14 Şubat 2014 Cuma

Samsun’da Tüketilen Tütüncülük

Anavatanı, Güney Amerika, Meksika ve Batı Hint Adaları kabul edilen tütün bitkisi; 16. yüzyılda Amerika’dan Avrupa’ya getirilmiştir. 17. yüzyılda Türkiye’de tütün yetiştirildiği bilinmektedir. Osmanlı Devletinde tütün içilmesi zaman zaman yasaklansa da sonradan serbest bırakılmıştır. Bol miktarda nikotin maddesi içeren tütün bitkisi, ekim alanlarının daraltılmasına karşın Marmara, Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz Bölgesi’nde (özellikle Samsun’da) az da olsa yetiştirilmeye devam etmektedir.

Nisan ayının başlarına denk gelen tohum ekim işleminden sonra, fidelerin yerinden sökülüp tarlalara dikilmesi, mayıs ayının ikinci yarısını bulur. Fidelerin ekileceği tütün bölgesi ilk önce traktörle sürülür, ardından tırmıklanır. Tırmıklanan bu bölgede çapa ile karıklar açılır. Açılan karıklara dikel, sivriç veya baskı denilen aletle tütün fideleri 5–10 cm aralıklarla dikilir.

Büyüyüp kırılacak hale gelen tütün, daha iyi verim alınabilmesi için maviküf ilacı ile ilaçlanır. Fakat günümüzde ilaçlama motorlu aletlerle yapılmaktadır. Yine kırımdan önce yapılan ikinci bir işlem ise tütünün dibinin çapalanarak havalandırılmasıdır. Bu işlem, tütün yapraklarının olgun ve kaliteli hale gelmesini sağlamaktadır. Tütün kırımı (yani yaprağın gövdeden koparılması), sabahın ilk saatlerinde, tütün yapraklarında “çiğ” olmadığı zamanlarda yapılır. Tütün kırma, gün içinde bazı köylerde iki defa yapılmaktadır. Birincisi, sabah erken saatlerde; ikincisi ise güneşin batmaya yüz tutup, akşam serinliğinin düştüğü vakitlerde yapılır. Kırılan tütünler büyük sepetlere doldurulup eve getirilir. Kahvaltıdan sonra, tütün dizme işlemine başlanılır

Hava şartlarına göre tütünün kuruması yaklaşık 20–30 günlük bir zamanı alır. Kuruduğuna kanaat getirilen tütünler, dizildikleri iplerin dörde katlanmasıyla “hevenk” haline getirilip kapalı mekânlara alınır. 

Hevenk halindeki tütünleri yumuşatılması için çeşitli yöntemler kullanılır:

1- Hayvan ahırında nemlendirerek yumuşatma.
2- Ahırın damında nemlendirerek yumuşatma.
3- Kuyularda nemlendirerek yumuşatma.

Yumuşatma işleminin hemen ardından hevenkler açılarak (ipler uzatılarak), kapalı bir mekânda seçme işlemine tabi tutulur. Bu işlem esnasında aralardaki bozuk tütün yaprakları ayırt edilir. Bu bozuk yapraklara Samsun yöresinde görmez denilir. Daha sonra seçilen tütünler bir kenarda üst üste ve uzunlamasına yığılır; üzerlerine tahtadan ağırlık konulur. Bu işleme de “istif” adı verilir

İstiften alınan tütünler, tonga sandıklarında sıkıştırılıp bağlanarak tonga/balya haline getirilir. Tütün bu aşamada artık tüccar veya eksperin gelip değerlendirme yapması için bekletilir. Üretici, piyasa açıldıktan sonra tütünü Tekel’e ya da tüccara satar. Bu aşamalardan sonra tütün sezonu kapanmış olur.

Tütünle İlgili Halk Ağzından Derlenen Sözler:
 “Tütün şeytan sidiğinden halk olunmuştur.”
“Tütünden alınan parayla hacca gidilmez.”
“Tütün insanı ölüsüne bile ağlatmaz.”
“Tütün parası altın sarısıdır.”

Sonuca Dair Bir Hikâye:

Zamanın birinde Tokat/Reşadiye’den Samsun’a tütün işinde çalışmak üzere bir işçi gelir. Belirli bir süre burada çalıştıktan sonra memleketine dönerken kendisine, kazandığı parayla ne yapacağı sorulduğunda işçi şu cevabı verir:

Bu parayı kolay hak etmedim. Bu parayı harcamayacağım. Onu “kefen parası” yapacağım.

Bu ifade, diğer zirai ürünlerden farklı olarak tütün yetiştiriciliğinin ne kadar zahmetli bir iş olduğunu; büyük emek gerektirdiğini ve bir sabır işi olduğunu en güzel şekilde bizlere anlatmaktadır. Zaten hem bu zorluklar nedeniyle hem de hükümetlerin uyguladıkları tütün politikaları nedeniyle tütün dikim alanları daraltılmış ve neticesinde pek çok bölgemizde olduğu gibi Samsun’da da tütün yetiştiriciliği tarihe kavuşur hale gelmiştir. Sağlıcakla kalınız.

/Bekir ŞİŞMAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder