Samsun’u tarım kenti mi yoksa sanayi kenti mi
olmalı şeklinde anlamsız tartışmaların yaşandığı bir kent ortamından sıyrılması
gerekir. Bu tür tartışmaları sokaktaki vatandaşın yani ekonomi ile iktisat ile
uzaktan yakından ilgisi olmayanlar yapabilir. Ancak kenti yönetenler veya
yönetmeye talip olanların “Samsun’u sanayi kenti yapacağız veya tarım kenti
yapacağız “ şeklindeki sözlerini anlayabilmek mümkün değildir.
Gelişmiş ülkelerin gelişmişlikteki bibliyografileri
incelendiğinde, mihenk taşlarının tarım olduğu görülecektir. Sanayi sektörünün
gelişimi tarıma dayalı sanayinin gelişmesi ile hayat bulabilmiştir.
Ülkemizde isi ne yazık ki gerek kredi politikaları
ve gerekse ithal ürünlerinin desteklenmesi nedeniyle, devlet kendi eli ile
bindiği dalı kesmektedir. Yerli üreticiler desteklenmez iken ve ürettikleri
ürünler standartlarda kabul görmez iken, yabancı menşeyli ürünlere kapılar
ardına kadar açılmaktadır.
Tarım sektöründe örneğin bölgemizin geçim kaynağı
olan pek çok temel üretim ürünlerine sınırlama getirilmiştir. Örneğin, fındık üreticilerine fındık ocaklarının (her
fındık ağacına verilen isim ocak’dır)3 yıl içinde sökülmesi karşılığı devlet tarafından
destekler sağlanmıştır. Tütünümüz, şeker pancarımız ve pek çok temel gıda
ürünlerimiz bugün artık ithal edilen ürünler kaleminde almaktadır.
Küresel ekonominin menfi etkilerinin her geçen yıl
etkisini artırması, gelecekte gıda ürünlerinin üretimini de önemli derecede
etkileyecektir. Su başta olmak üzere temel ihtiyaç maddelerini yok edecek
sistemlere davetiye çıkardığınızda, çayımızı karıştıracak şekeri, ekmeğimizi
üretecek buğdayı bulamamak tehlikesi ile karşı karşıya kalınacaktır.
Tarımsal alanların başta kirli yatırımlara terk
edilmesi ve imarlar yolu ile merkezileştirilmesinin tek
avantajı , sadece devlete ve yer sahiplerine rant sağlamaktadır. Ekonomisi önemli
oranda tarıma dayalı olan ülkemizde, tarım arazilerinin çeşitli metotlar ile
yok edilmesi, ülkenin geleceğini yok etmekle eşdeğerdir.Ülkemizin % 25’lik
bölümü orman arazilerinden oluşmasına rağmen, ormancılığın pek yaygın olduğu
söylenemez. Oysa ormancılığın yaygınlaştırılmasının anlamı, bölgedeki iklimin
dengelenmesi, erezyonların önlenmesi ve havanın temizlenmesidir.
Su ürünleri açısından önemli bir potansiyelimizin
olduğu da ayrı bir gerçektir. Akarsularımız, göller ve göletlerimiz,
barajlarımız, sulak alanlarımız ile tarım sektöründe yaratılacak katma değer
yanında sanayi sektörünü de canlandıracaktır. “Sanayi olmazsa tarım olmaz,
tarım olmazsa sanayi olmaz” görüşlerinin de tam anlamı ile sağlıklı olduğu
elbette söylenemez. Örneğin sanayi sektörü ürünleri kullanılarak üretilen pek
çok gıda maddelerimiz sınır kapılarından geri gönderilmektedir. Çünkü
ürünlerdeki ilaç kalıntıları insanların sağlını tehdit etmeye başlamıştır.
Bu nedenle son yıllarda ninelerimizin dedelerimizin
sistemi ile organik ürünler ön plana çıkmaya başlamıştır. Bir elmanın dış
yüzeyinde bıçak gezdirdiğinizde bıçağın ucundaki muma benzer maddelerin
kanserojen maddeler ihtiva ettiği bir gerçektir. Tarımda teknolojinin
kullanılmasındaki tek amaç elbette verimliliği artırmaktır. Ancak verimliliği
artırmak uğruna insan sağlığına zararlı sistemler yaratan sanayi sektörü
enstrümanlarına yer verilmemelidir. Her şeyden önemlisi bir ülkenin kendini
besleyebilecek yiyeceği üretmesi gerekir. Kendi kaynaklarınızı belirli kotalar
ile veya sınırlamalar ile yok ederseniz, tarım sektörü yok olmaya mahkum olacak
ve bu şekilde sanayi sektörünün de önü kapatılmış olacaktır.
Sanayi bir adım önde olabilir. Örneğin bir tank
yaparken tarıma ihtiyaç duyulmaz. Ancak yüzde olarak ifade edilecek olur ise
sanayinin gelişmesinde tarımın fonksiyonlarının ne derecede önemli olduğu
ortaya çıkacaktır. Dolaysıyla Samsun’un şansı olan iki verimli ovadan daha
verimli ürünler alabilmek için sanayi teknolojisinin nimetlerinden istifade
edilmelidir. Zararlı ve kirli yatırımlar ile bu alanlar yok edilmemelidir.
Samsun Sanayi kenti olabilir mi? Sorusunun cevabı
ise gayet açıktır. Bulunduğumuz coğrafyanın avantajlarını lehimize çevirebilmek
için tarıma önem verilmeli ve akabinde sanayi için yapılacak yatırımlar da ön plana
çıkarılmalıdır. Çünkü sanayi aynı zamanda istihdam darlığını giderebilecek en
iyi çözümdür.
/Süleyman
SALUR
16 Aralık 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder