Samsun Eski Çağ Kervan Yolu Üzerinde İzler (Çakallı Kervansarayı – Kale –Höyük)
Halkın hizmetine tahsis edilen ve ülke ekonomisi
yönünden inşa edildikleri dönemin en önemli sosyal yapılarından olan
kervansaraylar şehirlerarası ticaret ve kervan yolları üzerinde belirli
menzillerde kurulmuş mimari yapılardır. Han ve kervansaray terimleri zamanla
birbirine karışarak ağırlıklı olarak han adıyla anılmıştır. Orjinalde daha çok
şehir merkezlerindeki konaklama ve ticaret merkezleri için han terimi
kullanılması gerekliyken, şehirlerarası yollardaki menzillerde inşa edilen
emniyetli konaklama yerleri de kervansaray tabiri ile ifade edilmelidir. Başlangıcı
Ribat’ lara kadar giden kervansaray mimarisi Karahanlı ve Gazneli mimarisinde
gelişimini sürdürürken Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçukluları zamanında mimari
ve tezyini olarak amaca ve göze hitap eden abidevi eserler meydana
getirilmiştir.
Kervansaraylar genellikle yaptıranlar tarafından
vakfedilen ve daima masraflarını karşılayacak gelir getiren taşınır ile taşınmazları
bulunan ve vakfın sorumlularınca idare edilen yapılardır. Genellikle
konaklayanlardan belli bir süre için (üç gün) ücret alınmayan, her türlü can ve
mal güvenliğinin sağlanması için önlemlerin alındığı, korunaklı, kalevari
tipte, kitlesel bir mimari özellik sergilerler. Konaklayanların barındığı
odaları, ahırı, samanlığı, nalbantı, tamirhanesi, mescidi, kileri, havuzu,
mumhanesi, ambarı aşhanesi ve hamamı ile kervancının ve kervanın her türlü
ihtiyacına cevap verebilecek bölümleriyle bir külliye görünümünde olan
kervansaray ve müştemilatı menzil noktalarında kervanların uğrağı olan küçük
bir şehri andırır. Selçuklu kervansaraylarının arasındaki mesafe deve yürüyüşü
ile günde dokuz saat olup 40
kilometre esas tutularak menziller tespit edilmiştir.
Normal zamanlarda canlı bir ticaret ve konaklama yeri olarak hizmet gören
kervansaraylar savaş zamanlarında da gerek kervanları gerekse kervan yüklerini
muhafaza edebilmek için son derece korunaklı bir mimari anlayışla inşa edilmişlerdir.
Duvarlar yüksek ve kalın olup yer yer dayanak kuleleri ile desteklendikleri de görülür.
Pencereler mazgal şeklinde düzenlemeye sahiptirler.
Selçuklu kervansarayları genel olarak üç plan
tipiyle kendini gösterir. Bunlar yazlık, kışlık ve ikisinin karışımından oluşan
karma tip olarak gruplandırılır. Yazlık kervansaraylar açık avlulu, kışlık
kervansaraylar kapalı avlulu, karma kervansaraylarda hem açık hem de kapalı
avluya sahip mimari yapıda inşa edilmişlerdir. Giriş portalindeki sivri kemerli
taç kapı ve taş tezyinatlı cephe düzenlemesi Selçuklu Cami ve Medrese cephe
düzenlemesi geleneğine uygundur. İç mekânda ise dikdörtgen planlı üstü tonozla
örtülen mimari düzenleme yaygındır. Duvar boyunca yolcuların dinlenip
ihtiyaçlarını giderebileceği setler bulunup duvarlarında ocak ve kandillikler bulunmaktadır.
Setlerin arası ise hayvanlar ve yükler için ayrılır.
Kavak ilçesine bağlı Çakallı köyünde Karadeniz
ticaret kervan yolunun önemli menzillerinden biri olan Çakallı kervansarayı
bulunup bugün, çakalhan, taşhan, çakallı hanı, çakallı kervansarayı gibi
adlarla anılmaktadır. Harabe görüntüsüne rağmen kapalı avlulu Selçuklu hanları
geleneğini iç mimari düzenlemesi ve portalindeki taş tezyinatta açıkça yansıtan
kervansaray l3.yy.da inşa edilen Selçuklu kervansaraylarının ilimizdeki tek örneğidir.
Kitabesi,yapanı,yaptıranı bilinmeyen yapı ile ilgili en eski veri salnamelerde
mevcut olan kayıtlardan elde edilmektedir (1).1493 de gerçekleştirilen
sayımlarda Samsun kazasına bağlı nahiyeler sayılırken Kavak nahiyesine bağlı
Bergos köyünde bulunan kervansaraydan bahsedilmektedir. Bundan Çakallı köyünün
eski adının Bergos olduğu ve bölgenin Selçuklu döneminin önemli bir menzil
noktalarından olduğu anlaşılmaktadır. Kervansarayın girişinin sağına denk gelen
bölümde künkler çıkmış olması kervansarayın hamamında içinde bulunduğu külliye
şeklinde düzenlendiğini gösterir.Hemen yanındaki Ahşap Camide bunu destekler
niteliktedir. Kasımzâde Ahmet Sofi Efendi Cami adıyla anılan tamamen ahşap
malzemeden inşa edilen yapının orjinalinde kervansaraya daha yakın bir mesafede
olduğu bugünkü yerine sonradan taşındığı bilinmektedir.
Dikdörtgen planı, kapalı avlulu, eyvanlı
düzenlemesi, anıtsal boyutlu, kesmetaş malzemeli portali ve iç mimarideki sadeliğiyle
Amasya-Tokat yolu üzerindeki Ezine Pazarı kervansarayıyla paralellik gösteren
yapı ilimizdeki tek örnektir. Mimari olarak diğer benzerleri ise ilimizde
sayıca zengin olduğumuz ve genellikle yerleşim merkezlerinde rastlanan ve han
olarak nitelendirilen konaklama ve ticari amaçlı yapılardır. Anıtsal boyutlu
taç kapısı, geometrik formlarda silmeli, yıldızlı taş tezyinat tüm tahribata
rağmen yapıldığı dönemin mimari ve süsleme özelliklerini yansıtıp eski
ihtişamının yegâne göstergeleridir. Yapı portalindeki süslemeli taş kitabe
bilinmeyen bir dönemde çalınmıştır. Silindir tonoz şeklindeki üst örtüde
aydınlatma pencerelerine yer verilen kapalı avlulu, avlunun iki yanında
birbirine paralel yedi adet takviye kemerinin oluşturduğu üç sahınlı bir
düzenleme görülmektedir. Boydan boya uzanan silindir tonozun ağırlığını taşıyan
kemerlerdeki kemer gözlerinin taş ve tuğla malzeme ile örüldüğü, karşılıklı altı bölümden oluşan yapının
silindir tonozlu üst örtüsü alaturka kiremitle kaplıdır. Duvarlar ise altta
moloz taş olup üstte kesme taş malzeme ile kaplanmıştır. Odaları teşkil eden
set düzenlemeleri büyük ölçüde tahribata uğramış, ocak ve kandillikler zarar
görmüş durumdadır. Girişin iki yanındaki küçük, bağımsız girişleri bulunan ve
diğer bölmelere göre daha geniş tutulan bölümlerden birinin mescit olması
muhtemeldir ancak tahribattan ve uzun süre başka amaçlarla kullanıldığından dolayı
içeride detaylı inceleme yapılamamaktadır.
Kapalı avlulu, derinlemesine gelişen bir plan
gösteren kervansaray boydan boya uzanan tonozlu yapısı, iç mimari düzenlemesi
ile 13.yy. Karadeniz bölgesi ticaretinin kervan yolu güzergâhı ve konaklama
noktalarını tespit açısından oldukça önemli bir konuma sahiptir. Kavak İlçesi,
Çalbaşı Köyü hudutları dâhilinde olup, Çakallı Mevkiinde, eski kervan yolu
üzerinde yer alan Tescilli Kervansaray, Kasım Zade Sofi Ahmet Efendi Ahşap
Camii ve Köprülerin yaklaşık 2
km . kuzey doğusunda yer alıp, bölgeye hâkim bir
yükseltide yer alan Kale Yeri Tepesinde çok miktarda atıl halde kale sur ve
mimari elemanlarına ait olabilecek blok taş ve moloz taş yığınlarına rastlanmış
olup, sonradan örülme moloz taş duvarların alt seviyesinde kale surlarına ait
olabilecek insutu izlenimi veren blok taş dizileriyle karşılaşılmıştır.
Taşların dağılım alanının tepe kütlesinin hemen
hemen tamamını kapladığı görülmüş ve bu alan içerisinde zengin seviyede Tunç,
Demir, Hellenistik ve Geç Antik çağlara ait pişmiş toprak seramik parçalarına
rastlanmıştır. Yine Tepenin zirvesinde, kuzeydoğu yönde bir höyük tespit edilmiş
burada da Tunç, Demir, Hellenistik ve Geç Antik Çağ kültür katmanlarının takip edilebildiği,
bol miktarda ve iyi kalitede çanak çömlek parçası ile obsidyen taşı kesiciler
görülmüştür. Yasa dışı kazılarla güneydoğu yönde yaklaşık 20 m . Uzunluğunda bir tünel
açılan ve yüzeyde derin çukurlar açılmak suretiyle büyük tahribata maruz kalan höyük
ve çevresi sit alanı ilan edilerek korumaya alınmıştır.
Kale yeri tepesindeki Aralık 2009 yılı son
tespitleriyle Tunç Çağından beri kullanılmakta olduğu anlaşılan kervan yolunda,
konumu ve menzil mesafesi ile önemli bir yer teşkil ettiği anlaşılan Samsun-Kavak
Devlet Karayolu üzerindeki Çakallı Mevkii, hem Selçuklu Dönemi Kervansarayı hem
de hemen yakın mesafesindeki Kale kalıntısı ve Höyük yerleşmesiyle önemli bir
menzil noktası olduğunun işaretini vermektedir.
Bugün Samsun
ilinde şehir merkezi dışında han adıyla anılan pek çok mevkii vardır ki buna
örnek olarak Kavak-Havza arsındaki Üç Hanlar mevkii verilebilir. Bu mevki
adları bize menzil kervansaraylarının izleri hakkında bilgi verebilecek ön
önemli ipuçlarıdır. Bu tespitler Selçuklu Devri Mirası Çakallı Kervansarayının
diğer hanlarla ve menzillerle ilişkisini göstermesi bakımından önemlidir.
Kervan ticaret yollarının güzergâhı, dönemin sosyal
ve ekonomik politikaları, istatistikî verileri ve Sanat Tarihinin az bilinen
veya kaybolan zenginliklerini bize cömertçe sunan kervansaraylar Türk
Mimarisinin başlangıcından itibaren önemini artırarak kendini geliştiren büyük
ve anıtsal yapılar olup Çakallı Kervansarayı da 13.yy. Selçuklu
kervansaraylarının İlimizdeki temsilcisi durumundadır. Ayrıca elde edilen son
arkeolojik verilerle bölgemizdeki Kervansaray menzillerinin menşeini sadece
yapıldıkları dönemde değil binlerce yıl öncesinde aramanın Eski Çağ Ticari Kervan
Yolları konusuna da ışık tutacağı kanaatindeyim.
Yurt Ansiklopedisi;
Türkiye İl İl, Dünü, Bugünü, Yarını, Samsun Maddesi, Cilt IX, Anadolu
yayıncılık.
/Emine YILMAZ
Müze Araştırmacısı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder