Belediyelerin kentin ticari potansiyelinin artırılmasında
ve sağlıklı sosyo-ekonomik
yapılanmasındaki etkileri ve rolü tartışılamaz. Ancak kurumsallaşamayan bir
belediye modelinin de kesinlikle kentte katma değer yaratacağı düşünülemez. Türkiye’de
ne yazık ki belediyelerimizde kurumsallaşma adına çaba gösterilmez. Çünkü
siyasi model ön plandadır. Müdürlükler genellikle işi bilenlerden değil,
partilerin baskısı veya ahbap çavuş ilişkilerine dayalı bir sistem içinde
oluşturulur.
İstisnalar hariç belediye başkanlarının pek çoğu
halkın değil mensup olduğu partinin başkanı olarak görevlerini sürdürürler.
Ancak bu konuda eksiklik yine oy sandığına giderek bu mevkileri emanet eden
vatandaşlardadır. Çünkü vatandaşlık görevini sadece sandığa giderek oy vermek
olduğunu düşünen zihniyetler hiçbir zaman sorgulama müessesini işletmezler.
Samsun’un da ne yazık ki en önemli zaafı budur.
Samsun her dönemde iktidar partilerinin yanında
olan bir eğilim içinde olmuş, ancak bunun avantajlarından kesinlikle istifade
edememiştir. 40 yıl öncesinde bu kente iş bulmak umudu ile komşu illerden
gelenler, artık bu kentte yaşayanlar da dahil olmak üzere büyük metropollere
akın etmeye başlamışlardır. Yerel seçimlerin yaklaştığı ve adayların
açıklandığı bu dönemde beldelerimizdeki değişimlerin masaya yatırılarak
adayların sunacakları projelerin iyi analiz edilmesi gerekir. Bu konuda ilk
etapta Türkiye’nin pek çok vilayetinden daha büyük ve nüfus hacmine sahip olan
İlkadım beldesini ele alacak olur isek;
Bilindiği üzere Samsun’da ticari alanlarının yoğun olduğu bölgemiz
İlkadım Belediyesi sınırları içindedir. Bölgenin 50 yıldan bu yana çarpık
mimarisi ve dolaysıyla daracık sokakları ile, kentin gerek ticari ve gerekse
sosyal anlamda gelişmişliğine darbe vurmaktadır. İlkadım Belediyesinin geleceğe
yönelik projeleri içinde öncelikle Mecidiye caddesinin görsel anlamda bir
bütünlük arz edecek şekilde planlanması ön plana çıkmaktadır. Söz konusu proje
ile caddenin tarihi dokusunun ortaya çıkarılması ile birlikte tüm caddenin baştan başa çağdaş
mimari ile yenilenmesi, kentin aydınlık yüzünü ortaya çıkaracaktır. Ticaret
merkezleri anlamında AVM’lerin tercih edilmesinin nedeni malumdur. İnsanlar
araçlarını rahatlıkla park edebilmekte ve her tür ihtiyacını geniş ve rahat
mekanlarda kolaylıkla karşılayabilmektedir.
Eğer Mecidiye caddesi mimari ve alt yapı anlamında
bir bütünlüğe kavuşturulabilir ise, alışveriş için AVM’ler tercih
edilmeyecektir. Kent merkezinde yer alan Mecidiye ve Çiftlik caddeleri
kentimize gelen her ziyaretçinin mutlaka arşınladıkları mahaller olması
nedeniyle önemli avantajlara sahiptirler. Diğer yandan İlkadım beldesinde
özellikle son 2 yıl içinde yaklaşık 590 sokağın yenilenmesi elbette görsel
anlamda önemlidir. Ancak kent merkezinde yer alan dar sokaklardaki binaların
yıkılarak çok katlı binalar haline getirilmesinin akabinde oluşacak olan geniş caddeler ve sokaklar, ticari aktivitelerin daha rahat bir şekilde
yerine getirilmesini sağlayacaktır. Sokaklarından tek aracın bile zorla geçebildiği
mekanlar şehir trafiğini de olumsuz olarak etkilemektedir.
Kent merkezinin dışında yine kentimizde en eski
yerleşim birimlerinden olan ve İlkadım
Belediyesi sınırları içinde yer alan Hastanebaşı mahallesinin de kentsel dönüşüm çerçevesinde yenilenmesi
halinde, ayrı bir katma değer yaratılmış olacaktır. Belediyenin Hastanebaşı
mahallesi ile ilgili projeler ürettiği ancak vatandaşların % 50’sinin onayının
sağlanmasının beklendiği öğrenilmiştir.
Bu bölgede blok yapılanmaların yanı sıra 3-5 katlı ve hatta villa tarzı
yapılanmalara yer verildiğinde, bölge varoş havadan kurtulacak ve kentin en
pahallı mekanları haline gelecektir.
Atıkların geri dönüşümünün sağlanmasına yönelik çöp
istasyonlarının oluşturulması ve yanık yağları toplamak amacı ile yürütülen
kampanyaların yanı sıra, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik projelerin
de gündeme getirilmesi ve uygulanması gerekir. Bu konuda belediyelerin bir
bütçe ayırmasa gerekmemektedir. Çünkü çevreci fonlar özellikle temiz enerji
konusunda önemli hibe krediler sağlamaktadırlar.
Belediyelerimiz asli görevleri ile ilgilenebilecek
kurumsal bir yapılanma modeline kavuşturulduğunda, ve vatandaş da sorgulama
mantığına ve zihniyetine sahip olduğunda, kentlerin kalkınmaması için hiçbir
neden yoktur. Yeter ki siyasi gözlükler ile belediyeler iş ve işçi bulma kurumu
haline dönüştürülmesin ve borçlandıklarında ise karşılığında somut projeler
görülebilsin.
Çıraklık dönemini atlattığını ifade eden ve artık
ustalık dönemi için bir kez daha yetki isteyen İlkadım Belediye Başkanı
Necattin Demirtaş’ın bugüne kadar yaptıkları ve yapamadıkları, gelecek için
yapmayı taahhüt ettiği projeleri masaya yatırırken ve değerlendirilirken bence
kalın camlı siyasi gözlükler yerine, şeffaf ve buğulu olmayan camlı gözlükler
kullanmak uygun olacaktır.
Bu ifademiz
Büyükşehir Belediye Başkanlığına yeniden aday olan Yusuf Ziya Yılmaz, Atakum
Belediye Başkan Adayı Metin Burma ve diğer tüm adaylar için de geçerlidir.
Halen görevde olan veya yeniden aday olan kişilerin siyasi değil şahsi
liyakatları ön plana alınmalıdır. Çünkü
bu kent yıllardır partizan zihniyetlere kurban edilmiş ve 7.sıralardan
37.sıralara gerilemiştir. Halep orada ise Samsun buradadır.
/Süleyman
SALUR
06 Aralık 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder