Samsun’da birkaç gündür dünde benim kaleme aldığım
“Yaratıcı Yazarlık Merkezi” konusu konuşuluyor. Değerli dostum OMÜ Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Şaban Sağlık bu yazım üzerine sitemle karışık bir not yazıp
göndermiş. Sevindim. Bizim yanlışımızı düzeltecek dostlarımız olduğu için
sevindim.
Sn. Sağlık notunda bu merkezin onursal başkanı
durumunda çok değerli hocam Prof. Dr. Celal Tarakçı ve yine kıymetli arkadaşım
OMÜ Öğretim Üyelerinden Dursun Ali Tokel, Burhanettin Tatar, Şahin Köktürk ve
yazılarını muhabbetle okuduğum Rasim Özdenören’in olduğunu belirtiyor. Sn.
Sağlık’ın kendiside dâhil olmak üzere bu saydığı isimler ülkemizde önemli edebi
şahsiyetlerdir. Hepside benim çok saygı duyduğum insanlar. Üstelik bu dostlarım
bugün hala kurucu başkanlığını yaptığım ve halen başkanlığını yürüttüğüm Samsun
Yazarlar Derneğinin kurucu üyeleri. Yani yol arkadaşlarım.
Basın açıklamasını ve köşe yazarı arkadaşlarımın
yazılarını okuduktan sonra bekledim. Hemen kaleme sarılmadım. Sonra zahire
bakarak yazdım. Mutlaka eksiklerimiz hatta hatalarımız olmuştur. Hatta
takıldığımdan olacak ki bir cümlede Seferhisar yerine Safranbolu bile demişim.
1984’den beri yazı yazıyorum. Hatasız yazı yoktur,
fakat hatalı bildiğimiz yazılar bile bazı hataları düzeltebilir. Bu ayrı şey. Keşke
ben bu işin içinde doğruluğuna inandığım gözü kapalı arkalarından gidebileceğim
isimleri baştan bilseydim. Elbette bu daha doğru olurdu. Yalnız, şurada bir
kuruculuğunda da emek verdiğimiz Samsun Yazarlar Derneği var böylesine ciddi
bir konuda hiç de olmazsa Sivil Toplum anlamında bir arayıp soralım
denilebilseydi diye düşünüyorum.
Sevgili Şaban Sağlık hocam beni üniversiteye çay
içmeye davet ediyor notunda. Çayları demleyin geliyorum. Zira aynı gün yani
yazıyı yazmadan iki gün önce OMÜ’yü aradım ve Sn. Rektör Beyin Sekreterinden
Samsun Yazarlar Derneği adına randevu talebinde bulundum. Döneriz denildi. Bekliyorum.
Eğer dönülürse çayımızı birlikte içmek istiyorum. Yazı ya da yazılar sayfa
doldurmak için rasgele yazılmıyor. Okur da yazarını değerlendirmeye alıyor. Mesela
ben rasgele yazmadım. Bilgi hatalarımız olabilir. Olacaktır da.
Konuyla ilgili olarak brifing talebimizde yoktur. Maalesef
ülkemizde testi kırıldıktan sonra daha çok ilgi artıyor. Her ne hikmetse hep
yapıştırmakla meşgulüz. Sevgili Hocam umarım testiyi kırmamışımdır. Bu kadar
işlerinizin arasında sizleri testi yapıştırmakla meşgul etmek gibi bir niyetimde
yoktur. Olamazda.
Maalesef kalemin ucu sivridir. Yazı hayatımda ilk
defa yani bir ilke imza atarak kırıldığını söyleyen sizleri kırdığım için özür
diliyorum. Sizi kırmak üzmek ne haddime… Varlıklarıyla gurur duyduğum dostlarım
sizleri inanın çok seviyorum.
Umunda Celal Tarakçı, Dursun Ali Tökel, Burhanattin
Tatar, Şahin Köktürk, Rasim Özdenören. Hani bir fıkra vardır, "ben bunun
neresini düzelteyim" diye. Türkiye`deki pek çok gazetecinin başvurduğu ve
hastalık haline getirdiği bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma hatasını ne
yazık ki sen de işlemişsin. ne yaratıcı yazarlık konusunu ne de seferihisardaki
genle merkez durumunu ne de doğru anlamışsın. İşim içine safranbolu nereden
girdi? Bizler senin dostlarınız. Bu işin içinde kimler var biliyor musun?
Onursal başkan durumunda Celal Tarakçı, Dursun Ali Tökel, Burhanattin Tatar,
Şahin Köktürk, Rasim Özdenören ve senin de hürmet ettiğini düşündüğüm daha pek
çok kişi... Bir zahmet ünivresiteye gelsen ve bizlerin bir çayını içseydin ve
bu meseleyi yerinde görüp öğrenseydin ne olurdu. Öğrendikten sonra eleştiri
yapacaksan yine yap; bilgiye dayalı eleştirinin başımızın üstünde yeri var. Ama
Ahmetçiğim sen de Türkiye`deki hakikati saptıran yazarlar kervanına katılmayı
tercih ettin. Bu sözlerden üzüldüğümüz anlamını çıkarma; evet üzüldük ama
kendimize değil seni bu halde görmeye çok üzüldük.
Yeni yolunda başarılar dileriz.
/Ahmet SEVEN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder