3 Ocak 2014 Cuma

"Çocuk Acil"de Samsun'un Utanç Tablosu


Samsun’da yetişkinler için başta tüm devlet hastaneleri olmak üzere birçok özel hastanenin ve fakültenin de acil poliklinikleri mevcut. Var olan aciliyetin hem hastalar hem de o polikliniklerdeki yetkililer tarafından hemen tespit edilip, gereken müdahalenin hemen yapılması mümkün. Ya bebeklerde ve küçük çocuklarda durum nasıldır? 


Bir şekilde kendinizi rahatsız hissediyorsunuz. Eğer çok ani gelişmemişse, ne konuda ve ne tür bir rahatsızlığınız olduğunu az çok bilirsiniz. Ona göre de ya hemen bir acil servise gider, ya da uygun bir zamanda muayene olmayı planlar ve olursunuz. Tüm yetişkinler veya en azından erken çocukluk devresini aşmış bilinci yerinde tüm gençler için durum böyledir değil mi?

Ya bebeklerde ve küçük çocuklarda durum nasıldır?

Yeni doğmuş ya da en fazla 2-3 yaşına gelmiş kaç bebek-çocuk; var olan bir rahatsızlığını doğru ifade edebilir?

Ne kadar ağrısı-sancısı ve onun tam olarak nerede olduğunu, durumunun ne kadar acil veya az sabredilebilir olduğunu ne kadar DOĞRU İFADE EDEBİLİR?

Neyi mi anlatmaya çalışıyorum?

Bebek ve çok küçük çocukların ufak-büyük tüm rahatsızlıkları CİDDİ BİR ACİL DURUMUN İFADESİ olabilir. Aksini kesin olarak bilmek ve fark etmek mümkün değildir çünkü.

Samsun’da yetişkinler için başta tüm devlet hastaneleri olmak üzere birçok özel hastanenin ve fakültenin de acil poliklinikleri mevcut. Var olan aciliyetin hem hastalar hem de o polikliniklerdeki yetkililer tarafından hemen tespit edilip, gereken müdahalenin hemen yapılması mümkün.

Çocuk acil hizmetlerinde Samsun ne durumda, kaçımız biliyoruz acaba?

Muhtemelen, yeni bebeği ya da 4-5 yaşından küçük çocuğu olmayanlarımızın çoğu bilmiyordur.

Şahsen yaşayıp, tecrübe ettiğimde; kişisel bir konuyu gazete köşeme taşımayı çok uygun bulmamıştım.

Ancak; yeni doğmuş bebeğimiz 70.gününe gelene kadar, 20’den fazla kişiden aynı konuda şikayet aldığım için bu konuya değinmek artık farz oldu.

Samsun’da ihtisas alanı olarak kadın doğum ve çocuk alanında hizmet veren tek önemli kamu hastanesi var. Önemli sayıdaki özel hastane ve fakülte de elbette bu hizmetleri veriyor.

Ancak tüm bunlar genel mesai saatleri içerisinde.

Çocuğunuz gece aniden rahatsızlandı. Sürekli özel hastanelerle çalışıyor olsanız bile, ilk gidilecek adres Kadın Doğum ve Çocuk hastanesi. Neden mi? Çünkü hiçbir özel hastanede o saatlerde uzman çocuk doktoru bulunmuyor. Bir doktor arkadaşım Kadın doğumdaki uzman doktorlarının sayısının da kesinlikle yeterli olmadığını vurgulamıştı, o da ayrı.

Düşünebiliyor musunuz, bırakın sadece kendi 500-600 bin merkez nüfusunu, ilçelere ve 4-5 çevre ile de hitap eden bir şehirdeki TÜM KADINDOĞUM VE ÇOCUK SAĞLIK HİZMETLERİ tek bir kamu hastanesinde toplanmış durumda. Böyle bir yoğunluğun içinde hangi çocuğun durumunun cidden acil, hangisinin poliklinik tedavilerine yönlendireceğini kim nasıl tespit edecek?

Çocuğunun durumunu “acil”diye düşünerek acil servise getirenlerin %70-75’nin aslında çok acillik olmadığı gerçeğini es geçiyor değilim. Ama bu, öncelikle bir kültür ve zihniyet konusu da olsa; SİZ BUNU HANGİ ANNE BABAYA DOĞRU ANLATABİLİRSİNİZ? “Ya ciddi olarak acilse?” sorusunun cevabını hangi evlat sahibi anne babaya verebilirsiniz?

Hükümetin sağlık alanındaki büyük reformlarını ve Samsun’un bir sağlık kenti olduğu gibi iddiaları bir an için kenara koyuyorum.

Diğer önemli devlet hastaneleri ve aile hekimleri dahil edilmeyerek kurgulanmış bu sistem KESİNLİKLE KÖR, TOPAL VE ACİZ BİR SİSTEMDİR. Vatandaşın sağlık konusuna bakışındaki zihniyet ve kültür değişimi ancak yıllara uzanan süreçlerde geliştirilebilir. Ancak SAĞLIK GİBİ ÇOK HAYATİ BİR KONUDA, köklü reformlarla az zamanda çok iş yaptığını zannedenler, ÇOCUK SAĞLIĞI ve ACİL HİZMETLERİ konusunda, EĞER BUGÜN ANCAK BU KÖHNE SİSTEMİ BAŞARABİLMİŞ İSELER, BU KENTİN VE ÇEVRESİNİN ÇOCUKLARINI KAPKARANLIK BİR GELECEK BEKLİYOR DEMEKTİR.

Kimse bana; kadroların yetersizliğinden, yeni sistemin zamanla oturacağından ya da vatandaşın çocuklarının sağlığı konusunda ÇOK EVHAMLI olduğundan falan bahsetmesin.

Gittiği acil serviste, aldığı sıra numarası sebebiyle 30 dakika, bebeğini bir uzman doktorun ellerine verebilmesi için 50 dakika geçip, o dakika itibarıyla hayati tehlike içindeki olduğunu öğrendiği bebeğini yine acilen yoğun bakıma kaldıran BEN GİBİ, ÇOK ÇOK FAZLA SAYIDA kişinin bu durumlarla karşılaştığını duymak ve daha çok duyacağını görmek, sağlıktaki iddialı bu şehir ve bu sistem konusunda ANCAK VE ANCAK BİR UTANÇ SEBEBİDİR.

Diğer devlet kurumlarına çocuk ve kadın doğum hizmetlerinin paylaştırılması, o çok övünülen sistemiyle aile hekimlerinin belki bir nöbet sistemi dahilinde bu SİSTEME ENTEGRASYONUNUN yolları acilen açılmalıdır. Ya da BU KONUNUN YETKİLİLERİ VE İLGİLİLERİNİN BULACAĞI HER NE ÇÖZÜM VARSA onun uygulanmasının yolu…

Bu konuyu çok daha yakından takip etmeye başlayacağımızı ve bebeği-ufak çocuğu olan her bir ailenin BU AKIL ALMAZ SİSTEM SEBEBİYLE yaşaması muhtemel her hangi bir trajedinin vebalini kolay kolay kimsenin kaldıramayacağını hatırlatmak isterim.

Bahsettiğimiz sistem “ÇOCUK OYUNCAĞI DEĞİL”, ÇOCUKLARIN GELECEĞİ, bilmem anlatabiliyor muyum?

/Uçkan APAK
19.02.2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder