13 Ocak 2014 Pazartesi

Bölük Pörçük Düşünceler


Birkaç gün önce tesadüfen karşılaştığım Tekkeköy’ün çiçeği burnundaki Belediye Başkanı Hayati Tekin’e biraz da düşüncelerinin ve de moralinin nasıl olduğunu anlamak için “Başkan nasıl gidiyor” diyerek takıldım. “Çok borç var ama mühim değil hallederiz, işlerimizi de programımızı da yürütürüz” dedi. Oldukça cesaretli buldum Hayati Tekin’i. Samsunun ilçelerine yeni katılmış, kent merkezinin hemen yanı başında, her türlü yapılaşmanın merkezden kolaylıkla takip edildiği, bir belde belediye başkanının bu moral ve işine hakim olma motivasyonu, hatta rahat tavrı çok manalı ve pozitif geldi bana.

Mahalli seçimler öncesinde, hem TEKKEKÖY’ü hem de ATAKUM’u bir yazıma konu ederek bu iki beldenin yerleşme ve kentleşme süreçlerinin çok önemli olduğunu, buralardaki yerleşimlerin birinde Sanayileşme, diğerinde ise Turizm programının mevcudiyetinin var olduğundan söz etmiştim. Yerel idarecilerinin de birinci önceliklerinin bunlar olacağını, her türlü planlama refleksinde buna dikkat ederek hareket edeceklerini yazmış ve konu başlıklarının altını çizmiştim. Şimdi de çok tabiidir ki bu bölgelerdeki gelişme süreçlerini dikkatle takip ediyorum ve kamuoyu da takip ediyor. Zira her iki beldenin seçmeni kendilerini birer MİMAR Başkana emanet ettiklerini biliyorlar. En az benim kadar kendi bölgelerinin yaşam standartlarının, diğer kent bölgelerinden ayrıcalığı olması gerektiğini düşünüyorlar. Aslında Atakum yaşayanı olarak bunu ben de düşünüyor ve takip ediyorum. Ama bu arada Sayın METİN BURMA’NIN beyanatlarını okuyor, dinliyor, devamlı borçtan şikâyetçi halini de hiç anlayamıyorum. Başkanın, bu şehrin muhtelif bölgelerinde yıllarca yaşamış, yolunu asfaltını çiğnemiş, çok farklı dönemlerde çok farklı yapıdaki belediye başkanlarının idaresini görmüş, farklı kulvarlarda idarecilik yapmış, kent mücadelesinde bulunmuş bir kişi olarak bu şikâyetleri en az seviyeye indirmesi, hatta hiç yapmaması gerekiyor. Mücadele ve başarı standardını belirli endekslemelere bağlamak bana çok doğru gelmiyor. Ki önceki sürecin takibini bir Belediye Başkanı olarak herkesten farklı gözlemlediğini, takip ettiğini, çalışma parametrelerini sıkı sıkıya izlediğini düşünüyorum sevgili Metin Burma’nın. Tabiidir ki önümüzdeki dönem başarılarının anahtarı maddiyatla çok ilintilidir ama bu anki durum bir sürpriz olmamalıydı. Enkaz devraldık edebiyatı artık geçmişlerde kalmıştır.

Sivil Toplum Örgütlerinin bazıları ile Büyükşehir Belediyesi arasında bir sürtüşmedir bir gürültüdür gidiyor. Zannediyorum ki her iki gurupta Kentin ve Kentlinin menfaatleri doğrultusunda veriyorlar mücadelelerini. Ama konuşulan lisan pek anlaşılır gibi değil. Kimse kimsenin dilinden anlamıyor ve sürtüşme uzayıp gidiyor. Aslında yapılacak olan program ve karşı duruş gösterilmesi gereken konu, son derece bariz ve açık. Diyalog ve yaklaşımın dozunu tespit eden olmadığı gibi, olumluluğu ve itidali tavsiye eden de yok. Bazı yerel medya mensupları iyi niyetle çözüme yönelik bazı alternatifleri mırıldansalar bile hiç dikkate alınmıyorlar. Sanki SAMSUN ve SAMSUNLU en iyisini ben bilirim kavgasını seyrediyor. Kente Damga vurmak adına kolayı seçmek kolaycılığa kaçmak bulanık suda balık avlamakla olmayacağına göre, konu planlama ölçeğinde masaya yatırılarak ya bir çalıştay yapılmalı veya bu konudaki akil insanlar kurulu oluşturulmalıdır. Aklın yolunu tarifleyen bir yöntem mutlaka netice verecektir.  Kimsenin hamasi beyanatlar vererek benim doğrum en doğru, benim odunum en kurudur demesinin manası olamadığına göre hakkı da yoktur. Çünkü bu konudaki keskin doğrular tartışmalı ve kişilere göre değişkendir. Her iki kurumdaki, görülen ve bilinen en bilge karakterler(!) önce huzuru, sonra da huzuru hedef alırlarsa çözüm mutlaka peşinden gelecektir.

Sükûnetle iyi haftalar.

/Sacit ACAR
24.06.2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder