31 Aralık 2013 Salı

Trafik Polisleri

Hemen herkesin bir hikayesi vardır; trafik polisleri ile ilgili. Benimde var. Ben, trafiğe çıktığım günden bu güne kadar geçen süreçte, hep medyanın içerisinde bulundum.. Hatalı olduğum ve ceza yediğim hiç bir gün, cezaya maruz kaldığım durum içerisinde bulunduğum konumumla hiç bağdaştırmadım..

Yani ceza yazan polise, "ben basın mensubuyum kardeşim, bana ceza yazma" demedim.. Hatta Ocak ayında Of'tan Samsun'a dönerken, Fatsa'da radara girdim ve beni durduran polisler evraklarımı istedi. Şirketin aracı ile gittiğim için ve aracın camlarında Kanal S, Kanal 55 ve Olay Gazetesi yazmasına rağmen, polislere sadece evraklarımı verip bir köşede bekledim.. Ceza işlemlerim tamamlandıktan sonra, yanıma gelen polis memurları teşekkür ettiler..

Nedenini sordum. "Anladığımız kadarı ile bir basın mensubusunuz, araçtan belli ancak buna rağmen ne bize ceza yazma dediniz, ne de telefonunuza sarılıp üst makamları aradınız" dediler..

Bende, "hatalı olduğum yerde, hatamı kabul eder ve bu tarz şeylere ihtiyaç duymam. Sizlerde görevinizi yapmakla mükellefsiniz" dedim..

Şaşırdılar, karşılaştıkları durumları anlatıp, bir kere daha teşekkür ettiler..

Aslında, ben teşekkürlük hiç birşey yapmadım, neyse o olmalıydı ve de oldu. Basın mensupları yani bizler aslında kamu görevi yapan kişeleriz.. Kamunun yaptıklarını halka duyurmakla, eksiklikleri usulünce söylemekle ve kamuoyu oluşturmakla yükümlüyüz..

Basın kuruluşlarının bazı ayrıcalıkları var. Araç park etmekte, bir habere yetişirken hız sınırını aşmakta, hatta özel bir işletmeye verilen parkomatlarda dahi basın araçlarından ücret alınmıyor.. Otobüslerden ücret alınmıyor, uçaklarda indirim var, daha birçok genelleme yapmak mümkün..

Ancak, bu durumu fırsata çevirmemekte çok önemli.. Asıl konumuza gelecek olursak; geçen Perşembe günüydü, Polis Evi'nin hemen yanında bulunan şirketimizin önünde, üzerinde Kanal S Tv, Kanal 55 ve Olay Gazatesi amblemleri ile giydirilmiş resmi olarakta şirket üzerine kayıtlı aracımıza, 2 saat ara ile iki farklı ekip tarafından, araç yerinden hiç hareket ettirilmemiş olmasına rağmen, 2 ayrı trafik cezası kesildi.. Ceza işlemini yapan polis memurları, aracın üzerinde kime ait olduklarını bilmelerine ve aşağıda bulunan esnafın, "Bu araç TV'ye ait, bi sorun varsa hemen alsınlar" demelerine rağmen, polis memurları ısararla ceza işlemi uygulamışlar..

Ceza kesilir kesilmez aracın yanına indim. Önce ceza kağıtlarını aldım, sonrasında ise hemen araçta bulunan hotoğraf makinesi ile aynı şirket aracımızın bulunduğu konumda bulunan tam 92 aracın tek tek fotoğraflarını çektim. Eğer bizim aracımız kusurlu bir yerde ise bu araçlarda aynı kusur içerisindeler.. Aracımızın bulunduğu yerin 5 metre ilerisinde Polis Evi'nin hemen önünde, aynı konum ve şartlarda 5 araç mevcuttu.. Devamın da ise tam 87 araç.. Benim itirazım, bize ceza yazılması kesinlikle değil.. İtirazım, aynı şartlarda 92 adet aracın bulunmasına rağmen, yanlızca basın kuruluşuna ait bir araca ceza keserek, kendi egosunu tatmin etmeye çalışan polis memurlarına..

Nasıl bir yaranız varki, yasal olarak aynı yerde bulunan bir araca, aynı gün içerisinde 1 cezanın haricinde ceza işlemi yapılamamasına rağmen, 2 adet ceza kestiniz..

Sanırım bu çezayı kesen arkadaşlarımız, Samsun'da bulunan Türkiye'nin ilk yerel televizyonu Kanal S TV'ye karşı art niyetli. Bu cezayı kesen arkadaşlar, sadece kamuoyunu bilgilendirmeye çalışan bir basın kuruluşuna ceza kesebilme marifetini gösterirken, aynı bölgede bulunan 92 araca ceza kesememeleri ise manidar geldi bana..

Diğer araç sahipleriyle ne gibi ilişkileri varki, sırf egolarını tatmin edebilmek adına, yasal olarak aynı gün içerisinde aynı yerde bulanan bir basın aracına 2 ceza kesebiliyorlar. Anlamak mümkün değil.. Bu durumu sizlere Cuma günü Emniyet Müdürümüz sayın Hulisi Çelik ile olan randevumuzdan sonra yazacağımı belirtmiştim..

Sayın Çelik'le çok keyifli sohbet ettik.. Daha odaya girer girmez, yazımı okuduğunu ve konuyu bilmek istediğini söyledi. Kendisi ile daha önceden farklı bir konu ile olan randevumuzu gerçekleştirdikten sonraki, sayın Çelik, Samsun şehrinin güvenliği konusunda anlattıkları ve yaptıkları çalışmaları dinlediğimde, böyle başarılı bir kamu görevlisinin bizlerin güvenliği için yaptıklarını göz önüne alarak konunun bitiminde, sayın Çelik bana "konu neydi anlatırmısınız" dediğinde, sayın Çelik'in Samsun için bir şans olduğunu ve kendisini çok başarılı bulduğum için kendisinede bu yazıdan dolayı bir zeval gelmesin diye, "Sayım Müdürüm sizin bu kadar başarılı çalışmalarınız ardından, bir kaç arkadaşınızın yaptığı egolarını tatmin etme dürtüsünden bahsetmiycem. Hatta köşemde de yazmıyacağım" dememe rağmen, sayın Çelik bana, 'halka bir söz verdiğimi, yazacağımı duyurduğumu ve bunu mutlaka hem kendisi ile paylaşmamı, hem de doğru ne ise onun yazılmasının uygun olduğunu' söylediğinde, bu kadar karakterli bir insanın Samsun için ne kadar büyük bir şans olduğuna bir kere daha karar vermiş oldum..

Hatta, sayın Çelik konuyu dinler dinlemez, kendisine bu cezaya aslında itirazımın olmadığını, sadece aynı güzergahta 92 araç olmasına rağmen, sadece basın aracının seçilmiş olmasının iyi niyet göstergesi olmadığını düşündüğümü belirttim..

Sayın Çelik, sorumlu müdürü arayarak, ceza makbuzundaki bilgileri vererek, bu konunun incelenmesini ve neticenin bizlere verilmesini söyledi.. Bu görüşmeden bir kaç saat sonra yetkili sayın müdür beni aradı ve konuyu birde benden dinledi. Elimizde bulunan fotoğrafları talep etti, kendisinede ceza işlemi ile ilgili bir sıkıntımızın olmadığını, sadece 92 aracın aynı konumda olmasına rağmen içlerinden sadece basın aracının seçilmiş olmasının, iyi niyet teşkil etmediğini söyledim.. Kendiside bana, aynı gün içerisinde aynı yerde sizin aracınıza 2 ceza kesilmiş, bu yasal değil, birinin iptal edilmesi gerektiğini söyledi, Bende 'iptal etmeyin, polis arkadaşlar egolarını tatmin edemedilerse, bir kaç ceza daha gelip yazsınlar, Araç aynı yerinde duruyor' dememe rağmen, yasal olarak aynı gün aynı yerde 2 ceza olmayacağı için sanırım biri iptal olacak..

Şimdi, buradan basın aracımıza bu cezayı yazan polis memurlarına sesleniyorum. Eğer egolarınız tatmin olmadı ise şirketimize ait olan basın aracımız, dün olduğu gibi yarında aynı yerinde olacak. Lütfen, yarın gelip aracımıza 2 ceza daha kesebilir misiniz..
Amacım sadece sizlerin egolarınızı tatmin etmesidir. Ancak bende aracımda bulundurduğum fotoğraf makinesi ile her gün burada bulunan Polis Evi, Adliye önü, Bölge İdare Mahkemesi önü ve devamında bulunan bütün yerlerdeki araçların fotoğraflarını çekmeye devam edeceğim..
/Mahmut ERDOĞAN


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder