31 Aralık 2013 Salı

Tarih Bildikçe


Kuzeysu Kültür ve Sanat Dergisi'nde tiyatro ile ilgili yazın ürünlerim yayınlanırdı.
İşte onlardan biri.
Başlık: Tarih Bildikçe
Ocak 1992 de yayınlanmış.
Okuyalım mı?
Okuyalım.
***
 “Gölge Adam Gazetesi” nde söylenirken öğrencilerime:
  “Tarihleri araştırıp anlayın, bugünün tarihini bilinçli yaşayın, yarının tarihi hazırdır.”  demiştim.
İyi de etmişim.
Zira konservatuvarda Türk Tiyatro Tarihi dersini verirken öğrenci arkadaşlarıma bu sözümün altını kırmızı kalemle çizmelerini salık verdim.
Halen de veriyorum…
İdeal olan da öğrencilerin yurt ve tarih gerçeklerini kavrayarak kendi tiyatro tarihlerini bilmeleridir.
Öyle ki, tiyatroyu daha ileriye götürmek için buna zorunlular, hatta mahkûmlar.
Mahkumlar diyorum çünkü,  tiyatro tarihimizi bilerek yarınlarımızın tiyatrosunu bugünden daha güçlü kılmak zorundayız.
Bilmediğimiz varsa bunu da araştırıp öğrenmeliyiz.
Öğrendikçe bugünün tarihini bilinçli bir şekilde yaşamalıyız.
Eğer bu olmuyorsa –vay- halimize!
Bakın Amerikan tarihine: iç savaş sonunda kölelik kaldırılmış, feodalizm darbe yemiş ve burjuvazi kendi iktidarını kurarak kapitalizmin yolunu açmıştır.
Biz Amerikan tarihini araştırmasak, bunu bilebilir miydik?
Hayır.
Ya Ortaasya’daki kukla türlerini araştırmasak “Kol Korçak” ve “İpli Kukla’ yı öğrenebilir miydik?
Hayır.
Peki ya: Türk tiyatrosunu etkileyen belli başlı etkenlerden –yer, soy, imparatorluk, İslamiyeti ve çağdaşlaşmayı okumasak, yaşamasak bunları anlayabilir miydik?
Hayır.
O halde kendi tarihimizi öğreneceğiz.
Bugünü akıllıca değerlendireceğiz.
Tamam mı?
Tamam.
Ama yarınların tiyatro tarihini nasıl hazırlayacağız?
Çağdaş medeniyet seviyelerini aşmaya çalışırken tiyatroda bunu nasıl sağlayacağız?
Gel de şimdi Prof. Dr. Özdemir Nutku’nun söylediklerine katılma, evet ne demişti usta:
 “İster antik tiyatro yapıları, ister Orta Çağ’ın ilkel arabalı sahneleri ister, 'Ortaoyunu’nun bir halatla seyirciden ayrılmış toprak sahneleri, ister çağımızın durmadan geliştirilen inerli çıkarlı, dönerli kayarlı tekniğe dayalı sahneleri; hep insanoğluna anlatılmaz hazlar, coşkular vermişlerdir. Sonuçta tiyatro birbirinden farklı insanların değişik algılamalarla aynı doğruya yöneldikleri sanatsal bir değişim yeri olmuştur.”
Şimdi bizim bu sanatsal değişimi yerinde yapmamız gereken, diğer dünya ülkelerine örnek olurcasına bilinçli bir şekilde çalışmak ve aydınlığa varmaktır.
Tabii tarihi bildikçe…
***
Evet 20 yıl önce bunları demişim.
Şimdi özeleştiri yapınca; 19. Ulusal Tiyatro Festivali'ne kolay gelmediğimizi düşünüyorum…
Toplumun aydınlanmasına, kalkınmasına her kim ki katkı veriyor.
Aydınlık Türkiyemizin geleceği parlıyor…
Bilinçli yurttaşlarla demokrasi rayına oturuyor…
Ya sanat?
Özgürlük ve doğruluk yolunu karanlıklar içerisinden gösteriyor…
Halkla, halkımızla omuz omuza yaşıyor…
/Ersin ERGE
14.07.2012


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder