31 Aralık 2013 Salı

Spor Ahlakı

Her işin kendine göre kuralları ve de incelikleri vardır. İnsanların mesleklerini icra ederken, toplumun örf, anane ve de etik kural denen bazı kıstaslara elinde olmasa da uymak zorunluluğu vardır.

Çalışma kuralları her ne kadar yasalarla belirtilmiş olsa dâhil, bölgelere göre örf ve ananeler vardır. İnsanlar, yasalar ve yönetmenlikler gereği zorunlu olmasa da bu örf ve ananelere uyarlar. 

İşin genel tarafına girmeyeceğim. Sadece spor yanını değerlendireceğim. Bizim Ülkede spor yasası ve de spor ahlakı bir gariptir. Dünyanın hiçbir Ülkesi bize benzemez. Zaten biz de dünyanın her tarafını örnek alacak değiliz ya. Biz büyük bir ülkeyiz. Biz kendimizi sporda başarılı olan Ülkelerle kıyaslayacağız. Kim bu Ülkeler derseniz; Almanya, İngiltere, İspanya, İtalya ve Fransa v.s gibi.
      
Spor Ülkemizde, ekonomik anlamda çok büyük bir gelir kaynağını bünyesinde toplamaktadır. Yani sporun ekonomik getirimi hatırı sayılır bir durumdadır. Hal böyle olunca, bu mesleği icra edenlerin diğer mesleklere oranla çok kazandıkları ve de daha fazla çivisi çıkmış olduğu gözükmekte.

Bizim gibi bu işi yapan diğer Ülkelere baktığımızda; Onlarda bizdeki gibi dolaplar dönmez. Futbolcusu çıkar adam gibi topunu oynar. Teknik direktörü çıkar adam gibi takımını çalıştırır. Hakemi çıkar adam gibi maçını yönetir. Kulüp başkanı çıkar adam gibi işini yapar. Yöneticiler çıkar adam gibi görevlerini yaparlar. Federasyonları herkese kurallarını eşit uygular. Bizden çok daha fazla paraların döndüğü yerlerde bu görevleri yaparlar. Hem Ülkelerinden hem de uluslar arası arenalarda çok büyük miktarlarda para kazanırlar. 

Gelelim bizim Ülkemize. Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözü vardır; “Ben sporcunun zeki çevik ve de aynı zamanda ahlaklısını severim” ne kadar da güzel bir söz. İnanın bu sözcüğün yüzde biri bizim Ülkemizde uygulanmaz. Bu demek değil Atatürk’ü sevmiyorlar. Hepsi seviyorlardır. 

 Bizim Kulüplere baktığımızda; Avrupa da oynayan futbolcuları transfer ediyorlar. Gelen oyunculara bakıldığında geldikleri takımlarda mükemmel top oynuyorlar. Bize geldiklerinde yan gelip yatarlar. Allah, Allah, bu futbolu daha dün falan takımda ne kadar güzel oynuyordu ne oldu buna, aynı futbolcu, ne değişti. Bize geldi formdan düştü diye söylenir dururuz. Veya bizim kulüplerimizde yapılan iç transferler. İşi gereği birkaç kulüp değiştiren oyuncular. Teknik direktörler, yönetici, Başkan, Federasyon yönetimi v.s. 

Futbolcuyu ele alalım; Aynı futbolcu dışarıda oynuyor da bize gelince niye oynayamıyor. Saha aynı, top aynı, kural aynı. Ne değişti.

Teknik direktör göreve gelir asar keser ve de gider.

Hakemleri renklere göre eğitilir. Bazı renkleri gözleri daha iyi görür.

Başkan ve yöneticiler ahkâm keserler. Başkalarına çamur atmaktan fırsat bulup kendi takımlarının durumunu bile göremezler.

Dedik ya bizim Ülke bir gariptir. Bizde Yasalar, Kurallar, yönetmenlikler v.s. herkes için çıkartılmaz. Bazı kesimler bunlardan muaftır. Bu böyle olduğu içindir ki spordaki halimiz ortada. Boğazımıza kadar bataklığa gömülmüşüz. Pislikleri örtmek için örtü aranıyor. Ama bu pislikleri örtecek örtü de bulunamıyor.

Hani spor barış dostluk kardeşlikti. Yöneticiler, sporcular, taraftarlar bir araya geldiğinde üçüncü dünya savaşları çıkıyor. Hani spor yasası. Hani federasyonun kuralları. Nerde adalet. Sporumuzun çivisi çıkmış. Spor ahlakı bitmiş. İş ahlakı kalmamış. Stadyumlar olmuş savaş alanları.

Bunun böle gitmesine göz yumanlar bir gün bu yükün altında kalacaklarını unutmasınlar. Dünyadaki diktatörlerin son hallerini hatırlayınız. Kendim ettim kendim buldum şarkısını söylemek zorunda kalmazsınızdır İnşallah.

Gelelim bizim Bakkal’a. Sayın Bakkal işine karşı çok büyük bir ahlaksızlık yapmıştır. Ekmek yediğin kaba derler ya… Sen spor ahlakına ve de etiğine uymayan hareketi yaptın Samsunspor’a. Takımın kümeye düşebilir. Sen de Samsunspor’dan ayrılabilirsin. Ama böyle cephede askerini bırakıp kaçan komutan gibi değil. Unutma bir gün bunun hesabını ödersin. Allah kalbine göre versin. “Ben sporcunun zeki çevik ve de aynı zamanda ahlaklısını severim” senin gibisini değil…
Saygılarımla…
/Nedim AYDIN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder