16 Aralık 2013 Pazartesi

İradesi Olmayan Kentten Başarı Beklenemez..

Başlığa açıklık getirmek için köşe yazarı Vahap Munyar’ın, geçen hafta Pazartesi günü Hürriyet Gazetesinde ki köşesine aldığı bir yatırım öyküsünden alıntıları sizlerle paylaşmak istiyorum..  “FG Tekstil’in kurucusu Fuat Gözaçan, geçen yıl yenilenen teşvikleri inceledi, ekibine talimat verdi: 6’ncı bölge kapsamındaki illerden birine yatırım yapmak istiyorum. Ekibi 6’ncı bölgede en çok yatırım çeken illeri sıraladı. Gözaçan, haritada parmağını Doğu’daki en uzak illerden birine koydu:

- Iğdır’a gidiyoruz.
FG Group geçen yıl haziran ayında 2 milyon Euro’ya denim ( Spor, iş ve kışlık giyim eşyalarında kullanılan kalın bir kumaş türü.) hazır giyim fabrikasını kurdu. 220’ye ulaşan çalışanlarının yüzde 58’inin çoğu kadınlardan oluştu. Personelin yüzde 7’si de, tersine göçle Iğdır’a geri döndü. Iğdır’da üretime kısa sürede ısınan Fuat Gözaçan, bir yandan, “2017’ de buradaki cirom 100 milyon Euro’ya çıkmalı” hedefini koydu, diğer taraftan kentteki 6 işletmeyle dernek kurdu:

- Güvenilir, Sürdürülebilir ve Çevreci Üretim Derneği (GÜÇDER).
GÜÇDER Başkanı olarak Iğdır, Ağrı, Kars ve Ardahan illerini kapsayan Serhat Kalkınma Ajansı’na (SERKA) gitti: - Bu 4 ili insana ve çevreye saygılı tekstil-hazır giyim üssü haline getirebiliriz.
SERKA’nın Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüten Kars Valisi Eyüp Tepe, Gözaçan’ın çabalarından memnuniyet duydu. SERKA’nın Koordinatörü Burak Aydoğdu, Gözaçan’la birlikte kolları sıvadı. Dünya denim piyasasının önemli merkezi Amsterdam’ın belediyesinden o pazara girişte destek sözü alındı:
- Ardahan örme, Ağrı penye ve triko, Iğdır denim, Kars non-denim üretim merkezi olabilir. 4 bin 500 kişiye istihdam yaratılabilir.
Tiflis demiryolunun yapımının sürdüğünü anımsattı:
- Bu demiryolu, bölge ile ülkemizi Orta Asya ve Çin’e bağlayacak. İhracat için önemli bir yol daha devreye girecek.”
  
Bu sözler size ne anlatıyor bilemem ama bana çok şey söylüyor. Bu yazıyı paylaşmamın nedeni de, hemen her fırsatta gündeme taşımayı sürdürdüğüm “Samsun’un tüm Karadeniz Bölgesi’nde teşvik yasası kapsamına alınmayan tek il oluşunun yarattığı sorunlara” Bir kez daha dikkat çekmek içindir.    Iğdır neresidir?  Iğdır hava şartlarından, coğrafi durumuna ve Türkiye’nin en uç köşesinde olmasına kadar bir dolu olumsuz şartlara sahip bir ilimizdir. Buna rağmen, Türkiye’nin çok önemli sanayi ve ticari işletmelerine sahip bir işadamı nasıl olurda, riske girip Iğdır’a yatırım kararı alır?
   
İşte, yukarıda alıntı yaptığım köşe yazısında sorunun cevabı net bir şekilde verilmektedir. Yazıda da görüleceği gibi, bir işadamı yeni bir yatırım için ekibine yer seçimi ile ilgili talimat verirken, ön şart olarak Teşvik olanaklarından yararlanan il olmasını istemektedir. Bunun anlamı, teşvik olanakları bulunmayan illerin yatırım almasının hiçbir şansı yoktur. Bu yatırma benzer bir yatırım hikâyesini de, 10. 11. 2013 tarihli Hedef Halk Gazetesi’nde “Samsun’un Örnek Alması Gereken Girişim” Başlığı altında yayınlanan köşe yazımda, Kale Seramik’in girişimci Erzurumlu bir işadamının çabası ve Erzurum’un teşvik avantajına sahip olması nedeniyle Erzurum’a büyük bir yatırım yaptığını anlatmıştım.

Teşvik konusunda, Samsun’a yapılan büyük haksızlığa her platforma isyan ediyor ve gündeme taşımayı sürdürüyorum. Önce ki hafta T. İş Bankası tarafından Samsun’da ikincisi yapılan, “ İŞLE BULUŞMALAR SAMSUN TOPLANTISI’NIN” Son bölümünde ki “Yorum ve soru” kısmında ve yine geçtiğimiz hafta, AKS TV’ de ki canlı yayınlanan bir programa katıldığımda da söz konusu etmiştim.

Hemen her fırsatta bu konuyu gündeme taşımamdan sıkıldığını anladığım bazı dostlarım, “Sanayi bölgelerin de bir metrekare arsan yok. Yatırım yapmaya çalışan bir sanayici de değilsin. İyi bir işin var. O halde ikide bir bu konuyu neden kaynatıyorsun? Derdin ne?” Diye soruyorlar.

Önce bana sorulan sorulara açıklık getirerek, bu soruya takılan tüm dostlarımı aydınlayım;
•Teşvik Yasası kapsamını genişleten yasa tasarısı 2004’de gündeme geldiğin de, SAM-SEV Başkanı olarak seksen sivil toplum kuruluşu ile ortak platform oluşturmuş ve Samsun’un bu yasa kapsamı dışına itilmesine karşı çıkarak çok önemli çalışmalar yapmıştık.
•Milletvekillerimizin verdikleri sözün arkasında durmamasını, yerel yöneticilerimizin bu kentin ortak çıkarlarına sahip çıkmamasını bir Samsun insanı olarak içime sindiremiyorum.
•Çevrem de işsiz dolaşan, kapı- kapı yalvararak iş arayan lise ve üniversite mezunu işsizler içimi sızlatıyor.
•İş bulamadıkları için başka kentlerde çalışmak zorunda kalarak Samsun’a dönemeyen üniversite mezunu gençlerimiz nedeniyle, Samsun’un genç kuşağını sürekli kaybetmesi ile emekli ve işsizler kenti haline dönüşmesinden Samsun adına kaygılanıyorum.
•“Kentte yaşayan insanların bazı sorumluluklar yüklenmesi gerektiği “ Şeklinde açıklanan, “ Kentlilik Bilincine” sahip bir Samsunlu olarak, Samsun’a karşı sorumluluklarımı yerine getirmeye çalışıyorum.
 Bu nedenler yeterli olur mu? Bilmiyorum.
      Şimdi ben de tüm Samsunlulara soruyorum.
•Her türlü haksızlığı kabullenerek ve suskun kalarak nereye varacağız?
•Samsunlular olarak 1950’ den beri hep iktidar olan partilere en yüksek oranda milletvekili vererek kent çıkarları adına siyasetin istediği doğruları yaptığını sanan bir il değil miyiz?
•İktidarlardan yana tavır koyduğumuz halde, hangi iktidar dönemin de iktidarlardan yeterince destek gördük?
•Bu gün iktidarda olan hükümetin Başbakanı olarak Sayın Tayyip Erdoğan’ın, hemen her gün onlarca tesis açtığı ve İstanbul’da ki büyük işadamlarını yatırım yapması için yönlendirdiği illerden birisi neden değiliz?
•Bizim milletvekillerimizin Sayın Başbakan’a ve Hükümete hiçbir etkisi neden olamıyor?
•Cumhurbaşkanımızın kendi ili Kayseri’ye taşıdığı işadamları ile sürekli yeni yatırımlar yaptırmasını görmüyor musunuz?
•Önemli bir işadamını Samsun’a yatırım için özendiren bir işadamımız veya meslek kuruluşumuz var mı?
•Samsunspor’un parasızlık ve yönetici bulamamaktan düştüğü perişanlık sizleri üzmüyor mu?
•Yıllardır Samsun’da kazanıp yatırımlarını İstanbul veya diğer büyük kentlere taşıyan önemli iş adamlarımızın Samsun’dan kaçışı ve ara sıra da olsa, Samsun’u hatırlayıp kendi kentlerine yatırım yapmaması sizi rahatsız etmiyor mu?
•Samsun, Teşvik Yasası ve Cazibeli Kentler dışında bırakılırken, Samsunspor haksızlıklara uğrarken, çok sayıda Bölge müdürlüğü Samsun’dan kopartılırken, istihdam yaratan sanayi kuruluşları yerine hiçbir kentin kabul etmediği kirli yatırımlar Türkiye’nin en verimli tarım alanlarına yapılırken, “NEDEN?” sorusunu kendinize sordunuz mu? 
•Üniversite ve diğer seçme sınavların da Türkiye sıralamasın da otuzuncu sıralara, gelişmiş iller sıralamasın da ilk altıdan otuz altıncı sıraya düşerken, sessiz kalan milletvekillerimizin ve kent yöneticilerimizin tavrı, sizleri “NEDEN?” Diye düşündürmüyor mu?
 
İşte, bu soruların hepsinin cevabı, yukarıda alıntılar yaptığım yazıda gizlidir. Kısacası tüm bu olumsuzlukların nedeni, bu kentin tam anlamıyla sahipsiz oluşundandır. Samsun’un “SAHİPSİZ BIRAKILMASININ” nedenini de,  “SAMSUN’UN BİR KENT İRADESİNE” Sahip olmamasın da aramamız gerektiğine inanıyorum..
  
“KENT İRADESİ” ise, bir kentin tüm sorunlarını sahiplenen, herhangi bir kurumu haksızlığa uğradığında tüm milletvekillerinin, kent yöneticilerinin, başta Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı olmak üzere tüm sivil toplum kuruluşları ile kentinin çıkarları doğrultusunda ortak tavır sergileyecek bir söylem ve eylem birliğine sahip olmasıdır.

Lütfen söyleyiniz. Bunlar Samsun’da var mı? Bu yapıya ve sorgulama anlayışına sahip miyiz? Üzülerek söylemek isterim ki, bu soruları vicdanlarımızı rahatlatacak şekilde cevaplayamadığımız ve gereğini yapmadığımız sürece, Samsun’un yarınlarının bugünden daha iyi olmasını beklememeliyiz. Lütfen! Kendimizi sorgulayalım ve cevaplarını araştıralım diyerek, güzel bir hafta diliyorum.

/Sadi SUBAŞI
16 Aralık 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder