6 Aralık 2013 Cuma

İlkadım Bu Kentin Kalbidir

Belediyelerin kentin ticari potansiyelinin artırılmasında ve  sağlıklı sosyo-ekonomik yapılanmasındaki etkileri ve rolü tartışılamaz. Ancak kurumsallaşamayan bir belediye modelinin de kesinlikle kentte katma değer yaratacağı düşünülemez. Türkiye’de ne yazık ki belediyelerimizde kurumsallaşma adına çaba gösterilmez. Çünkü siyasi model ön plandadır. Müdürlükler genellikle işi bilenlerden değil, partilerin baskısı veya ahbap çavuş ilişkilerine dayalı bir sistem içinde oluşturulur.

İstisnalar hariç belediye başkanlarının pek çoğu halkın değil mensup olduğu partinin başkanı olarak görevlerini sürdürürler. Ancak bu konuda eksiklik yine oy sandığına giderek bu mevkileri emanet eden vatandaşlardadır. Çünkü vatandaşlık görevini sadece sandığa giderek oy vermek olduğunu düşünen zihniyetler hiçbir zaman sorgulama müessesini işletmezler. Samsun’un da ne yazık ki en önemli zaafı budur.

Samsun her dönemde iktidar partilerinin yanında olan bir eğilim içinde olmuş, ancak bunun avantajlarından kesinlikle istifade edememiştir. 40 yıl öncesinde bu kente iş bulmak umudu ile komşu illerden gelenler, artık bu kentte yaşayanlar da dahil olmak üzere büyük metropollere akın etmeye başlamışlardır. Yerel seçimlerin yaklaştığı ve adayların açıklandığı bu dönemde beldelerimizdeki değişimlerin masaya yatırılarak adayların sunacakları projelerin iyi analiz edilmesi gerekir. Bu konuda ilk etapta Türkiye’nin pek çok vilayetinden daha büyük ve nüfus hacmine sahip olan İlkadım beldesini ele alacak olur isek;

Bilindiği üzere Samsun’da  ticari alanlarının yoğun olduğu bölgemiz İlkadım Belediyesi sınırları içindedir. Bölgenin 50 yıldan bu yana çarpık mimarisi ve dolaysıyla daracık sokakları ile, kentin gerek ticari ve gerekse sosyal anlamda gelişmişliğine darbe vurmaktadır. İlkadım Belediyesinin geleceğe yönelik projeleri içinde öncelikle Mecidiye caddesinin görsel anlamda bir bütünlük arz edecek şekilde planlanması ön plana çıkmaktadır. Söz konusu proje ile caddenin tarihi dokusunun ortaya çıkarılması  ile birlikte tüm caddenin baştan başa çağdaş mimari ile yenilenmesi, kentin aydınlık yüzünü ortaya çıkaracaktır. Ticaret merkezleri anlamında AVM’lerin tercih edilmesinin nedeni malumdur. İnsanlar araçlarını rahatlıkla park edebilmekte ve her tür ihtiyacını geniş ve rahat mekanlarda kolaylıkla karşılayabilmektedir.

Eğer Mecidiye caddesi mimari ve alt yapı anlamında bir bütünlüğe kavuşturulabilir ise, alışveriş için AVM’ler tercih edilmeyecektir. Kent merkezinde yer alan Mecidiye ve Çiftlik caddeleri kentimize gelen her ziyaretçinin mutlaka arşınladıkları mahaller olması nedeniyle önemli avantajlara sahiptirler. Diğer yandan İlkadım beldesinde özellikle son 2 yıl içinde yaklaşık 590 sokağın yenilenmesi elbette görsel anlamda önemlidir. Ancak kent merkezinde yer alan dar sokaklardaki binaların yıkılarak çok katlı binalar haline getirilmesinin akabinde oluşacak olan  geniş caddeler ve sokaklar,  ticari aktivitelerin daha rahat bir şekilde yerine getirilmesini sağlayacaktır. Sokaklarından tek aracın bile zorla geçebildiği mekanlar şehir trafiğini de olumsuz olarak etkilemektedir.

Kent merkezinin dışında yine kentimizde en eski yerleşim birimlerinden olan ve  İlkadım Belediyesi sınırları içinde yer alan Hastanebaşı  mahallesinin de  kentsel dönüşüm çerçevesinde yenilenmesi halinde, ayrı bir katma değer yaratılmış olacaktır. Belediyenin Hastanebaşı mahallesi ile ilgili projeler ürettiği ancak vatandaşların % 50’sinin onayının sağlanmasının beklendiği öğrenilmiştir.  Bu bölgede blok yapılanmaların yanı sıra 3-5 katlı ve hatta villa tarzı yapılanmalara yer verildiğinde, bölge varoş havadan kurtulacak ve kentin en pahallı mekanları haline gelecektir.

Atıkların geri dönüşümünün sağlanmasına yönelik çöp istasyonlarının oluşturulması ve yanık yağları toplamak amacı ile yürütülen kampanyaların yanı sıra, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik projelerin de gündeme getirilmesi ve uygulanması gerekir. Bu konuda belediyelerin bir bütçe ayırmasa gerekmemektedir. Çünkü çevreci fonlar özellikle temiz enerji konusunda önemli hibe krediler sağlamaktadırlar.

Belediyelerimiz asli görevleri ile ilgilenebilecek kurumsal bir yapılanma modeline kavuşturulduğunda, ve vatandaş da sorgulama mantığına ve zihniyetine sahip olduğunda, kentlerin kalkınmaması için hiçbir neden yoktur. Yeter ki siyasi gözlükler ile belediyeler iş ve işçi bulma kurumu haline dönüştürülmesin ve borçlandıklarında ise karşılığında somut projeler görülebilsin.

Çıraklık dönemini atlattığını ifade eden ve artık ustalık dönemi için bir kez daha yetki isteyen İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş’ın bugüne kadar yaptıkları ve yapamadıkları, gelecek için yapmayı taahhüt ettiği projeleri masaya yatırırken ve değerlendirilirken bence kalın camlı siyasi gözlükler yerine, şeffaf ve buğulu olmayan camlı gözlükler kullanmak uygun olacaktır.

 Bu ifademiz Büyükşehir Belediye Başkanlığına yeniden aday olan Yusuf Ziya Yılmaz, Atakum Belediye Başkan Adayı Metin Burma ve diğer tüm adaylar için de geçerlidir. Halen görevde olan veya yeniden aday olan kişilerin siyasi değil şahsi liyakatları ön plana alınmalıdır.  Çünkü bu kent yıllardır partizan zihniyetlere kurban edilmiş ve 7.sıralardan 37.sıralara gerilemiştir. Halep orada ise Samsun buradadır.

/Süleyman SALUR
06 Aralık 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder