7 Ekim 2013 Pazartesi

Şehir Planlamacıları İle Ortak Hareket Edilmeli

Şehir içi trafiğinin ve biraz da dikkatsizliğin aczine uğrayarak İngiltere’nin Birmingham uçağını kaçırdıktan sonra, şans faktörünün de yardımı ile Birmingham’a 2 saat otobüs mesafesi bulunan Manchester kentine birkaç saat ara ile uçak bulabildim. Anlatmak istediğimiz elbette uçağa yetişememe hikayesi değil. Trafik keşmekeşini önleyebilecek tek alternatifin şehir için raylı sistem, metro veya metrobüs olduğunu, büyük kentte yaşayan bir Samsun’lu olarak bir kez daha tespit etmiş bulunmaktayız. Bilindiği üzere kentimizde de işlevini sürdüren hafif raylı sistem projesi üzerinde pek çok fırtınalar koparılmış idi. İstanbul caddelerindeki reklam panolarında  “Her yere ve her yerde metro” ifadeleri, Türkiye’nin en büyük metropolünün gelecekte trafik anlamında rahat bir nefes alacağını işaret etmektedir.

Samsun’da ki hafif raylı sistem zarar edebilir. İşletmede sorun olabilir. Güzergahı, konumu ve kentte yarattığı veya yaratamadığı katma değer elbette tartışılabilir. Ancak sistem kentin her yönüne ulaşılabilecek bir konuma getirildiğinde, üzerinde geçmişte ve bugün yapılacak olan eleştiriler bir kez daha gözden geçirilmelidir. Subaşı, Çiftlik, Irmak, Kadıköy, Bulvar Yolu, gibi ana arterler ve bağlanan yollardaki trafik keşmekeşinin önlenebilmesi için Amerika’yı yeniden keşfetmek gerekmemektedir. Şehir planlamacılarının vereceği reçetelere itibar edildiğinde ve projelere siyasi rozetler iliştirilmediğinde trafik karmaşası bir yana her türlü sorunlar kolaylıkla çözümlenebilecektir.

Kentteki imar çarpıklığı cinayeti zaten kentimizin en önemli handikabıdır. Meclislerdeki tartışmaların odağını ise imara açılacak yerler konusu oluşturur. İmar mevzuatları bazen siyasi çıkarlar ve bazen de şahsi çıkarlara alet edilir. Yeni yerleşim yerleri oluşturulurken, burada yoğunlaşacak insan kalabalığı ve dolaysıyla araç trafiği hiçbir zaman nazarı itibara alınmaz. Kentte adı sanı ve gücü yerinde olan müteahhitler çeşitli ayak oyunları ile ruhsatlarını alır ve işe koyulurlar.
Projeler üretilir ve tartışma başlar. Çünkü üretilen projelerde bir konsensüs sağlanmamıştır. “ben yaptım oldu” mantığı hep egemen olmuştur. Kentin sorunlarına aşina olan mimarlar ve şehir planlamacıları bir proje için menfi görüş bildirdiklerinde ise, eleştiri yapan kişilerin yakasındaki veya yakasının arkasındaki siyasi kimliği ön plana çıkarılır.

Kentsel dönüşüm çerçevesinde üretilen ve üretilecek projelerde de kesinlikle tüm mesleki ilgili kurum ve kuruluş temsilcilerinin görüşleri alınmalı ve ortak akıl üretilmelidir. Kentin geleceğine ilişkin projeler masaya yatırıldığında, o masanın etrafında doktor, eczacı veya marketçi değil şehir planlamacıları ve mimarlar oturmalıdır.

Belediye başkanlığı seçimleri sürecine girildiği bu günlerde, aday adaylarının kentin sorunlarına bakış açıları, üretecekleri projelerin kentte ne tür bir katma yaratacağı, kısaca konulara hakimiyeti çok önemlidir. Partizan zihniyetler ile genel başkanların aday gösterecekleri kişilerin sadece siyasi ehliyetlerine bakılarak karar verilmemelidir. Manchester ve Bırmıngham gibi İngiltere’nin önemli kentlerinde, özellikle mimarı anlamda uzun vadeli projeler üretilmiş, kentin mimarisi ile ilgili en küçük bir detay dahi gözden kaçırılmadığı gözlemlenmiştir. Samsun’un da coğrafi ve fiziki konumu her tür gelişime ve modernizasyona açıktır. Sahil bandı ile turizm potansiyeli ile, tarihi ve kültürü ile çağdaş Samsun’u yaratabilmek için, çağdaş fikirler üretebilen beyinlere ihtiyacı vardır.

/Süleyman SALUR
07 Ekim 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder