14 Şubat 2014 Cuma

Vezirköprü Demirciler Çarşısı

Türk destanlarında ve Türk töresinde demirin, demircinin ve demircilik mesleğinin ayrı bir yeri vardır. Bu değer biraz da Türklerin yaşantısından kaynaklanmaktadır. Bu aziz ve seçilmiş milletin, cihan hâkimiyeti düşüncesini tesis etmeye çalıştığı ilk günden bugüne, başarısını sağlayan en önemli vasıtalardan biri de silahıdır. Türk’ü atsız, kılıçsız, yay ve oksuz düşünmek mümkün değildir. Bu nedenle, kılıcın yapıldığı demir ve kılıcı yapan demirci ustası, halkın düşüncesine göre üstün bir değere sahiptir. Ancak demircilik mesleği günümüzde varlığını sürdürme mücadelesi vermektedir. Her şeye rağmen bu mesleğin sürdürülebildiği yerler de mevcuttur. İşte bu mevcut yerlerden biri de Vezirköprü ilçemizdir. 

Demircilik mesleği, Vezirköprü’de hem üretim, hem tüketim, hem de zanaatkârlarının çokluğu bakımından diğer meslek kollarına nazaran bir farklılık göstermektedir. Bugün Yeni Mahalle’de Kurulu Demirciler arastasında yaklaşık kırk demirci esnafı hizmet üretmekte ve ürettikleri ürünleri burada satışa sunmaktadırlar. Üretilen mamullerin müşterileri daha çok kırsalda yaşayan vatandaşlar olmakla birlikte; ilçe merkezinden, diğer il ve ilçelerden yoğun bir talep söz konusudur.
Bu dükkânlarda kullanılan demirler daha çok “haddeci” adı verilen hurdacılardan temin edilmekte ve her çeşit demir burada değerlendirilmektedir.

Demirci ustası, üretim esnasında çeşitli el aletlerini kullanmasına karşın; çekiç, örs, sava ve ocak onun için vazgeçilmez unsurlardır. Burada platin demirinden balta, makas çeliğinden kazma, lama demirinden ise kovanlık adı verilen saplık kısım üretilir. Bunun dışında demir, demirci ustasının maharetli ellerinde onlarca şekle girmekte ve çeşitli ürünlere dönüşmektedir. Ahır küremek için üretilen gelberi, semerlerde kullanılan göçek, hamur teknesini kazımak için kullanılan örsün, hayvanların sırtını kaşımak ve temizlemek için kullanılan tarak ve kaşağı, köpeklerin boynuna takılan ve melez adı verilen tasma, ağaç budamada kullanılan gırebi; kazma, kürek, maşa, sacayak, menteşe ve zincir bu ürünlerden yalnızca birkaçıdır.

Demirci ustaları bugün elektrik kaynağı ile yaptıkları kaynak işini eskiden çam kömürünün yandığı ocaklarda yapmaktaydılar. Şimdilerde ocaklarda çam kömürü yerine taş kömürü yanmakta; el körüğü yerine elektrikli körükler kullanılmaktadır. Ayrıca “perdahlama” adı verilen temizleme, “tesviye” adı verilen düzeltme ve eskiden kösereye tutma adı verilen bileğleme işlemi bugün elektrikli bileğleme makinelerinde yapılmaktadır.

Demircilik zanaatının belki de en ince noktası demire ve “çeliğe su verme” sanatıdır. Tesviye işleminden sonra su verilecek yani çeliklenecek olan kazma, balta gibi kesici aletlerin ağzı ateşte kızdırıldıktan sonra demirci oluğu adı verilen küçük su havuzuna daldırılır. Çıkarıldığında önce beyaz olan uç kısım gittikçe koyu bir bakır rengini alır. Bundan sonra tekrar suya daldırılan uç kısım güvercingöğsü denilen gri bir renge dönüşür ki, bu çeliklemenin başarıldığının bir göstergesidir. Ayrıca ağız kısmının daha parlak durması için bazı ustalar tarafından çelikleme esnasında sabun da kullanılmaktadır.

Teknolojik gelişmelerin demirci esnafını ne denli etkilediği konusuna gelince; odunun balta ile değil motorlu el hızarları ile kesildiği; tarımın kazma, bel, saban ile değil, traktörlerle yapıldığı günümüzde tarım aletlerine olan ilginin azalması elbette bu zanaatın olumsuz etkilendiğini düşündürebilir. Ancak demirci esnafının bu gelişmelere paralel olarak traktör pulluğu, tırmık, kazayağı gibi çeşitli tarım aletlerini üretmeye yönelmesi, ya da öküze koşulan sabanın tamamen demirden üretilmesi gibi alternatifler sayesinde bu zanaat kolu Vezirköprü’de şimdilik rahat nefes almaktadır.  

/Bekir ŞİŞMAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder