorum. Buna rağmen benim için tüm mevsimlerin kendine göre çekilmez yanları da var. Yazın sıcak boğar, baharda alerjilerim azar, sonbaharda da  hastalık ve ölüm haberleri içimi ürperir, kışın soğuğu, endişemi artırır. Ama her ne olursa olsun lapa lapa yağan karın keyfi bambaşkadır. Hele de okullar tatil edilmiş ise, çocuklar evde sıcağın ve kestanenin dışarıda ise kartopu oynamamın tadını çıkarıyorsa, değmeyin keyiflerimize. Pek çok insanın da kar karşısında aynı çocuksu neşeyi taşıdığını görüyorum. Malum kar yağışı çevremizi ve dünyamızı mikroplardan arındırıp temizler. Her yer pırıl pırıl olur, temizlenerek insanın hizmetine hazır hale gelir.

Samsun merkeze uzun süredir kalıcı kar yağmamıştı. Genellikle kış aylarında kar atıştırır ama merkezde kartopu onayacak kadar kar bulamazsınız. Bu sene Samsun merkezde kardan nasibimizi aldık. Kalorifer üzerinde uyuklayan kedime bakarken; sokak hayvanlarını düşünüp üzüldüğüm anlar oldu. Zira kar yağınca sokak hayvanları, kediler ve köpekler, kuşlar sefil oluyor. Bunları düşünmek bilhassa yuvasını ısıtamayan fakir fukaranın hali beni üzse de yağan karı seyretmenin hazzını herkesin yaşadığını düşünmek içimi rahatlattı.

Acele biçimde otomun lastiklerini değiştirttim, yağına suyuna baktırdım ama yine de aracım ile işe gitmeyi göze alamadım. Bir iki gün raylı sistem ile işe gittim. Yollar yoğun kar yağışından kapandı. İlçelerdeki duruşmalara mazeret dilekçesi göndermek zorunda kaldım. Birçok yerde ise kar yağışı nedeniyle sık sık elektrikler kesildi. Elektrik kesintisi nedeniyle ofisimizin bulunduğu Bozluolcay İş Hanı’nda hayat mefluç hale geldi. Malum, modern hayatın bağlantılarının pek çoğu elektrik idaresine bağımlı çalışıyor. Elektrik yoksa hayat da yok. O çok övündüğümüz anlı şanlı modern hayat doğrudan elektriğe bağlı. Elektrik yoksa cep telefonu yok, doğalgaz yok, internet yok hasılı modern hayat ve teknoloji adına hiçbir şey yok. Elektrik yoksa tüm dünya ve çevre ile bağlantınız anında kesiliveriyor. İnsanoğlunun bu çaresizlik karşısındaki hali çok ibretlik geliyor bana. Tabiat şartları bir anda övüne övüne bitiremediğimiz medeniyeti ve modern hayatı elimizden alıyor. Karlı buzlu kaldırımlar da kayma korkusu ile minik minik adımlar ile yürürken kaldırım kenarlarındaki kar ve su birikintilerine basmadan önce kırk kez düşünüyoruz. Yeni yürümeye başlayan ve yürümekten ödü kopan bebekler gibiyiz. Yolda yürümek bile bir anda en büyük lüks oluyor. Tüm şaşkınlığımız ve çaresizliğimiz ile yalancı cennetlerinden sürgün edilmiş, Havva analar,  Adem babalar haline geliveriyoruz. Bu ibretlik manzarayı seyretmek çok hoşuma gidiyor, desem, tuhaf gelir mi sizlere! ?  Evet, insanoğlunun kış ve kar karşısında çaresizliğini - başta kendi çaresizliğimi- izlemek hoşuma gidiyor. İnsanoğluna Tabiat şartları haddini bildiriyor; her şey, Rahmanın izin verdiği ölçüde kullanılabiliyor. Tabiat şartları aracılığıyla haddini bil diyor sanki Rahman, HADDİNİ BİL…

/Çakır ÖZTÜRK
16.12.2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder