Önümüzdeki yıl Mart ayında yapılacak yerel
seçimlerle, yaşadığımız kentleri yönetecek yerel yöneticilerimizi
belirleyeceğiz. Yaşadığımız kentleri, daha kolay, daha rahat, daha kolay
yaşanır duruma getirmeleri için, siyasilere taleplerimizi iletme zamanı. Yerel
yönetimlerin belirlenmesin de, Halkın hiçbir değerlendirme yapmadan, takım
tutar gibi siyasi parti taraftarı olduğunu sanan siyasiler, ben yaptım oldu
anlayışı ile hareket ediyor ve buda yerel yaşamımızı çekilmez hale getiriyor. Bu
anlayıştaki siyasiler, yaşadıkları ve yönettikleri kentlere karşı suç niteliği
taşıyan işler yapmaya başlıyorlar. Demokrasi dediğimiz şeyin doğru işlemesinde
önemli bir yeri olan halk iradesinin, cepte keklik olarak görülmesi siyasilerin
yanlış yapmalarına sebep oluyor. Halk, yaşadıkları kentlerin biçimlenmesinde
kendisinin de kararlara katılması gerektiğini bilmelidir. Kentlere karşı
işlenen suçlar, hep bu anlayıştaki siyasiler yüzünden işlenmektedir.
Eğer yerel yaşamı teslim ettiğimiz veya edeceğimiz
yerel yöneticiler,
-Kentlerimizdeki sorunları günü birlik kararlarla
çözdüğünü zannediyorlarsa,
-Kentlerimizde yaşayanların düşüncelerini hiç
önemsemiyorlar ve ben yaparım olur diyorlarsa,
-Kentsel dönüşümü, finans sektörünün rant alanı
haline getiriyorsa,
-Yerel yaşamı biçimlendirenler, kentlerimizdeki
yeşil alanları yok edecek işler yapmaya başlıyorsa ve halkın bu konudaki
tepkilerini anlamamakta direniyorsa,
-Yaşadığımız kentleri AVM ‘ler ile kuşatıp, çarşı
esnafını n bu yolla yok olmasına destek veriyorlarsa,
-Termik santrallerin kurulmasına izin vererek
verimli ovaları yok etmeye çalışıyorlarsa,
-Deniz ile yaşadığımız kent arasına duvar örer gibi
bina ve köprüyol yapıyorlarsa,
-Atakum gibi bir sahil kentinde, hiçbir etüt
yapmadan deniz kenarına protokol camisi yapacağım diye tutturabiliyorlarsa,
-Yaşadığımız kentteki sivil toplum örgütlerinin
kente yapılanlar ile ilgili tepkilerini ve uyarılarını bozgunculuk olarak
değerlendiriyorlarsa,
-Yağmur sularını denize ulaştırmayı beceremeyip,
her yağmurda su baskınlarına sebep olunuyorsa,
-Dere yataklarının kenarlarına, gerekli ıslah
çalışmalarını yapmadan yerleşim izni veriliyorsa,
-Islah
edilmeyen bu derelerde biraz şiddetli yağmurda sel baskınları oluyorsa ve bu
sel baskınlarında insanlar evlerinde boğularak ölüyorlarsa,
Yerel yaşamı yönlendiren insan olarak siz,
yaşadığınız kente karşı suç işliyorsunuz demektir. Eğer bu işleri yapan yerel
yöneticiler, yerel seçimlerde yine seçimleri kazanabiliyorlarsa, o kentte
yaşayan insan olarak sizlerde, yaşadığınız kentlere karşı işlenen suçlara
iştirak ediyorsunuz demektir. Demokrasinin evrensel değerleri böyle diyor.
/Tekin AKIN
01 Ekim 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder