29 Mayıs 2014 Perşembe

İçim Acıyor…

İçim acıyor; İnsanın kazandığı paranın  değil, paranın kazandığı insanların çoğalmasından korktuğum için…

İçim acıyor;  Küçücük yaşta tecavüz edilip, öldürülerek üzerine beton dökülen çocukların bulunduğu bir şehirde bu utancı taşımak zorunda olduğum için…

İçim acıyor; Büyük makamlara küçük insanlar getirildiği için….

İçim acıyor; Bu ülkede insanların  ilkokulda Atatürkçü, lisede Ülkücü, üniversitede Komünist, iş kurunca Kapitalist, bir ayağı çukura düşünce de Müslüman oldukları için…

İçim acıyor; Alçaklığın, hainliğin, ikiyüzlülüğün, puştluğun, kısacası cümle kokuşmuşluğun at koşturduğu bir dönemde yaşadığım için…

İçim acıyor; Bir çayın şekersizine, bir de insanın şerefsizine alışamadığım, kendisine olan saygısını kaybeden insanların çığ gibi büyüdüğünü görmek zorunda kaldığım için…

İçim acıyor; Arabasını yolun orta yerine park ederek, bencilliğin en üst noktasını yaşayan insanların Samsun’da yaşadıklarını bildiğim için…

İçim acıyor; Zor yola kolay insanlarla çıkılmayacağını bilemeyen yöneticileri çok sık görmeye başladığım için…

İçim acıyor; Aldıkları soluğu bile siyasete endeksleyen, neredeyse siyasete tapınan riyakar inlarla aynı havayı teneffüs ettiğim için…

İçim acıyor; Öğretmenim, çalışkan ol, ibadettir demişti… Çalıştım… Sonra baktım yalnızım… Ya ben de, ya başkalarında, ya da öğretmenimde bir yanlışın olduğunu fark ettiğim için…

En önemlisi; Daha 10 gün önce umarsızlık sonucu ölen 301 madencinin ölümünün  unutulmuş olmasına İÇİM ACIYOR….


Ahde Vefa
Hz. Ömer arkadaşlarıyla sohbet ederken, huzura üç genç girerler, derler ki; -Ey halife bu aramızdaki arkadaş bizim babamızı öldürdü ne gerekiyorsa lütfen yerine getirin. Bu söz üzerine Hz. Ömer suçlanan gence dönerek: -Söyledikleri doğrumu diye sorar. Suçlanan genç derki evet doğru bu söz üzerine Hz Ömer: -Anlat bakalım nasıl oldu diye sorar. Bunun üzerine genç anlatmaya başlar, derki :

-Ben bulunduğum kasaba hali vakti yerinde olan bir insanım ailemle beraber gezmeye çıktık kader bizi arkadaşların bulunduğu yere getirdi. Hayvanlarımın arasında bir güzel atım varki dönen bir defa daha bakıyor hayvana ne yaptıysam bu arkadaşların bahçesinden meyva koparmasına engel olamadım, arkadaşların babası içerden hışımla çıktı atıma bir taş attı atım oracıkta öldü, nefsime bu durum ağır geldi, ben de bir taş attım babası öldü, kaçmak istedim, fakat arkadşlar beni yakaladı,durum bundan ibaret, dedi.

Bu söz üzerine Hz Ömer söyleyecek bir şey yok bu suçun cezası idam, madem suçunu da kabul ettin... Bu sözden sonra delikanlı söz alarak:

-Efendim bir özrüm var, ben memleketinde zengin bir insanım babam rahmetli olmadan bana epey bir altın bıraktı, gelirken kardeşim küçük olduğu için saklamak zorunda kaldım şimdi siz bu cezayı ifnaz ederseniz yetimin hakkını zayi ettiğiniz için Allah indinde  sorumlu olursunuz, bana üç gün izin verirseniz ben emaneti kardeşime teslim eder gelirim, bu üç gün için de yerime birini bulurum der.

Hz Ömer dayanamaz derki: -Bu topluluğa yabancı birisin, senin yerine kim kalır ki? Sözün burasında genç adam ortama bir göz atar derki, -Bu zat benim yerime kalır, o zat Hz peygamber (s.a.v) efendimizin en iyi arkadaşlarından, daha yaşarken cennetle müjdelen Amr ibni Asr' dan başkası değildir. Hz Ömer Amr 'a dönerek -Ey Amr delikanlıyı duydun, der. O yüce sahabi: -Evet, ben kefilim, der ve genç adam serbest bırakılır.

Üçüncü günün sonunda vakit dolmak üzere ama gençten bir haber yoktur, Medine’nin ileri gelenleri Hz Ömer’e çıkarak gencin gelmeyeceğini, dolayısıyla Amr ibni Asr'a verilecek idamın yerine, maktulün diyetinin verilmesini teklif ederler, fakat gençler razı olmaz ve babamızın kanı yerde kalsın istemiyoruz, derler. Hz Ömer kendinden beklenen cevabı verir, derki, -Bu kefil babam olsa fark etmez, cezayı infaz ederim. Hz Amr ibni Asr ise tam bir teslimiyet içerisinde derki,
-Biz de sözümüzün arkasındayız.

Bu arada kalabalıkta bir dalgalanma olur ve insanların arasından genç görünür. Hz Ömer gence dönerek derki, -Evladım gelmeme gibi önemli bir fırsatın vardı neden geldin. Genç vakurla başını kaldırır ve: -Ahde vefasızlık etti demeyesiniz diye geldim, der. Hz Ömer başını bu defa çevirir ve Amr ibni Asr'a derki, -Ey Amr sen bu delikanlıyı tanımıyorsun nasıl oldu da onun yerine kefil oldun?

Amr ibni Asr : -Bu kadar insanın içerisinden beni seçti, insanlık öldü dedirtmemek için kabul ettim der. Sıra gençlere gelir derler ki, -Biz bu davadan vazgeçiyoruz… Bu sözün üzerine Hz Ömer : -Ne oldu biraz evvel babamızın kanı yerde kalmasın diyordunuz ne oldu da vazgeçiyorsunuz? Gençlerin cevabı dehşetlidir : - Merhametsiz insan kalmadı demeyesiniz diye.

/Şenol KOCATEPE
29 Mayıs 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder