Samsun herkesin sonucunu düşünmeden işine geldiği
gibi davranabildiği bir anlamda serbest atış poligonu değildir. Herkes her şeyi
rasgele söylemelidir. Hatta söyleyememelidir. Faydasını zararını düşünmek
zorundadır.
Burası köklü bir şehirdir. Milli Mücadelenin
başladığı İlkadım şehri. Cumhuriyet tarihimizde önemli yeri olan. Tarihi derinliklere sahip bir şehirdir. Öyle
maydanoz gibi değil, çınar gibidir. Olur olmaz rüzgara fırtınaya boyun eğmez. Ülkemizde sosyo-ekonomi anlamında mihenk
taşıdır. Sadece bu anlamda değil, insanı ölçmede de mihenk taşı rolünü
oynamaktadır. Burada iş hayatının, yönetimin, demokrasinin en güzel örneklerini
görmek istiyoruz. Bu şehre gelip geçici
gözle bakılmasın. Öyle bakanların da gözü kör olmasın. Kör olmasın ki gelişimi
ve değişimi görebilsin.
Bu şehirde hiçbir şey kimsenin tekeli altında
değildir. Herkes çorbadaki tuzu kadar konuşsun. Güzelliklerle övünebilsin. Kendi
kişisel zafiyetlerini, hırslarını, siyasi veya ticari emellerini burada tatmin
etmeye çalışmasın. Su akar kumu kalır demişler. Bu şehir öyle akan çok sular
gördü.
Doğruya geç, eğriye dur demenin zamanı çoktan gelip
geçmektedir. Ve kimse hiçbir şekilde aba altından sopa gösterme gibi bir
eğilime girmemelidir. Samsun demokrasinin şeffaf odası gibidir. Bu şehrin
yararına fedakârlık yapanları kutluyorum. Kimse olmazsa olmaz değildir. Ben
olmazsam neler olmaz diyerek düşünen bencillikler artık sona ermelidir. Biz
olmazsak, hepimiz olmazsak diyerek başlanmalıdır. Kısacası bu şehirde şehrin
yararına bir kelime konuşanı yazanı çizeni, hizmet ardına bir çivi olsun çakanı
seviyoruz. Buna devam edilmeli.
Ancak nerede ve kim yaparsa yapsın güç bende
diyerek kimseyi umursamaz, burnundan kıl aldırmaz ve milletin güveniyle
yukarıdan bakışlı tavırlar kabul görmemeli. “Mutluluklar paylaşıldıkça artar
kederler paylaşıldıkça azalır” denilmiştir. Bu şehirde mutlulukları paylaşıp
çoğaltmaya, kederleri paylaşıp azaltmaya varız. Var mısınız?
Bunu tavırlarla göreceğiz.
/Ahmet SEVEN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder