Sosyal
Güvenlik Kurumu özel hastanelerden
sağlık hizmeti alacak
hastaların avuç izlerini sisteme kayıt
ettirmelerini zorunlu hale
getirdi. Bu insan ve
vatandaşlık haklarına aykırıdır. Hiç kimsenin
avuç içi izi
rızası olmadan alınamaz. Ve
hiç bir erkin
böyle bir uygulamayı
halka dayatmaya hakkı
yoktur. Zaten bu ülkenin
yoksul emekçi insanları,
sağlık hizmeti almak için vergi
veriyor, genel sağlık sigortası
primi ödüyor, randevu telefon
parası ödüyor, muayene katkı
parası ödüyor, hoca parkı
ödüyor, ilaç katkı payı
ödüyor, ilaç kalite farkı
ödüyor… Ama sisteme bu
yetmiyor. Zenginden vergi alamayan devlet,
yandaşlara sağlık hizmetlerini
pazarlatan sistem, şimdi
de yoksul halkın
özel hastanelerde avuç
izine aklını takmış
durumda.. Bu durumdan özel
sağlık kurumları da rahatsız. Kalbim ağrıyor. Önce
avuç içi izi. Onur
kırıcı..
Bu konuda
Türk Tabipleri Birliği
uzun süredir çalışıyor.
‘’Genel sağlık sigortası olan vatandaşlarımızdan
nüfus cüzdanı ile sağlık hizmeti alamadıkları, kimlik doğrulama adı altında
kişisel verilerini vermeye zorlandıkları yönünde şikayetler gelmekte, bu haksız
uygulamalara karşı nereye başvurabileceklerine ilişkin bilgi istenilmektedir. Türk
Tabipleri Birliği’nin, itirazlarına rağmen “Biyometrik Yöntemlerle Kimlik
Doğrulama Sistemi”ne maruz bırakılan vatandaşlarımıza önerileri şunlardır.
1. Sağlık kuruluşunda “Biyometrik Yöntemlerle
Kimlik Doğrulama Sistemi’ uygulanmadan sağlık hizmeti verilmemesi halinde bu
uygulamaya ilişkin yazı isteyiniz. Yazı verilmemesi halinde ekte örneği verilen
tutanağı tutunuz. Yanınızda yakınlarınız var ise onlarla birlikte ya da
hastanede bulunan ve duruma tanık olan kişilerle birlikte yoksa tek başınıza
tutanağı gerekli bilgileri ekleyerek imzalayınız.(Tutanak örneğini yarın köşemde
vereceğim)
2.Biyometrik yöntemlerle kimlik doğrulama
uygulamasını kabul etmediğiniz için sağlık hizmeti alamadıysanız ya da sağlık
hizmeti alabilmek için istemediğiniz halde söz konusu uygulamaya maruz
bırakılmışsanız temel hak ve özgürlükleriniz ihlal edildiği için bu durumu
şikayet edebilirsiniz. (Şikayet edebileceğiniz kurumların isimleri ve iletişim
bilgilerini yarın yazacağım.)
3.Temel insan hak ve özgürlüklerinizin ihlal
edilmesi nedeniyle birden fazla kuruma aynı içerikteki dilekçeniz ile başvuruda
bulunabilirsiniz. (Örnek şikayet dilekçesi yarın yazacağım.)
4.Türk Tabipleri Birliği, Sosyal Güvenlik Kurumu ve
Sağlık Bakanlığı’nın sağlık hizmeti sırasında kişisel verilerini hukuka aykırı
olarak toplaması, paylaşması uygulamalarına karşı hukuksal yollar da dahil
olmak üzere girişimlerini başlatmış ve sürdürmektedir. Bu uygulamalardan
sıkıntı çeken hastalarımızın ve yakınlarının kurumlara gönderdikleri şikayet
dilekçesi, tutanak örneklerini Birliğimize de bilgi için göndermeleri konunun
takibine katkı sağlayacaktır.
Devlet Denetleme Kurulunun, sonuç bölümü kamuoyuna
geçtiğimiz günlerde açıklanan kişisel
verilerle ilgili raporu, durumun vehametini
ortaya koymuştur(Bu raporu yarın
yazacağım). Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumunu da kapsayan
inceleme raporunda; *Kişisel veri içeren bilgilerin çeşitli ortamlarda şifrelenmeden
başkaca herhangi bir güvenlik önlemi alınmadan paylaşıldığına, *Türkiye’de pek çok kurumun bilgi
sistemlerinin gerçek anlamda sahibi olmadığı, bilgi sistemleri üzerinde en üst
kontrol yetkisinin özel firma personelinde olduğunu, firmaların, adeta sistemin
sahibi gibi hareket edebildiklerine ve herhangi bir sorgu kaydı olmaksızın
sistemden veri çekebildiklerine, *Kişisel verilerin hangi ilkeler kapsamında
toplanacağı, ne şekilde korunacağı, kimlerle ve ne şekilde paylaşılabileceği,
nasıl silineceği, kişilerin Anayasa ile getirilen haklarını kullanabilmeleri
için kurumların ne tür önlemler alması gerektiği gibi pek çok hususa yer
verilmediğine , *Kişisel verileri toplarken alınması gereken açık rızanın kişinin özgürce, konuyla ilgili yeterli bilgiye
sahip olarak, tereddüde mahal bırakmayacak açıklıkta ve sadece işlemin
yapılmasına yetecek ve işlemle sınırlı olarak verdiği onay beyanı olarak
tanımlanması gerektiğini ancak böyle bir tanım olmadığına değinilmiştir.
Bir kez daha biyometrik verilerini paylaşmak
istemeyen kişinin sağlık hizmetine erişiminin engellenmesinin hukuk dışı
olduğunu, “nüfus cüzdanı, pasaport, evlilik cüzdanı, sürücü belgesi veya Kurum
tarafından verilen resimli sağlık kartı” olarak sayılan belgelerden biriyle
kimliğini kanıtlayan kişilerin sağlık hizmeti alabileceğini belirtiyoruz. Sosyal
Güvenlik Kurumu ve Özel Hastaneler, hastaların açıklıkla bilgilendirilmiş
rızasını almamakta, rızası olmayanlara sağlık hizmeti vermeyerek onları
zorlamakta, kişilik haklarını çiğnemektedirler. Dahası kişilerden toplanan bu
verilerin ne olduğunu kişiler denetleyememekte, veriler korunmamakta, kötü
niyetli kişilerin ulaşmaması için gerekli önlemlerin de alınmadığı
anlaşılmaktadır.
Ülkemizde kişisel verilerin toplanması ve
korunmasına ilişkin temel hakları
güvence altına alan ve demokratik toplum esaslarına uygun bir kişisel verilerin
korunması kanunu yokken şimdi de avuç içlerinin, damar izlerinin toplanması
uygun değildir. Vazgeçilmelidir.
/Cem ŞAHAN
18 Aralık 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder