14 Şubat 2014 Cuma

Tiyatro Sevdalıları Kenti “Samsun”

 Samsun, geçmiş yüzyıllar da çok değişik medeniyetlerin etkisinde kalmış bir kenttir. Osmanlıların Anadolu’ya hâkim olmasının ardından Cumhuriyetin ilanı ile birlikte Samsun, tarihi özelliklerinin de etkisi ile bölgenin ticari merkezi olurken, sanat alanında da önemli adımlar atmıştır. Sanatın değişik alanlarında da bölgenin en önemli merkezi haline gelen Samsun, çok önemli isimleri de sanat dünyasına kazandırmıştır.  Bugün sizlerle bu sanat dallarından Tiyatro konusunun dünden bugüne yaptığı aşamaları ile geldiği yeri ve bunda büyük emeği olanları paylaşmak istiyorum. Bugün dahi çok sayıda Anadolu kentinde bırakın bir oda tiyatrosunun bulunmasını, turneye çıkan tiyatroların dahi uğramadığı bir gerçektir.  Oysa tiyatro Samsun’da bir tutku ve sevdadır. Benim çocukluk ( 1950 sonrası) yıllarından hatırladıklarım dahi bu söylemimi doğrulamaktadır. 

İlkokul yıllarından hatırladığım en önemli şeylerden birisi de, çok okulda olduğu gibi okulumuzda da öğrencilerden oluşan temsil çalışmalarının yapıldığı ve oyunların sergilendiği gerçeğidir. O dönemlerde ki ilkokul öğretmenlerimizin bu konuya verdikleri önemin değerini bugün çok daha iyi anlıyorum. Hepsi nur içinde yatsınlar. Okulda yapılan uzun çalışmaların sonunda hazırlanan oyun, genellikle velilerin davetli olduğu Halk Eğitim Merkezi’nin salonunda sahnelenirdi. Sanıyorum, Halk Eğitim Merkezi o yıllarda okulların sanat etkinliklerini sergileyebilecekleri tek salona sahip bir eğitim kurumuydu. Şimdiki Namık Kemal Lisesi’nin karşısında ki sokakta bulunuyordu. İlkokullarda aşılanan bu tiyatro sevgisi sonra ki yıllarda daha da gelişmiş ve artık amatör de olsa tiyatro oyunları sergilenmeye başlamıştı.  
 
Samsun’un 1960’lı yıllarını yaşayanların çok iyi hatırlayacakları gibi artık Samsun’da bir Oda Tiyatrosu grubu ve de bir tiyatro salonu vardır. O tarihlerde kuyumcular çarşısının ön tarafında Samsun Hali bulunmaktadır. Hal’in üst katında Nikâh Salonu ve onun karşısında ki bölümde ise, Samsun’un ilk Oda Tiyatrosu bulunmaktaydı. 1970’lerin son yarısında Hal binasının yıkılarak yerine Belediye İş Merkezi’nin yapılma kararı üzerine Samsun Oda Tiyatrosu da buradan ayrılmak zorunda kalır. Hatırladığım kadarı ile o yıllarda, Orhan Erçin Tiyatrosu ile Özdemir Yücel Tiyatroları da Samsun’da yerleşik olarak bir süre oyun sunmuştu. Tiyatro sevdalısı Samsunlu gençlerin büyük bir özveri ile sürdürdükleri tiyatro tutkusunun mekânı artık Gazi Müzesi’nin alt katıdır.
  
O yıllarda, Samsun Belediyesi tarafından Gazi Müzesi’nin alt katı Samsun Oda Tiyatrosu’na tahsis edilmiştir. Gazi Caddesi’ne bakan kapısının girişinde ki gişenin önünde bilet satışları gün boyu sürmektedir. Kendilerini tiyatro sevgisine adamış bazı isimlerin simgeleştiği Samsun Oda Tiyatrosu 1990’lı yılların ortalarında büyük bir vefasızlık yaşamış ve Gazi Müzesi’nde ki yerlerinden de çıkartılmışlardı. O dönemleri çok iyi hatırlayan birisi olarak, bu tiyatroya yaşamını adamış olan ve biraz sonra adından söz edeceğim isimlerden birisi olan dostumun yaşadığı üzüntü ve hayal kırıklığı hala gözlerimin önünden gitmiyor. 1990’lı yılların ortalarında Gazi Belediye Başkanı olan Sayın Vedat Yılmaz, amatör tiyatro sevdalılarına sahip çıkarak onlara bir salon yaptı. Kız meslek Lisesi’nin karşı sokağında ki bir binanın giriş katını çok amaçlı salon olarak düzenleyerek “Gazi Sahnesi” adı ile onların da hizmetine sundu. Bu salon Samsun’da ki amatör tiyatro gruplarının da oluşmasına zemin hazırladı. Artık onların bir yeri vardı. Bu salonu Samsun sanat dünyasına kazandıran Sayın Yılmaz’a ve emeği geçenlere bir Samsunlu olarak teşekkür ediyorum.
  
Günümüzde gelirleri artan belediyelerimizin o dönemlerde belediyelerin gösterdikleri ilgiyi bugün göstermemesini Samsun sanat yaşamı adına büyük bir şanssızlık olarak görüyorum. Çok güzel kültür merkezleri yapmalarına rağmen AKM’ ne alternatif olacak bir tiyatro salonu yaparak Samsunluların hizmetine sunmayışlarını da doğrusu yadırgıyorum. Samsun’da ki bu tiyatro sevdasından olacak, Türk tiyatro âleminde Samsun kökenli çok sayıda tiyatro oyuncusu ve oyun yazarı ün kazanmıştır. Avni Dilligil, Ferdi Akarnur, Ferhan Şensoy, Levent kırca, Süheyl Uygur, Şefik Doğan, Tansu Aytan, Vahi öz, Vus’at Öner Bener, Yavuz Şeker bunlardan bazılarıdır.
  
Sanat yaşamına bizzat tanık olduğum Ferdi Akarnur Fazılkadı İlkokulu’ndan sınıf arkadaşımdır. Kendisinin çocukluk yıllarında başlayan tiyatro tutkusu okul temsillerinden sonra Samsun Oda Tiyatrosu ile sürmüş ve daha sonra İstanbul’da ki ünlü tiyatrolarda devam etmiştir. Son yıllarda TV’lerin en sevilen ve ailece seyredilebilen ender dizlerden birisi olan “Çocuklar Duymasın” Dizisinde ki babacan dede rolü ile iyice ünlenen sevgili arkadaşım Ferdi Akarnur, Samsun ile bağlarını hiç kopartmamış ve zaman zaman Samsun’a gelerek buradaki tiyatro sevdalısı arkadaşları ile birlikte olmuştur.
  
Profesyonelleri bir yana bırakarak Samsun’da son derece zor şartlarda tiyatroya emek veren dünün oda tiyatrolarının yaratıcılarından söz etmek istiyorum. En başta da, yukarıda salonları ellerinden alınca üzüntüsünden kahrolduğunu söylediğim dostum Ragıp Erdem’i rahmetle anıyorum. Verdiği emeğin karşılığını bir türlü alamayan bu gerçek tiyatro sevdalısının kalbi, çektiği  ve çektirilen sıkıntılara dayanamadı ve çok erken yaşta aramızdan ayrıldı. Yekta Keçeli, Uğur Mayda ve İlhami Şahbaz’da artık aramızda olmayan tiyatro âşıklarıydı. Yaşamlarını bu sevda uğruna feda ettiler. Nur içinde yatsınlar.
  
Samsun Tiyatro yaşamına büyük emek veren Mehmet Bakan ve Ferdi Akarnur’da işte bu rahmetli dostlarımın kuşağından birer tiyatro sevdalısıdır.  Biraz da beni tiyatronun geçmişine götüren ve bana bu yazıyı yazdıran nedene değinmek istiyorum. Geçtiğimiz hafta içersinde Eczacı Odamızın düzenlemesi ile Gazi Sahnesi’nde bir oyun izledim. Gazi Sahnesi’nde düzenli olarak oyun sergileyen “DÜŞEVİ OYUNCULARI” Grubunun son yapıtı olan “ANADOLU KADINLARI” Beni büyüledi. Beş kadın oyuncu son derece zor bir senaryoyu öylesine güzel oynuyorlar ki, bir ara kendimi İstanbul’da ki bir Devlet Tiyatrosunda oyun seyrediyor sandım. Cem Kaynar’ın Genel Sanat Yönetmenliğini yaptığı oyun, Anadolu’da etkin olmuş kadınların yaşamından kesitler sunuyor. 
  
Osmanlı öncesi dönemlerde ki Hitit, Roma ve Bizans dönemi kadınlarından örneklerle başlayan, Osmanlı döneminde ön plana çıkan Hürrem Sultan ile devam eden oyunun son bölümünde Latife Hanım ve Fikriye Hanım tanımlamalarıyla sürüyor. Türkan Saylan gibi Cumhuriyet Dönemi kadınlarından örneklemelerle sonlanıyor. Oyunda Anadolu Kadınları rollerini ise, Ferda Kaynar, Derya Cesur, Mübeccel Yalçın, Manolya Kul ve Aysun Dolu oynuyordu. Her biri tiyatro eğitimi almıştı. Müziği, ışık ve sahne düzeni de bir o kadar güzel olan oyunu, fırsat bulan herkesin seyretmesini öneriyorum.
  
Oyunun tanıtıldığı broşür ise bir başka güzel olmuş. Oyun ve amacı bu broşürde bakın ne güzel anlatılmış;    “Oyun, yüzyıllar boyunca Anadolu coğrafyasının sosyo-ekonomik-kültürel yönelişine yol açan kadınların hikâyelerini anlatıyor. Anadolu kadınları; Kimi zaman uğruna savaşlar yapılmış, kimi zaman erk’in yanında yer almış, kimi zaman da erk olmuş kadınların hikâyesini anlatıyor. Anadolu kültürünün temel taşı olan kadınların artık günümüzde de söz sahibi olmasını istiyor; Üretimde, yönetimde, sosyal yaşam alanlarında daha aktif rol alması gerektiğini düşünüyor ve diyoruz ki; “Hayatı doğuran kadınlar, kendilerini yeniden doğuracaklardır”    
  
Gazi Sahnesinden söz edince, orada haftanın değişik günlerinde oyun sergileyen beş tiyatro gurubunun bulunduğunu ve bunların, “Düşevi Oyuncuları”, “Samsun Sanat Tiyatrosu”, “Samsun Seyir Tiyatrosu” ile “Söz Sanat merkezi” ve “Amisos” tiyatro grupları olduğunu belirtmek gerekir. Samsun sanat Tiyatrosu ise, Yaşar Gündem yönetiminde “Şu Çılgın Türkler” ve “ Diriliş” Oyunları ile tüm Türkiye’yi gezerek oyun sergiliyor ve Samsun’un adını Türkiye’ye duyuruyor.  

Sivil toplum kuruluşlarının üyelerine yönelik düzenlemeler yaparak bu tiyatro gruplarımıza destek sağlamasının önemli olduğunu belirtmek isterim. Çünkü onlar çağdaş Samsun’un ve Ondokuzmayıs misyonunun ışıldayan yüzleridir. Onları alkışlıyor ve başarılarının artarak devamını diliyorum.
  
İyi haftalar..
/Ecz. Sadi SUBAŞI     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder