Büyükşehir
Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı’nın hizmet binasıydı eski
Askeri Hastane binası ve oradaki galeri, şehrin yükünü hafifleten galerisiydi.
Önce bununla bir başlayalım ki fotoğraf daha net çıksın ortaya.
Maddi külfeti öyle ya da böyle halledilip
sanatçılara kolaylıklar sağlanıyordu bu galeride. Üstelik şehrin göbeğinde ve
ziyaretçi sayısı en yoğun galeriydi. Artık yok.
Eski Tekel fabrikasından genişleyerek büyüyen alışveriş merkezine dâhil
oldu bina. Dolayısıyla o en işlek galeride kapandı. Şimdi Atakum’daki yeni bina
beklenmekte.
AKM’de açılan sergiye uzak diye gidemeyen
Samsun, Atakum’daki galeriye sergi için
gidecek?
En azından Atakum hatırı sayılır bir galeri sahibi
olur hiç olmasa.
Ziraat Bankası Bölge Başkanlık Binası’ndaki ufak
adeta teselli galerisi akredite sorununu aşarak açık hizmet verebilecek mi?
bölge başkanının ya da şube müdürünün insafında…
AKM’deki galeri ile İl Özel İdaresi’nin adeta Hızır
gibi yetiştirdiği ‘Kültür ve Sanat Galerisi’ bu yükü daha ne kadar
kaldırabilir? Ayrıca o masrafları karşılayacak gücü olmayan sanatçılarımız ne
yapacak?
Bu anlamda
Kültür Sanat Platformu Görsel Sanatlar Sanat Kurulumuz ve sanatçılarımız başta
olmak üzere umudumuzun kesildiğini çeşitli platformlarda belirtmiş, birçok
sanatçımız ile Samsun’un merkezine, şehrin göbeğine, insanları galeriye davet
edecek yakınlık ve konseptte,
Ondokuzmayıs Üniversitesi Rektörlüğü’nün hediyesi olacak uluslararası
çapta bir galeri isteğimiz olduğu açıklanmıştı. Rektörümüze ne kadar
ulaştırıldı bilmiyorum. Umarım Samsun’daki sanatçılar Sevgili Rektörümüz Sn.
Hüseyin AKAN’dan bu hediyeyi alacaklardır. Kendilerine olan inancım odur ki, en
nitelikli isimlerle kurup şekillendirdikleri Güzel Sanatlar Fakültesi’nin bir
eli olarak, bu şehrin hak ettiği ölçekte bir galeriye kavuşmasını sağlayacaktır.
Diğer bir başlık olarak artık mevcut konumu ne hale
sokulursa sokulsun iflah olmayacak mekânıyla Nuh Nebiden kalma Gazi Sahnesi;
193 adet sayısı ile 2. Cihan Harbi’nden kalma koltuk ve iç karartan konsepti
ile 10’a yakın profesyonel ve amatör yerel tiyatroya hizmet vermektedir. olarak
yerel tiyatroların oyunlarını sergileyebileceği, çok büyük çapta olmasa da
modern bir sahneye ihtiyaç vardır. Hem
de şehrin göbeğinde. Hatta şehrimizin medarı iftiharı Türk Sanat Müziği ve Türk
Halk Müziği koroları için de bir özel sahneli mekâna ihtiyaç vardır. 20’nin
üzerinde korodan bahsediyorum. Her bir koroyu azami 40 kişiden hesaplarsanız ne
demek istediğimi, o koroların çalışma şartlarının neler gerektirdiğini daha iyi
ifade etmiş oluruz. 500 koltuklu 2 sahne çok mu gelir Samsun’a?
Samsun çeşitli adlar altında AVM’ lerle habire
tüketim istasyonları kurarak bir modelleme yapacaksa sanat kurumlarını ve
ihtiyaçlarını gözden kaçıramaz. Aksine o mekânları daha aktif hale getirecek olan
bizzat kültür sanat kurumlarının kendileridir.
Netice
itibariyle 2012-2013 sanat sezonu bir öncekilerden daha yoğun olmayacak; bu
kesin artık. Hem sahne hem galeri kaybı bunu garanti ediyor. En azından bu
sezon yerel kültür-sanat kurumları yine çok geride başlıyor yarışa. Gazi
Sahnesi’nde sahne alacak tiyatrolarımız umarım standart seyirci sayısını aşar
rahat bir nefes alır. Destek olmak zorundayız.
Daha çok Samsun Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü
kullanımındaki Atatürk Kültür Merkezi ağırlıklı bir sezon daha geçirilecek.
Samsun Devlet Tiyatrosu her salı ve çarşamba, Samsun Devlet Opera ve Balesi
ayda en az 20 sahne ile ayda bir iki konserle de Samsun Devlet Klasik Türk
Müziği Korosu eksenli oluşacak yeni sezon.
Devletin sanat kurumlarıyla Samsun’da olması, o
kurumların da böyle bir program ve performans sunacak olmaları; bir şehir için
lütuf denecek kadar değerli ve kıymetlidir. Ancak bu değer ve kıymet; o şehrin
kendi yerel kültür sanat kurumlarına, sanatçılarına ve performanslarına sırt
dönmesi anlamı taşımaz. Devletin sanatına kültürüne sahip çıktığı bir kentin,
kendi sanatçısına ve sanat kurumlarına sahip çıkamaması normal karşılanamaz.
Hele hele İstanbul’daki pop müziği artıklarını
Samsun’a sanatçı diye getirip gezdirmek, çoluk çocuğu hoplatıp zıplatmak asla
normal karşılanmaz. Kimse de bunu kültürel faaliyet olarak ağzına almasın.
Hakikaten çok komik.
İstanbul’un pop müziği artıklarına, niteliksiz dip
köşede kalmış tiyatro veya sanat topluluklarına su gibi para
akıtmak, o paraları vergi olarak veren bir halka ve o halkın kendi sanatçısına
hakarettir!
Böyle bir hakarete kimin ne hakkı vardır?
Kendi sanatçısına, sanat kurumlarına sahip
çıkabiliyor musun?
Kalın sağlıcakla.
/Uğur DEDE
15.09.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder