Belirli amaçla insanları bir araya toplayan
mekanlardan birisi de camilerdir. Camilerde toplanmanın amacı diğer mekanlara
göre farklıdır. Cami “Allah’ın Evi” diye Kur’an’da tarif edilen bir mekandır.
Camide toplanmanın amacı Allah’a kulluktur.
Camiler dini ve milli kültürümüzden ayrı
düşünülemeyen değerlerimizdendir. Çok fonksiyon icra etmeleri bakımından da
camiler farklı öneme sahip müesseselerin başında gelmektedir.Camiler aynı
zamanda halk üniversitesi sayılır. Müminlere her türlü iyilik esas ve
usullerinin anlatıldığı camilerde insan sevgisi, vatan ve bayrak aşkı, Kur’an
ve ezanla ilişkiler, sosyal hadiseler ve toplumsal konular da camilerde ifade
edilen hususlardandır. Camilere her pozisyonda ve her kademede insan katılır,
cemaat olur. Zenginle fakir, genç ile yaşlı, kadınla erkek arasında camiden
istifade etme hakkı bakımından fark yoktur.
Camiler, konumları, minareleri ve müştemilatı ile
birlikte bulunduğu bölgenin ve ülkenin Müslüman olduğunun tescilidir, mührüdür.
Sevincimizi ve kederimizi, birlik ve beraberliğimizi, merhamet ve
yardımlarımızı kazandığımız ve paylaştığımız yerdir camiler. Kur’ani
hakikatleri, Peygamberi hayat tarzını ve iyi mümin olmanın yollarını camilerden
öğreniriz öncelikle.
Camilerin inşası, imarı ve korunması Müslümanların
asli görevlerindendir. Tövbe suresi 18.
Ayette, Yüce Allah; “Allah’ın mescitlerini, ancak, Allah’a ve ahiret gününe
inanan, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan
kimseler imar eder” buyurmaktadır. Camilere ve cami hizmetlerine karşı
tasarrufta bulunan, tavır geliştiren kimselerin hanesinden bereket kalkar,
geleceğinde rahmet bulamaz, zelil ve rezil olmak onun kazancı olur. Kur’an-ı
Kerimde Bakara suresi 114. Ayette, “Allah’ın mescitlerinde onun adının
anılmasını yasak eden ve onların yıkılması için çalışandan daha zalim kim
vardır. Böyleleri oralara(camilere) korka korka girebilmelidirler. Bunlar için
dünyada rezillik, ahirette de büyük azap vardır” buyurulmaktadır.
Mescitler ve camiler Allah’ın evleridir. Allah için
ve Allah adına ev yapmanın ne kadar karşılığı olduğunu beşer olan biz
yaratılanlar takdir edemeyiz. Allah’ın elçisi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) bir
hadis-i şerifte; “Kim Allah rızasını talep ederek bir mescid inşa ederse, Allah
ona Cennette bir ev inşa eder” buyurmuştur.
Mescitler ne için inşa edilmişse o amaçla
kullanılırlar. Eskimiş ve yıkılması gereken bir caminin yerine ya yenisi
yapılır veya o yer cami hizmetleri için
kullanılır, ya da yerinden elde edilecek gelir camiye harcanır. Her şartta
camilerin kendileri de yerleri de yapıldığı hizmetler için kullanılmak
durumundadır.
Camiler emin yerlerdir. Hz. İbrahim eşi Hacer
annemizi ve oğlu İsmaili hiçbir canlı olmamasına rağmen hiçbir endişe duymadan
Mescid-i Harım’ın yanına bırakmıştır. Bu gün de insanların rahatladığı, ruhsal
sıkıntılarının tedavi olduğu, içine girdiklerinde mutlu oldukları, havasını
teneffüs ettiklerinde huzur buldukları mekanlardır camiler.
Camiler, cemiyet hayatının oluşmasında, oluşan
cemiyetin devamının sağlanmasında, insanların birbirlerini tanımasında ve
yardımlaşmasında mihenk noktasıdır. Cami merkezli yaşam süren bir toplumun
birbirinden şikayetçi olacağı hiçbir olay söz konusu olmaz. Öyleyse, camileri
asli fonksiyonlarına uygun olarak değerlendirip kullanalım.
/Sami KESMEN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder