STSO seçimleri ile başlayan değişim hareketinin Borsa’ya da yansıması ve burada da yeni bir yönetimin göreve gelmesi ile şehir ekonomisinin enstrümanlarını teşkil eden bu kuruluşların asli görevlerine sadık kaldıkları taktirde, kentin üzerine serpilen ölü toprağını kaldırabilecek düzeylere erişebilecektir. Önemli olan zihniyetlerin değişmesidir. Kentin yüzlerce kez dile getirilen sorunları ortadadır. Bu sorunları yaratanlar elbette ilk etapta bir türlü tesis edilemeyen siyasi ororite ve bilahare de, yöneticilerin aczi ve beceriksizliğidir. Nitekim bugünkü Samsun profilindeki tüm ekonomik veriler Türkiye ortalamalarının da altında seyretmektedir.
Bu arada ertelenen Samsunspor kongresinde, Samsunspor adına kaynak yaratılamamaktan ötürü, kulübün gayri resmi iflas masasında olduğu Fuat Köktaş tarafından açıkça tüm Samsun’a deklare edilmiş ve Vali Hasan Basri Güzeloğlu ise şehrin mülki amiri olması sıfatıyla yapmış olduğu konuşmada 1.000 TL.lik şahsi bağışla bir yerlere mesaj vermek istemiştir. Güzeloğlu’nun kürsüdeki konuşmasını dinlerken, atıl bir halde mezbeliliğe dönen Büyük Samsun Oteli’nin Samsunspor’a verilmesi ile önemli bir gelire kavuşulabileceği düşüncesinin oluşmuş ve konu bizzat Güzeloğlu’nun kürsüdeki konuşmasının akabinde tarafımca kendisine iletilmiştir.
Bu fikrim pek çok aklıselim Samsunlu tarafından olumlu karşılanmış ancak bazı dostlarımca da tenkit edilmiştir. Üstelik basında duayen olarak gördüğüm ve saygı duyduğum bazı kişiler ise, “bilip bilmediğin yere atıyorsun, otel konusunda Kurumahmutoğlu grubu mahkemeyi kazandı. Hiç kimse oteli alamaz” gibi ifadeler ile konu hakkında yeterli bilgi sahibi olmadıklarını ortaya koymuşlardır.
Bu köşemde sık sık gazeteci olmadığımı, sadece köşe yazarı olduğumu, ancak sıfır sermaye ile geldiğim kurtlar sofrasındaki İstanbul’da 20 yıldır ayakta kalmayı becerebilen, Özellikle finans piyasalarındaki ehliyetim nedeniyle İMKB’de ki işlemler ile bir Samsun’lu olarak Ekonomi dergilerinde kapak olabilecek seviyelere kadar gelebilen bir kişi olarak, ticari konulara hakim olduğumu düşünmekteyim. Ancak bu arada özellikle çalıştıkları gazetelerde köşe yazarlığı yapan arkadaşlarımızın, şehrin sorunlarına tek pencereden değil, pek çok pencereden bakmaları ve araştırma yapmadan bir konu hakkında kesin fikir beyan etmemeleri gerektiğini düşünmekteyim. Mesleği gazeteci olan arkadaşlarımıza da akıl vermek gibi bir ukalalık sergilemek niyetinde değilim.
Kongrede, Vali Hasan Basri Güzeloğlu’na otelin Samsunspor’a kazandırılması konusundaki talebim üzerine, bir gün sonra Kurumahmutoğlu grubuna ait yerel gazete sür manşetten ilgili mahkeme kararlarını açıklayarak”Yargıda Son Nokta” başlığı altında tahliye davasında son noktaya gelindiği belirtilerek kamuoyu yaratmaya çalışılmış ve tıpkı beni olayı araştırmadan ve yüzeysel takip ederek tenkit eden yakın dostlarım gibi, hiç kimsenin otel üzerinde bir tasarrufu bulunamayacağı konusunda bir hava yaratmaya çalışmışlardır. Ancak bunun üzerine İl Özel İdaresi tarafından da kamuoyuna bir açıklama yapılmış kazanılan veya kaybedilen bir hakkın olmadığı, mahkemelerin henüz yeni başladığını , otelin satışı için hukuken hiç bir engel bulunmadığı bu nedenle 5 yıldızlı bir otelden yoksun olan Samsun’un daha fazla bu olumsuzluktan etkilenmemesi için otelin satış kararırının alındığı ifade edilmiştir.
Oteli işleten grubun haklı olup olmadığı konusunda karar verecek mercii’ ler elbette mahkemelerdir. Grubun oteli devraldığı andan itibaren yapmış olduğu masrafları talep etmesi kadar doğal bir olay olamaz. Hiç kimse uzun vadede kar elde edemeyeceği bir proje için yatırımda bulunmaz. Olayın teknik boyutu, borç alacak durumu sadece Kurumahmutoğlu grubu ile İl Özel İdaresi’ni ilgilendirir. Kanun ise bir şekilde haklıyı haksızı ortaya çıkaracaktır. Ancak adaletin gecikmesi ile mağdur olan bir kent vardır. Olay ne İl Özel İdaresi’nin ne de kiralayanın olayıdır. Bu kent istihdam alanlarının darlığı nedeniyle inim inim inlerken, böylesine kıymetli bir milli varlığın çürümesine göz yumamaz. Bu nasıl adalet mekanizmasıdır ki, bir dava 9 yıl sürer ve karar alınamaz. Bu nasıl idareciliktir ki; milli servetin devlet eli ile çürümesine seyirci kalınır
Otel ile ilgili hukuk sürecinin, Türkiye şartlarında uzun sürmemesi beklenemez. Bu aşamada İl Özel İdaresi’nin ifade ettiği gibi; otelin satışı konusunda hukuki bir engel bulunmamasına rağmen, otel satılabilir mi? Bana göre satılamaz. Bir önceki dönemde 41 milyon bedelle satışa sunulan otele hiç bir alıcı talip olmamış ve bu nedenle satış iptal edilmiştir. Nedeni ise, en önemli sorun olan Kıyı Kenar Kanunu’dur.
Kıyı Kenar Kanunun’da bir esneklik sağlanamadığında, oteli satın alacak yatırımcılar hiç bir şekilde otele tek çivi dahi çakamayacaklardır. Otelin işletmeye açıldığı günden bu yana yapılan tadilat ve ilavelerin ise tamamı kaçak yapılanmadır. Allah göstermesin bu birimlerdeki herhangi bir yangın veya benzeri bir afette sorumlu olacak olanlar birinci derecede buralara işletme ruhsatı verenler olacaktır.
KURAŞ grubu, ilk kiralamanın gerçekleştirildiği 1998 yılından bu yana, otelin 2 yıldızlı bir konumdan 5 yıldızlı bir konuma getirilme aşamasına kadar, 17 milyon TL.lik bir harcama yaptığını beyan etmiştir. Üstelik yapılan bu harcamalar tamamen iç mefruşat, ve bazı bölümlerin ilavesi için ve işletme giderleri için yapılmıştır. Bir önceki rakamlara göre ihale edildiğini varsaydığımızda, oteli 40 milyon TL. Veya daha aşağı bedel ile satın alan yatırımcı, bu bedelin belki tamamına yakınını da, yine iç mefruşat veya yeni düzenlemeler için harcamak zorundadır. Çünkü otel şu anda tamamen virane ve harap bir şekildedir.
Yatırımcıya gerekli yeni düzenlemeler ile mefruşat vesaire gibi harcamalar ile birlikte düşük marjlar ile 50 milyon TL. nin üzerinde veya biraz altında maliyetlere mal olduğunda; 200 yataklı bir otel yaz kış ortalama % yetmiş kapasite ile bile çalıştığında aylık gelir yatak bazında yıllık (beher yatak 100 dolar) 5.000.000 dolar ve restoran, düğün, balo ve diğer gelirler ile birlikte yaklaşık yılda 7.500.000 dolar seviyelerinde bir ciro yapabilir. Yarı yarıya masraflar düşüldüğünde bu rakam yaklaşık 3.500.000 dolara tekabül eder. Minimum yatırımların 10 yılda amorti edileceği düşünüldüğünde, otelin bir önceki ihale bedeli rakamları ışığında satışının pek rantabl olamayacağı ortadadır.
Kıyı Kenar Kanunu’nda gerekli yeni düzenleme yapılamadığında, böylesine bir gözü kara yatırımcı profilini bulmak güçtür. Kıyı Kenar Kanunu ihlal edilerek bu sınırlarda yer alan gerek kamu kurumları ve gerekse diğer yapılanmaların yıkılamayacağı da göz önüne alınacak olur ise; otelin satışı için gerekli en önemli engel olan söz konusu kanunun revize edilmesi gerçeği açıkça ortaya çıkmaktadır. Muhammen bedelin güncellenerek yeniden satış ihalesinin yapılmasında, yatırımcılar kesinlikle söz konusu kanun hakkında bilgilendirilmeli ve yapılabilecekler, yapılamayacaklar net bir şekilde ihale şartnamesinde belirtilmelidir.
Söz konusu sahanın mevcut şartlar çerçevesinde otel olarak bir alıcısı çıkmaması durumunda, belki yine şehrin ekonomik performansını artırabilecek bir başka proje şeklinde de değerlendirilmesi mümkün olabilir. Bu konuda başta mesleki oda ve kurumların da görüşleri alınarak, farklı bir bakış açısı getirilebilir. Ancak Samsun’daki otel ihtiyacı da gözetilerek, gerek konum ve gerekse manzara bakımından olağanüstü bir görselliğe sahip bu mekanın yine otel olarak hizmet vermesi daha uygun olacaktır. Satış rakamlarının seyrine göre belki bir talip bulunmayabilir.
Ancak Samsunsporumuzun da içinde bulunduğu durum gözetilerek, otel yeniden kiralanma metodu ile Samsunspor’un hizmetine sunulabilir. Çünkü bu kulübün gelir getirebilecek bir simitçi büfesi dahi bulunmamaktadır. İhale aşamasında ise yine elbette mevzuatlar çerçevesinde hukuki kurallar gözetilmelidir. Eğer Samsunspor’a kiraya verilmesi gündeme getirilir ise, hiç bir Samsun’lu bu ihaleye iştirak etmeyecektir. Samsun dışından ihaleye iştirak edecek olanlar ise bir şekilde ikna edilebilir. Çünkü sonuçta ortaya çıkacak durumdan istifade edecek olanlar Atatürk gençliği ve dolaysiyle 19 Mayıs şehrinde yaşayanlar olacaktır. Otelin İşletilmesi ise sorun olmayacaktır. Çünkü uzun dönemler kulübün yönetiminde de birlikte görev yaptığımız ve Samsunsporu çok sevdiğine inandığımız sevgili Mustafa Kurumahmutoğlu ve ekibi deneyim ve tecrübeleri ile canı gönülden bu görevi profesyonel olarak seve seve yerine getirecektir diye düşünmekteyiz.
/Süleyman SALUR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder