31 Aralık 2013 Salı

Camilerin Sosyal Hayattaki Önemi

Belirli amaçla insanları bir araya toplayan mekanlardan birisi de camilerdir. Camilerde toplanmanın amacı diğer mekanlara göre farklıdır. Cami “Allah’ın Evi” diye Kur’an’da tarif edilen bir mekandır. Camide toplanmanın amacı Allah’a kulluktur.

Camiler dini ve milli kültürümüzden ayrı düşünülemeyen değerlerimizdendir. Çok fonksiyon icra etmeleri bakımından da camiler farklı öneme sahip müesseselerin başında gelmektedir.Camiler aynı zamanda halk üniversitesi sayılır. Müminlere her türlü iyilik esas ve usullerinin anlatıldığı camilerde insan sevgisi, vatan ve bayrak aşkı, Kur’an ve ezanla ilişkiler, sosyal hadiseler ve toplumsal konular da camilerde ifade edilen hususlardandır. Camilere her pozisyonda ve her kademede insan katılır, cemaat olur. Zenginle fakir, genç ile yaşlı, kadınla erkek arasında camiden istifade etme hakkı bakımından fark yoktur.

Camiler, konumları, minareleri ve müştemilatı ile birlikte bulunduğu bölgenin ve ülkenin Müslüman olduğunun tescilidir, mührüdür. Sevincimizi ve kederimizi, birlik ve beraberliğimizi, merhamet ve yardımlarımızı kazandığımız ve paylaştığımız yerdir camiler. Kur’ani hakikatleri, Peygamberi hayat tarzını ve iyi mümin olmanın yollarını camilerden öğreniriz öncelikle.

Camilerin inşası, imarı ve korunması Müslümanların asli görevlerindendir.  Tövbe suresi 18. Ayette, Yüce Allah; “Allah’ın mescitlerini, ancak, Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder” buyurmaktadır. Camilere ve cami hizmetlerine karşı tasarrufta bulunan, tavır geliştiren kimselerin hanesinden bereket kalkar, geleceğinde rahmet bulamaz, zelil ve rezil olmak onun kazancı olur. Kur’an-ı Kerimde Bakara suresi 114. Ayette, “Allah’ın mescitlerinde onun adının anılmasını yasak eden ve onların yıkılması için çalışandan daha zalim kim vardır. Böyleleri oralara(camilere) korka korka girebilmelidirler. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük azap vardır” buyurulmaktadır.

Mescitler ve camiler Allah’ın evleridir. Allah için ve Allah adına ev yapmanın ne kadar karşılığı olduğunu beşer olan biz yaratılanlar takdir edemeyiz. Allah’ın elçisi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) bir hadis-i şerifte; “Kim Allah rızasını talep ederek bir mescid inşa ederse, Allah ona Cennette bir ev inşa eder” buyurmuştur.

Mescitler ne için inşa edilmişse o amaçla kullanılırlar. Eskimiş ve yıkılması gereken bir caminin yerine ya yenisi yapılır veya  o yer cami hizmetleri için kullanılır, ya da yerinden elde edilecek gelir camiye harcanır. Her şartta camilerin kendileri de yerleri de yapıldığı hizmetler için kullanılmak durumundadır.

Camiler emin yerlerdir. Hz. İbrahim eşi Hacer annemizi ve oğlu İsmaili hiçbir canlı olmamasına rağmen hiçbir endişe duymadan Mescid-i Harım’ın yanına bırakmıştır. Bu gün de insanların rahatladığı, ruhsal sıkıntılarının tedavi olduğu, içine girdiklerinde mutlu oldukları, havasını teneffüs ettiklerinde huzur buldukları mekanlardır camiler.

Camiler, cemiyet hayatının oluşmasında, oluşan cemiyetin devamının sağlanmasında, insanların birbirlerini tanımasında ve yardımlaşmasında mihenk noktasıdır. Cami merkezli yaşam süren bir toplumun birbirinden şikayetçi olacağı hiçbir olay söz konusu olmaz. Öyleyse, camileri asli fonksiyonlarına uygun olarak değerlendirip kullanalım.
/Sami KESMEN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder