14 Şubat 2014 Cuma

Vira Bismillah

Aziz ve muhterem okuyucularım! Bundan böyle pazartesi günleri olmak üzere haftada bir gün sizlere bu köşeden hitabetmeye, sizlerle hasbıhal etmeye, kültür dünyamıza tercüman olmaya çalışacağız. Kültür tarihimizle ilgili ve yaşadığımız güne dönük olarak tespit ve çözümlemeler yapıp kültürümüzü aslına uygun olarak yeniden tanımlayacağız. Birlikte Türk kültürünün derin sularına yelken açacak, bu sularda kulaç atacak ve zaman zaman dibe dalıp kültür hazinemizin en değerli parçalarını çıkarıp halkımızın dikkatine sunacağız. Bunları yaparken de bir bilim insanı ve bir kültürbilimci olarak akademik metoda elbette bağlı kalacağız.

Bilim insanının en önemli görevi çalıştığı alanla ilgili olarak yeni şeyler keşfetmek, üretmek ve ürettiğini paylaşmaktır. Kültürümüzü oluşturan temel kodların korunması kaydıyla bazı değerlerin yeniden gözden geçirilmesi ve gerekirse kültürün yeniden üretilmesi ihtiyacını burada tartışabilir, hatta doğru ve yanlışları burada sorgulayabiliriz.

Bu bağlamda, burada Dil Bayramı’ndan, Ahilik Haftası’ndan, Nevruz ve Hıdrellez’den bahsedecek; Kaşgarlı Mahmut’u, Ahmet Yesevi’yi, Yunus Emre’yi, Hazret-i Mevlâna’yı, Hacı Bektaş-ı Veli’yi, Karamanoğlu Mehmet Bey’i yâd edecek; Dedem Korkut’u, Nasreddin Hoca’yı, Köroğlu’yu, Karacaoğlan’ı ve Âşık Veysel’i dillendireceğiz.

Yine bu köşede Karadeniz Bölgesi’nin ve Samsun’umuzun kültür atlasını sunacak; cemreyi, ceniği, yaylayı, obayı, mısırı, çayı, kemençeyi, tulumu, hamsiyi, atmacayı, öndülü, fındığı, mısırı, lahanayı, mıhlamayı, kuymağı, tütünü, Gebi kirazını ve Çayırkent çilek festivalini anlatacağız. Halk zanaatları müzesinin, kent müzesinin, tütün müzesinin ve Samsun kültür evinin Samsun’a yakışacağını söyleyeceğiz.

Atatürk’ün dil ve kültür politikalarından söz edecek, yoksulluk ve yoksunluk kültürü hakkında bilgiler vereceğiz. Türk Kültürüne eleştiriler getirecek, özellikle halk inançları ve hurafeler konusunda halkımızı aydınlatmaya çalışacağız. Sosyal ve kültürel değişim ve dönüşüm kavramlarından söz edecek, dilimizdeki bozulmaya ve kültür emperyalizmine dikkati çekeceğiz.

Ve elbette dört yıl süreyle başkanlığını yürüttüğüm HOTEY-DER’den (Halk Ozanlarını Tanıtma ve Eserlerini Yaşatma Derneği’nden), derneğin kurucu başkanı Kemali Bülbül’den ve diğer halk ozanlarından bahsedeceğiz.

Kültür yolculuğumuz başlıyor. Haydi, “vira bismillah.”

Yrd. Doç. Dr. Bekir ŞİŞMAN
OMÜ. Fen-Edebiyat Fak. Türk Dili ve Edeb. Böl.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder