Hemen herkesin bir hikayesi vardır; trafik
polisleri ile ilgili. Benimde var. Ben, trafiğe çıktığım günden bu güne kadar geçen
süreçte, hep medyanın içerisinde bulundum.. Hatalı olduğum ve ceza yediğim hiç
bir gün, cezaya maruz kaldığım durum içerisinde bulunduğum konumumla hiç
bağdaştırmadım..
Yani ceza yazan polise, "ben basın mensubuyum
kardeşim, bana ceza yazma" demedim.. Hatta Ocak ayında Of'tan Samsun'a
dönerken, Fatsa'da radara girdim ve beni durduran polisler evraklarımı istedi.
Şirketin aracı ile gittiğim için ve aracın camlarında Kanal S, Kanal 55 ve Olay
Gazetesi yazmasına rağmen, polislere sadece evraklarımı verip bir köşede
bekledim.. Ceza işlemlerim tamamlandıktan sonra, yanıma gelen polis memurları
teşekkür ettiler..
Nedenini sordum. "Anladığımız kadarı ile bir
basın mensubusunuz, araçtan belli ancak buna rağmen ne bize ceza yazma dediniz,
ne de telefonunuza sarılıp üst makamları aradınız" dediler..
Bende, "hatalı olduğum yerde, hatamı kabul
eder ve bu tarz şeylere ihtiyaç duymam. Sizlerde görevinizi yapmakla
mükellefsiniz" dedim..
Şaşırdılar, karşılaştıkları durumları anlatıp, bir
kere daha teşekkür ettiler..
Aslında, ben teşekkürlük hiç birşey yapmadım, neyse
o olmalıydı ve de oldu. Basın mensupları yani bizler aslında kamu görevi yapan
kişeleriz.. Kamunun yaptıklarını halka duyurmakla, eksiklikleri usulünce
söylemekle ve kamuoyu oluşturmakla yükümlüyüz..
Basın kuruluşlarının bazı ayrıcalıkları var. Araç
park etmekte, bir habere yetişirken hız sınırını aşmakta, hatta özel bir
işletmeye verilen parkomatlarda dahi basın araçlarından ücret alınmıyor..
Otobüslerden ücret alınmıyor, uçaklarda indirim var, daha birçok genelleme
yapmak mümkün..
Ancak, bu durumu fırsata çevirmemekte çok önemli..
Asıl konumuza gelecek olursak; geçen Perşembe günüydü, Polis Evi'nin hemen
yanında bulunan şirketimizin önünde, üzerinde Kanal S Tv, Kanal 55 ve Olay
Gazatesi amblemleri ile giydirilmiş resmi olarakta şirket üzerine kayıtlı
aracımıza, 2 saat ara ile iki farklı ekip tarafından, araç yerinden hiç hareket
ettirilmemiş olmasına rağmen, 2 ayrı trafik cezası kesildi.. Ceza işlemini
yapan polis memurları, aracın üzerinde kime ait olduklarını bilmelerine ve
aşağıda bulunan esnafın, "Bu araç TV'ye ait, bi sorun varsa hemen
alsınlar" demelerine rağmen, polis memurları ısararla ceza işlemi
uygulamışlar..
Ceza kesilir kesilmez aracın yanına indim. Önce
ceza kağıtlarını aldım, sonrasında ise hemen araçta bulunan hotoğraf makinesi
ile aynı şirket aracımızın bulunduğu konumda bulunan tam 92 aracın tek tek
fotoğraflarını çektim. Eğer bizim aracımız kusurlu bir yerde ise bu araçlarda
aynı kusur içerisindeler.. Aracımızın bulunduğu yerin 5 metre ilerisinde Polis
Evi'nin hemen önünde, aynı konum ve şartlarda 5 araç mevcuttu.. Devamın da ise
tam 87 araç.. Benim itirazım, bize ceza yazılması kesinlikle değil.. İtirazım,
aynı şartlarda 92 adet aracın bulunmasına rağmen, yanlızca basın kuruluşuna ait
bir araca ceza keserek, kendi egosunu tatmin etmeye çalışan polis memurlarına..
Nasıl bir yaranız varki, yasal olarak aynı yerde
bulunan bir araca, aynı gün içerisinde 1 cezanın haricinde ceza işlemi
yapılamamasına rağmen, 2 adet ceza kestiniz..
Sanırım bu çezayı kesen arkadaşlarımız, Samsun'da
bulunan Türkiye'nin ilk yerel televizyonu Kanal S TV'ye karşı art niyetli. Bu
cezayı kesen arkadaşlar, sadece kamuoyunu bilgilendirmeye çalışan bir basın
kuruluşuna ceza kesebilme marifetini gösterirken, aynı bölgede bulunan 92 araca
ceza kesememeleri ise manidar geldi bana..
Diğer araç sahipleriyle ne gibi ilişkileri varki,
sırf egolarını tatmin edebilmek adına, yasal olarak aynı gün içerisinde aynı
yerde bulanan bir basın aracına 2 ceza kesebiliyorlar. Anlamak mümkün değil..
Bu durumu sizlere Cuma günü Emniyet Müdürümüz sayın Hulisi Çelik ile olan
randevumuzdan sonra yazacağımı belirtmiştim..
Sayın Çelik'le çok keyifli sohbet ettik.. Daha
odaya girer girmez, yazımı okuduğunu ve konuyu bilmek istediğini söyledi.
Kendisi ile daha önceden farklı bir konu ile olan randevumuzu
gerçekleştirdikten sonraki, sayın Çelik, Samsun şehrinin güvenliği konusunda
anlattıkları ve yaptıkları çalışmaları dinlediğimde, böyle başarılı bir kamu
görevlisinin bizlerin güvenliği için yaptıklarını göz önüne alarak konunun bitiminde,
sayın Çelik bana "konu neydi anlatırmısınız" dediğinde, sayın
Çelik'in Samsun için bir şans olduğunu ve kendisini çok başarılı bulduğum için
kendisinede bu yazıdan dolayı bir zeval gelmesin diye, "Sayım Müdürüm
sizin bu kadar başarılı çalışmalarınız ardından, bir kaç arkadaşınızın yaptığı
egolarını tatmin etme dürtüsünden bahsetmiycem. Hatta köşemde de
yazmıyacağım" dememe rağmen, sayın Çelik bana, 'halka bir söz verdiğimi,
yazacağımı duyurduğumu ve bunu mutlaka hem kendisi ile paylaşmamı, hem de doğru
ne ise onun yazılmasının uygun olduğunu' söylediğinde, bu kadar karakterli bir
insanın Samsun için ne kadar büyük bir şans olduğuna bir kere daha karar vermiş
oldum..
Hatta, sayın Çelik konuyu dinler dinlemez,
kendisine bu cezaya aslında itirazımın olmadığını, sadece aynı güzergahta 92
araç olmasına rağmen, sadece basın aracının seçilmiş olmasının iyi niyet
göstergesi olmadığını düşündüğümü belirttim..
Sayın Çelik, sorumlu müdürü arayarak, ceza
makbuzundaki bilgileri vererek, bu konunun incelenmesini ve neticenin bizlere
verilmesini söyledi.. Bu görüşmeden bir kaç saat sonra yetkili sayın müdür beni
aradı ve konuyu birde benden dinledi. Elimizde bulunan fotoğrafları talep etti,
kendisinede ceza işlemi ile ilgili bir sıkıntımızın olmadığını, sadece 92 aracın
aynı konumda olmasına rağmen içlerinden sadece basın aracının seçilmiş
olmasının, iyi niyet teşkil etmediğini söyledim.. Kendiside bana, aynı gün
içerisinde aynı yerde sizin aracınıza 2 ceza kesilmiş, bu yasal değil, birinin
iptal edilmesi gerektiğini söyledi, Bende 'iptal etmeyin, polis arkadaşlar
egolarını tatmin edemedilerse, bir kaç ceza daha gelip yazsınlar, Araç aynı
yerinde duruyor' dememe rağmen, yasal olarak aynı gün aynı yerde 2 ceza
olmayacağı için sanırım biri iptal olacak..
Şimdi, buradan basın aracımıza bu cezayı yazan
polis memurlarına sesleniyorum. Eğer egolarınız tatmin olmadı ise şirketimize
ait olan basın aracımız, dün olduğu gibi yarında aynı yerinde olacak. Lütfen,
yarın gelip aracımıza 2 ceza daha kesebilir misiniz..
Amacım sadece sizlerin egolarınızı tatmin
etmesidir. Ancak bende aracımda bulundurduğum fotoğraf makinesi ile her gün
burada bulunan Polis Evi, Adliye önü, Bölge İdare Mahkemesi önü ve devamında
bulunan bütün yerlerdeki araçların fotoğraflarını çekmeye devam edeceğim..
/Mahmut
ERDOĞAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder