Son 10 yıldır Samsun inanılmaz bir hızla değişiyor,
gelişiyor ve güzelleşiyor… Bazıları sadece muhalefet etmek çabasıyla ya da
duygularından arınamadıkları için inkar etmeye çalışsa da, karalamaya çalışsa
da gerçek değişmiyor… Samsun, ülkenin en yaşanabilir şehirlerinden biri olma
yolunda koşar adım yürüyor… 2011 yılında İngiltere'de Oxford Liderler
Zirvesi'nde Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz'a dolayısı ile Samsun'
a son 10 yılda Avrupa'da en hızlı gelişen şehir olması nedeniyle verilen
"Birleşik Avrupa Ödülü" de bunun bir göstergesi olsa gerek… Ki bu
ödül 1935 yılından beri kentsel anlamda sadece Barcelona ve Samsun'a
verilmiştir.. Peki şehir böylesine bir hızla gelişirken biz kent yaşayanları
aynı hızla gelişiyor muyuz? Bana göre bunun cevabı kesinlikle "HAYIR" HAYIR, çünkü;
* Hala yerlere tükürüyoruz…
* Çünkü, hala canımızın istediği gibi, başkalarının
haklarını gasp ederek araçlarımızı
gelişigüzel park ediyoruz..
* Çünkü, hala yediğimiz kabuklu yemişlerin
kabuklarını yerlere atıyoruz..
* Çünkü, hala çöpümüzü balkondan aşağıya yola
fırlatıyoruz..
* Çünkü, hala birbirimizi dinlemesini bilmiyoruz..
* Çünkü, hala bağıra çağıra küfür ede ede
konuşuyoruz..
* Çünkü, hala
kaldırımların üzerine park edip yayaların geçişlerini engelliyoruz…
* Çünkü, hala her hangi bir alanda sıraya girip
sıra beklemesini bilmiyoruz…
* Çünkü, hala kırmızı ışıkta geçmeye devam
ediyoruz…
Ve çünkü, hala birbirimize SAYGI göstermesini
bilmiyoruz….. Bu kent ne kadar gelişirse gelişsin, bizler birey olarak
kendimizi eğitemediğimiz, geliştiremediğimiz sürece bir kentin gelişmişliğinden
bahsedemeyiz… Biz bireysel gelişimimizi tamamlamadığımız sürece kent
yöneticilerinin bizlere sunduğu hizmet ve olanakları doğru kullanamayız ve
onları maalesef tahrip eder, çirkinleştiririz… Bu bir kütürdür, kent kültürüdür
ve bu kentte yaşamanın da bir bedeli vardır… Bu nedenle daha gelişmiş bir kent
olabilmek, daha saygın bir kent kimliğine bürünebilmek için, bir birimizi
uyararak, yol göstererek ve düşünüp okuyarak bireysel eğitimimizi
tamamlamalıyız…
Yılın sondan bir önceki gününde anlık gündemlerden
bahsetmek yerine, zamanın her anında bize yol haritası olabilecek, düşüncel
dağarcığımıza katkı sağlayabilecek birşeyler yazmak istedim… Ve sizlere dünyaca
ünlü, fikir adamlarının, sanatçıların, felsefecilerin yıllar geçse de önemini
yitirmeyecek sözlerini ve durum tespitlerini aktarmayı düşündüm… İşte birkaç
önemli söylem;
*"Savaş hepimizi çok kötü yaraladı. Fakat
savaşın en kötü tarafı insanların aç kalması, kaçmak zorunda kalmaları, hatta
bizleri öldürmeleri bile değildir. Savaşın en kötü tarafı, ideallerimizi
unutturmasıdır... Çünkü idealleri olmayan insan, hiçbir şeydir." (“Pa
Negre” filminden….)
*"Kendi kalbine bakamayanın yaşamı bulanıktır;
kendi yüreğine bakabilme cesareti gösterenler gönlünün muradını keşfedenlerdir.
Dışarıya bakan rüya görür, hayal dünyasında kaybolur. İçeriye bakan uyanır,
kendini keşfeder." (Dr. Carl Gustav Jung)
*“Beni gerçekten ilgilendirenler toplumun dışladığı
kişiler. Psikolojik, duygusal veya fiziksel olarak toplum dışı olmayan
insanlar, mesela kahvaltılık satmak için uygunlar, ama filmlere malzeme
olamazlar. Bir toplum hangi açılardan başarısız olduğunu anlamak istiyorsa
tutunamayanlara dikkat edecek kadar akıllı olmalı.” (Arthur Penn)
* Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere
dönüşür...
Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza
dönüşür...
Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza
dönüşür...
Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza
dönüşür...
Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize
dönüşür...
Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür...
Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür...
(Gandi)
* İyiyle kötü arasındaki mücadele insanoğlu
yeryüzünde var oldukça sürecektir. İnsanoğlu ne yapıp edip karşı kıyıya
geçmelidir. Deniz suyu kötü, kayık ve kürekler iyidir. Neye layıksan onun için
çek kürekleri, başaracaksın. Kürekleri bırakırsan yok olursun. İnsan bunca uzun
zamandır var olmasına rağmen hala en önemli şey olan, varlığının anlamı
konusunda emin değildir; şaşırtıcı olan budur işte. (Tarkovski, "Zaman
Zaman İçinde")
*Biz düşüncelerimizin ürünüyüz. Bir insan kötü
niyetle konuşur veya davranırsa acı onu takip eder. Bir insan temiz niyetle
konuşur veya davranırsa mutluluk onu takip eder, hiç peşinden ayrılmayan bir
gölge gibi... (Buda)
*Yapılan her silah, denize indirilen her savaş
gemisi, ateşlenen her roket, karnı guruldayanlardan ve soğukta çıplak
yatanlardan çalmak anlamına gelir. (Dwight D. Eisenhower)
/Şenol
KOCATEPE
04 Ocak 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder