5 Aralık 2013 Perşembe

Kent İçin Sorgulamayı Bilmeliyiz

Parti  teşkilatı, milletvekilleri, bakan, yerel medyada köşe yazarlığı yapan pek çok arkadaşımız, STÖ’ler, Samsun’lular kısaca tüm organlar Yusuf Ziya Yılmaz’ın adaylığına karşı çıkmasına rağmen, gücün doğru analiz edilemediği, kendilerini siyaset bilimci olarak lanse eden kişilerin de halk tabiri ile ve amiyane tabirle şapa oturduğu gerçeği bizzat başbakanın Yusuf Ziya Yılmaz adını zikretmesi ile tescillenmiştir. Muhalefet partileri elbette silahlarına sürecekleri mermiyi bin kez daha düşünecekler ve kentin geleceğinde söz sahibi olabilmek için en güçlü olduklarına inandıkları kişiyi aday olarak öne süreceklerdir.

Kentin sorunlarının neler olduğu konusunda bilimsel tezler ortaya koymak anlamsızdır. İşsizlik, üretim kaynaklarının kısıtlı olması, milyon dolarlar ile ifade edilen hizmete yönelik yatırımlar, teşvikle kuşatıldığı için bir türlü belini doğrultamayan sanayi sektörü gibi alt alta yazıldığında karamsar bir tablonun ortaya çıkacağı bir gerçektir. Ancak kentte eksik olan en önemli faktör, kentteki lider eksikliğidir. Evet hükümette iki dönemdir bir milletvekilimiz bakanlık mevkiinde görev yapmıştır ve halen yapmaktadır. Ancak vatandaş ile devlet arasında ilk kontak noktası olan belediye başkanının liderlik vasıflarına haiz olmaması durumunda, havanda su dövülecektir. Bu nedenle Yusuf Ziya Yılmaz’ın bir kez daha aday gösterilmesini partizan veya şahsi menfaat gözlükleri ile değil, kentin sosyo-psikolojik ihtiyaçlarının göz önüne alınarak değerlendirilmesi gerekir.

Bugün kentin varoşları olarak kabul edilen kenar mahallelerimizde, yani Hastanebaşı, Kadıköy, Fevzi Çakmak, İlyasköy, Belediye Evleri vs. gibi pek çok yerleşim bölgelerimizin kahvehanelerinde okey, tavla veya kağıt oyunları oynayan kişiler arasında üniversite mezunlarının sayısının bir hayli fazla olduğu göze çarpacaktır. Samsun için en çok sarf edilen cümleler birlik ve beraberliğin tesis edilemediğidir. Bu noktada en önemli görev elbette kenti yönetenler mevkiini işgal edenlere düşmektedir. Küçük bir örnek verilecek olur ise, kentin en önemli markası olan Samsunspor kongrelerinde protokol sıralarında hiçbir zaman 9 milletvekili bir arada görülmemiştir.

Konu Samsunspor’a gelmişken, kulübümüz belirli bir döneme kadar hiçbir zaman siyasi bir platformda yönetilmemiştir. 12 Eylül öncesinin malum siyasi atmosferinde birbirleri ile sokakta kavga edenler, Samsunspor yönetim kurulu sandalyelerine oturduklarında hangi dünya görüşüne sahip olunursa olunsun kesinlikle ortak menfaatler konusunda uzlaşılmıştır. Ortak menfaat ise her zaman Samsunspor’un çıkarları olmuştur. Ancak son yıllarda perspektifin değiştiği gözden kaçmamaktadır.

Samsun’da eksik olan ikinci önemli faktör, sorgulama müessesinin bir türlü işlev kazanamamasıdır. Vatandaş oyları ile görevlendirdiği kişileri sorgulamalıdır. Bu kentin gençlerinin üniversiteleri bitirdiklerinde neden kentlerine dönmediklerini, en çok ciro yapan işyerlerinin neden kahvehaneler ve barlar olduğunu, teşvik kapsamlarından söz edildiğinde neden hiç gündeme getirilmediği sorgulanmalıdır.

Milletvekillerimiz zaman zaman kentte esnaf ziyaretleri yapmakta ve bakanımız ise çeşitli vesileler ile sık olarak kenti ziyaret etmektedirler. Ancak bu ziyaretlerde ne yazık ki insanlar eleştiri yapmak yerine, vekillerimize ve bakanlarımıza akşam hangi balık restoranında ziyafet vereceklerinin planlarını yapmaktadırlar. Elbette bu tür yemeklerde ise al takke ver külah kentin sorunları yerine partilerin sorunları gündeme getirilir.

Bu nedenle kentin kanaat önderlerine her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır. Köşe yazarları, bilim adamları, STÖ’ler, mesleki kurum ve kuruluş örgütleri hangi görüş sahibi olursa olsun kesinlikle ortak değerler adına seslerini yükseltmelidirler. Ortak değerlerin başında ise Samsunluluk bilinci ve şuuru gelmektedir.

Belki çocuklarımıza iş, yakınlarımızın başka bir yere tayini, hastalarımıza devlet hastanelerinde yatak tahsisi gibi beklentilerimizi dile getiremeyebiliriz. Ancak bu kentin temel sorunlarının çözümlenmemesi noktasında 7’den 70’e bu kent adına ve bu kentte yaşayan her bireyin kenti yönetenleri sorgulama hakkı vardır ve bu hak sonuna kadar kullanılmalıdır.

/Süleyman SALUR
05 Aralık 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder