Şu günlerde “aday adaylarıyla” yatıyor “adaylarla” kalkıyoruz.
Tahminler temennilerle karışıyor, temenniler yalan yanlış dedikodularla
besleniyor. Özellikle de Büyükşehir Belediye Başkanlığı söz konusu olunca
rivayetin bini bir paraya gidiyor.
Herkes kendi gönlünce filanı ya da falanı
kazandırıyor ama kentin ne kazanacağı yahut da ne kaybedeceğini konuşan yok.
Halbuki asıl üzerinde durulması gereken kent olmalı. Samsun’un mevcut durumu
bilimsel bir mantıkla çıkarılıp güçlü ve zayıf tarafları yüreklice ortaya
konmadan, kentin geleceğini doğru planlamak mümkün olamaz. Kulağa ve gönle hoş
gelen ama gerçeklere uymayan sözlerle kaybedilecek zaman, bu kentin geleceğine
ihanet olacaktır.
Samsun’un müthiş bir potansiyeli var. İyi ve doğru
yapılan işler de var. Ama eksik ve yanlışlar da var. Bunlardan birisini görüp
diğerini görmemek olmaz. Yapılanlara teşekkür etmek ama yapılmayanları ya da
yanlış yapılanları da kim kırılır, kim küser ya da kızar diye düşünmeden ve
çekinmeden ortaya koymak lazım. Ne yazık ki iktidar, noksanları gizlemekte ve
yanlışı doğru diye sunmakta ne kadar başarılı ise muhalefet de onları bulup
çıkarmakta ve halka anlatmakta o kadar başarısız.
Muhalefeti “muhalefet yapıyorlar” diye eleştirmek
yanlış. Adları üstünde elbet muhalefet yapacaklar, elbet noksanları ve
yanlışları bulup ortaya çıkaracaklar ve bunları yapanları siyasi nezaket
içerisinde ama acımasızca eleştirecekler. Bundan dolayı kime onlara kızamaz, en
azından kızmamalı. Eleştiri en çok iktidardakilere lazımdır. Yanlışlarını
görmeleri ve iktidarın baştan çıkarıcı gücüyle diktatörleşmemek ve adaletten
uzaklaşmamak için sık sık uyarılmaları ve rakipsiz olmadıklarını görmeleri
anlamaları lazım.
Muhalefet de sadece eleştirerek iktidara
gelinmeyeceğini görmek ve anlamak zorunda. Ortaya insanlarının beynini ve
gönlünü dolduracak bir iddia koymadıkça ve kitlelerin güvenini kazanmadıkça;
iktidar bir hayal olmaktan öteye gidemez. Meşhur insan hakları savunucusu
Martin Luther King’in dediği gibi “bir rüyanız” ya da bir başka ifadeyle “bir
hayaliniz” olmalı. Hayalinizi kovalayacak enerjiniz, hayalinizi projeye
dönüştürecek bilginiz, o hayal ya da rüyayı sizinle paylaşacak inanmış ve
nitelikli bir kadronuz olmalı.
Kimin kazanacağı sorusuna bu geniş açıdan
bakmadığımız sürece, kim kazanırsa kazansın kent kaybedecektir.
/Osman KARA
11.10.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder